Telefonu kapatıp devam ettim. Tam bu sırada basımı kaldırmamla birine çarpıp yere düştüm. Kafami kaldırıp baktığımda Görkem bey karsimdaydi. Bu aralar bende çok mu sık dusuyorum ne. Uzerine baktigimda benim gibi ama ben pahalıyım diyen füme renk esofman altı ve siyah bir uzun kollu kapsonlu sweatshirt giymiş. Takim elbise yerine ben sana daha çok yakisiyorum diyordu üzerindekiler.
-Tesadüfun de bu kadarı Görkem Bey günaydın
G: Günaydın Esila kosuyorsun
-evet siz?
Derken elini uzatıp beni kaldırdı. (Elini tuttum sicacikti, aşk neydi,...:))G:Ben hava almak için çıktım sahilde yürümeyi seviyorum.
-Ne güzel bu havaları boşa harcamamak lazim malum yaz gelince sıcakta bunaliyoruz.
G:Öyle tabi. Gel istersen sana kahvaltı ismarlayayim.
-Teşekkür ederim ama Can kahvaltiya gelecek. Eve gitmem lazim. Daha fazla soğumadan devam etsem iyi olacak. Biraz daha koştuktan sonra yuruyecegim. Görüşürüz
G:görüşürüz
Görkem beyin aksi yönde koşarak ondan uzaklaşmış oldum. Eve giderken yol üzerindeki fırından ekmek poğaça ve silanın sevdiği su böreğinden aldım.
Eve gelince anahtarımi cebimden çıkarmaya usenip kapıyı çaldim. Ama acan olmayınca el mecbur anahtarlarimi çıkarıp kapıyı açıp içeri girdim. Ayakkabılarimi çıkarıp ev uglarimi giydim. Havalar oldukça iyiye gidiyordu ama uglarımı seviyordum.
Mutfağa geçip elimdeki posetleri kenarda açılıp kapanabilen dört kişilik olan ama kapalı olduğu için iki kişilik kalan yuvarlak masaya bıraktım. Sıla kulakliklarini takmış müzik dinlediği için beni duymadı. Şarkı mırıldanarak kahvaltiliklari hazırlıyordu. Onu hic rahatsız etmeden odama çıkıp hemen duş aldım. Dustan çıktıktan sonra üzerime kayık yaka ince aci yesil kazagimi ve blue jeanimi giyip saçlarımi kurutup serbest bıraktıktan sonra aşağı indim. Sıla hazırladıklarını tezgahın paralelinde duran masaya bırakıyordu. Beni görünce şaşırıp kulakliklarini çıkardı.
S: Günaydın canım ne zaman geldin duymadım
-Oldu biraz gelince yukarı çıkıp duş falan da aldım. Eee Can nerde kaldı aciktim ben.
S: Gelir birazdan mesaj attı yoldaymis.
-Tamam o zaman ben şu tabakları içerideki masaya tasiyayim.
S: Ya Esila balkona mi kursak sofrayı hava da iyi sanki.
-e olur o zaman ben balkonu hazırlıyorum.
Balkona çıkıp masanın üzerindeki örtüyü alıp sofra örtüsünü örttüm. Mutfaktaki tabakları balkona tasidim. Getirdiğim poğaça ve börekleri tabaklara alıp onları da sofraya görürdüm. Sıla da herşey hazır olunca yukarı üzerini değiştirmeye çıktı. Bi sure sonra kapı çalınca kapıyı ben açtım.
Gelen Can'di. O da eli boş gelmemiş. Çok güzel bir buket çiçek ve en sevdiğim kurabiyelerden almış. O sırada Sıla aşağı inince yanımıza gelip Cana sarılıp elindeki çiçekleri aldı. Bende çifte kumrulari yalniz birakip mutfaga geçip çaydanlığı alıp balkona geçtim. Ardımdan onlar da gelip sofraya oturdular. Hep birlikte kahvaltı etmeye başladık.Kahvaltimizi ederken aslında birbirlerini severken benim ikisinden de haberim olduğunu nasıl kivrandiklarini anlatıp gülüştük. Sabah Görkemle olanları anlattım.
S: O seni davet etmiş ne yani sen onu kahvaltya davet etmedin mi ?
-Ne bileyim etmeli miydim?
S:E yani.
-Doğru patron falan ya ayıp oldu de mi?
C: Neyse boşver artik olan olmuş. Sende gezmeye çağırırsın. Ha bu arada uzun zamandır bowling oynamamıştık bi bowling mi yapsak ha ne dersiniz?
S: Olur sevgilim bana uyar.
-E bana da uyar. Gidelim o zaman.
C: İstersen Görkem beyi de çağırabilirsin.
-Yok ya boşverin biz eskisi gibi ücümüz gidelim.
Kahvaltı sofrasını topladıktan sonra hazırlanıp çıktık ...
Vote yorum gelince devamı gelecek. Güzel fikirler var aklımda ama yazdığım kadarını yayınlamak istedim. Gecenin devamında yeni bölüm gelebilir ;)
SEVİLİYORSUNUZ
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK KIRINTILARI
Romantizm-sen ne yaptığını sanıyorsun ya G: Ne yapıyor muşum? - Çocuğu dövdün farkında mısın ? G: Evet ne olmuş? - Ne demek ya ne olmuş bakın Görkem Bey bu yaptığınız çok yanlıştı yani sebebsizce dövdünüz çocugu dediğime ben bile şaşrdım ne diyorum ben ya o...