1. BÖLÜM: KIYAMET
( Selamlar iyi okumalar! )
———
KAÇARKEN, çalarken ya da kalacak yeni bir yer umuduyla sokaklarda gezindiği gelecekten önemsiz anılarla pazartesi gecesi saat üç sularında Bianca Atkins'in gördüğü bütün rüyalar genellikle birbirine benzerdi.
Detayı detayına -zaten gerek yoktu- hatırlamazdı. Kalkar, her kalktığında yastığın ters ve serin tarafını çevirir, şansı varsa uykusuna kesintisiz devam ederdi. Bianca geri kalan haftasını kehaneti kafasının içinde dolu bir çöp bidonuna süpürmeye çalışarak geçirirdi.
Şüphesiz lanetlenmişti.
Kendini orada bulduğu ilk an önce normal bir kehanette olduğunu düşündü. Sessizlik, yalnızlık hissi, gerilim filminden fırlaşmışa benzeyen dekorlar ve yabancılık: Sadece birkaç dakikasını alacak küçük işkencenin belirtileriydi hepsi. Artık o kadar da etkilenmiyordu bile.
Tanrı aşkına, içinden bir sesin ona bu seferkinin farklı olduğunu söylediğine yemin edebilirdi.
Yattığı tozlu tabakanın üzerinden doğrulmak için bacaklarını zorlaması gerekmişti. Çarpan güneş iki saniyeliğine gözünü kör etti. Bianca yanlış bir hamleyle sendelerken ayağına birçok küçük taşın temas ettiğini fark etti.
Hayır, etrafındaki bu his sanki dünyadaki diğer bütün insanlar nefesini tutmuş ve sarı buklelerini hareket ettiren rüzgar bile cılızlaşmış gibiydi. Leş kokusu bütün bunları basit bir kabus olarak göremeyeceği kadar burnunun dibine yapışmıştı, ölüm havadaydı.
Eğer önünde durduğu bu gelecek için seçeceği tek bir kelime olsaydı şansını "Kıyamet"ten yana kullanırdı.
Kıyamet.
Bu kelime yüzünde bir tokat etkisi yaratmak için yetti.
Sonrasında kendini yıkık enkazın, zemini kaplayan kırmızı kanın ve birkaç nefessiz bedenin etrafında bulduğu anı unutamıyordu. Çığlık atmamak için yanağını ısırmış, gerilemişti.
Kıyamet.
Atmosfer toz, kum ve kirle bulanıklaştırılmıştı lakin parçalanan adresin okunabildiği tabelayı görmüştü. Üstüne bastığı yatak örtüleri, kırık masalara takılmamaya çalıştı. Bianca görüş açısındaki diğer binalar gibi tarihe gömülü bir evin önünde durduğunun farkındaydı.
Bir adım öne attı ardından iki tane daha. Ayakları onu aşağı çekerken kız dizlerinin üstüne düşüverdi. Parmakları ufalanmış mermer parçalarında gezindi.
'HARGREEVES Malikanesi' yazısı ve ters dönmüş şemsiye sembolü aklında kalan son şeydi. Görüş alanı karardı.
Bianca gerçek dünyaya tekrardan döndüğünde nefes nefese, su içinde kalmıştı. Gözleri dehşetle açık ve ayağa kalkması için titremenin geçmesini beklemek zorundaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kıyamet || The Umbrella Academy
Fanfiction❝ SENİN DÜŞÜNCELERİNİ OKUYAMIYORUM. ❞ ❝ BEN BİR HAYALETİM. ❞ Tekdüze bir kıyametle sona ermesine sadece günler kalmış olan hayatında özel olduğunu biliyordur ancak Bianca Atkins, Hargreeves ailesiyle tanıştığında bundan daha fazlası olduğunu ö...