Aklımdaki Hyunkyung fikrini silip karşımdaki çocuğa odaklandım. Islak kirpikleri güzel gözlerini sarmalamıştı."Neden ağlıyorsun?" diye sordum.
İçimden bir his git diyordu uzaklaş ondan. Ama mantığım kalıp yardım etmemi söylüyordu. Bu çocuğa yardım edecektim.
"Bu seni ilgilendirmiyor." Duvara yasladığı ayağını yere indirip elleri ceplerinde hareketlendi. Önümden geçip giderken bileğinden yakaladım.
Bakışları önce elime sonra yüzüme gitti. O karanlıkta kalıyordu şimdi. Ben ise loş ışıkla aydınlanan kişi oluyordum.
Onu neden durdurmuştum? Haklıydı. Bu beni ilgilendirmiyordu.
Galiba bir şeyleri karıştırmıştım. Mantığım gitmemi hislerim kalmamı söylüyordu.
Ve ben hep mantığıyla hareket eden biri olarak hislerimi seçmiştim.
"Ne istiyorsun?" Dedi kolunu hızlıca çekerken. Tamamen arkasını dönüp elleri ceplerinde gözlerini bana dikti.
"Sana yardım etmeyi" sakinliğimi koruyup kurmuştum bu cümleyi. Daha 10 dakika önce öfkesini kontrol altında tutmaya çalışan çocuk şimdi sakindi. Bu çocuk bana büyü mü yapmıştı?
"Sebep?" Dedi tek kaşını havaya kaldırıp, yanağında parlayan şeyin gözyaşı olduğu belli oluyordu.
Şu an karizma durması o gözyaşının düşmesine engel olamıyordu.
"Hislerim öyle diyor." Gerçekleri söylemek her zaman iyiydi. Güldü.
"Hangisisin?" diye sordu. Anlamsız bakışlarımı fark edince tekrardan güldü.
"Dalga geçen taraf mı? Karşılık isteyen taraf mı? Kaçıncı yüzyılda yaşıyoruz biz, karşılıksız yardım diye bir şey duydun mu sen? Eğer biri sana yardım edeceğim diyorsa ya dalga geçecektir ya da karşılığında bir şey isteyecektir." Söylediklerinde haklıydı ama benim amacım ikisi de değildi.
"Öncelikle tanımadığım biriyle dalga geçmem" tepkisini bekledim.
Yine güldü. Çok gülüyordu. Çok güzel gülüyordu.
"Tanımadığın birine yardım etmek istiyorsun ama". Yine haklıydı. Neden bu kadar zorluyordum ki?
"Peki o zaman insanlığın öldüğüne bu kadar inanıyorsan ben gideyim. Sen de kafanın içindekini dışarıya vurma." Arkamı döndüm. Değişik insanları çekme gücüm mü vardı?
Ben dertlerimi yabancılarla paylaşabilen bir insandım. O da öyle olsa ne olurdu sanki? Altı üstü yardım etmek istemiştim.
"Yabancı" Arkamdan bağırmasıyla olduğum yerde durdum ve arkama döndüm. Olduğum sokağa giren çocuk yanıma koşarak geldi.
"İnsanlık öldü ama hayvanlık hala yaşıyor. Bir süreliğine hayvan olursan çok sevinirim."
Güldüm.
Güldü.
Peki onu geri çevirecek miydim?
"Takip et" dedim. Onu geri çevirmeyecektim.
"Nereye?" Dedi peşimden ilerlerken.
"Merak etme böbreğini çalmayacağım. Konuşmak için düzgün bir yere."
"Böbreğimi çalacak olursan parayı bölüşelim."
"Boş yapma da yürü."
Bana güvendiğini belli eder gibi yürümeye başladı. Bu çocuk bana ters yapan çocuk değil gibiydi. İçine bir şey mi kaçmıştı?
🖤
