Part 4

10.2K 716 274
                                    

Jimin's POV

"A-ama ama sizin yapacak çok işiniz var. Eğer kalırsanız siz geri döndüğünüzde işiniz iki ya da üç katına çıkacak," Önümde duran alfaya bakarken konuştum.

Ölecek miydim?

Yoksa o mu ölecekti!

Beni yanlış anlamayın, Jungkook'un benimle isteyerek vakit geçirmek istediğini duymak için can atıyordum, ama bu gerçek olamayacak kadar iyiydi.Hayal mi kuruyordum?İşte bu olmalıydı, rüya görüyor olmalıydım.

Boşta olan elimi kullanarak kolumu hafifçe çimdikledim ve ağrıdığında irkildim.

Hayır bu gerçekten rüya değildi.

Jungkook'un hareketime bakarak güldüğünü duydum.Ben utançtan kızarırken kafamı kendisine doğru çevirdi.

"Sorun değil, iş için endişelenme. Ofisteki işlerle ilgilenmek için Namjoon var" dedi ve yumuşak bir şekilde baş parmağını kullanarak kolumu kıstığım bölgeyi ovuşturdu.

Dokunuşu anında çılgın bir karıncalanma hissi getirdiğinde asla ayrılmasını istemiyordum.

Kolundaki damarlara hayranlıkla bakarken ikimizde sesizce duruyorduk ama aniden "Ee şimdi ne yapıyoruz" diye sorduğunda dikkatim dağılmıştı.

"Ha ne demek ne yapıyoruz bay Jeon" hayal alemimden çıktığımda sordum. Kafam hala karışıktı.

"Jungkook yeterli işte değiliz o yüzden resmi olmana gerek yok" diye talimat verdi.

"Tamam"

"Jimin, adımı söylediğini duyamıyorum" diyerek kulakları ağzımın önünde olacak şekilde başını eğdi.

"Tamam, J-Jungkook," Bunu söyler söylemez, sırtımdaki ağrı yüzünden irkildim çünkü Jungkook'tan kendimi uzaklaştırmaya çalışırken istemeden geriye doğru eğilmiştim ve sırtım ağrımaya başlamıştı.

Jungkook'da bunun farkına varmış gibi görünüyordu, bu yüzden benden uzaklaştı ama elimi tutup beni oturma odasındaki kanepeye götürdü ve yanıma oturdu.

"Az önce söylediğim gibi, bugün seninle vakit geçirmek istiyorum. Peki sen ne yapmak istiyorsun?"

"Emin misiniz, Ba- ah... Jungkook? Benim yüzümdense endişelenmenize gerek yok, bilirsiniz. Birkaç gün içinde tamamen iyileşirim. İsterseniz işe daha erken dönebilirim.Sizi rahatsız etmek istemiyorum. Burada olmanıza gerek yok "diye cevap verdim.

Biraz rahatsız hissediyordum  çünkü işini gözetimsiz bırakacak türden bir insan olmadığını biliyordum. Rutininden çıktığı için o da rahatsız olmalıydı.

"Beni burada istemediğini dolaylı yoldan ima mı etmeye çalışıyorsun Jimin"

"Hayır! Beni seninle vakit geçirmekten daha mutlu edecek hiçbir şey yok - oh!" Hemen ağzımı kapattım ancak söylediklerimi geri almak için çok geç olduğunu ve Jungkook'un itirafımı zaten duyduğunu biliyordum.

Şuanda yüzümün kıpkırmızı olduğuna  kızarıklığın kulaklarıma ve boynuma kadar yayıldığına emindim.

"Peki öyle olsun. O zaman önce ne yapmalıyız?"mutlu bir şekilde konuştu, hala kıpkırmızı olan yüzümü nezaketen görmezden geldiğine emindim.

Onu daha önce hiç böyle görmemiştim. Tanıdığım Jungkook'a ne olmuştu? Dürüst olmak gerekirse bu oldukça korkutucuydu.

Parıldayan gözlerine baktım ve bugün içindeki planımı yavaşça dile getirdim.

Complete ✓ | Jikook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin