Kralların Düellosu

62 5 0
                                    

Arven'den sinyal aldıktan sonra gözüne uyku girmedi Nimphoe'nin, en büyük kabusu gerçek olmuştu, biricik kızı düşmanın eline geçmiş, korkunç zindanlarda hapsedilmişti.  Ne yapıp edip onu kurtarmanın bir yolunu bulmalıydı. En güvendiği adamlarını, komutanlarını etrafına topladı, Arven'i kurtarmak için bütün önerileri dinleyip değerlendirdi.

Öncelikle aldığı sinyalin doğruluğunu teyit edecekti, bunun için bir casusunu Doria topraklarına girip haber getirmesi için görevlendirdi. Yaklaşık beş güneş günü sonunda casus Aperion'a geri döndü ve dedikoduların gerçek olduğunu doğruladı. Üstelik Arven yalnız değilmiş, kızı Ria da onunla beraber tutsakmış.

Bir torunu olduğunu öğrendiğinde kalbi sıkıştı Nimphoe'nin, içi bir tuhaf oldu, karma karışık duygularla gözleri sulandı koskoca kralın. Kızına onu bıraktığı için, söylemeden başkasıyla kaçtığı için, ülkeyi savaşa sürüklediği için kızgındı kızgın olmasına; ama anne olduğunu öğrendiğinde ona dair olumsuz ne varsa uçup gitmişti. Aklında sadece kızına ve torununa kavuşmak vardı.

Doria kralı Kalei ile uzlaşmak istemeye karar verdi, sınırda onunla görüşecek, bu işi nihayete bağlayacak ve kızını geri alacaktı. Krala haber göndermek için askerlerinden birine emir verdi. Mektubu yüzüğüyle mühürledi ve beklemeye koyuldu.

Aradan uzun zaman geçmesine rağmen Doria'dan haber gelmedi. Bekledikçe sinirleri daha da bozuluyor, uykusuz kaldığı gecelerin sayısı artıyordu. 

Sonunda başka bir asker Kalei'den gelen bir kutu getirdi. Nimphoe başta bir anlam veremedi, neden kutu göndermişti. Yoksa Arven'den bir şey mi iletti diye hızlıca askerin elinden kutuyu aldı. Masanın üstüne bıraktı ve iki eliyle açması ve midesinin bulanarak kusması aynı zamanda gerçekleşti. Kutunun içinde haber gönderdiği askerin kesilmiş başı vardı, ayrıca derisi yüzülmüş ve gözleri oyulmuştu.

- Bunu sen istedin Kalei, dedi kral. Artık savunma modundan çıkacaktı, artık kan dökülmeye başlanacaktı, bunca zaman suskun kalmıştı ama artık Apeiron'un gücünü Doria'ya kanıtlayacaktı.

...

Tüm ülkede savaş duyurusu yapıldı, savaşamayacak durumda olan kadınlar ve çocuklar için yerin altında mahzenler inşa edildi. Yiyecek stokları toplandı. Komşu gezegenlerden müttefikler çağırıldı. Günlerce hatta gecelerce savaş stratejileri belirlediler.

...

Kalei, Arven ellerindeyken agresif davranarak saldıracaklarını düşünmüyordu. Ne de olsa Nimphoe kızına zarar verecek bir şey yapmaya korkardı. Kendisi olsa ülkesi için Arkhe'yi gözden çıkartabilirdi; ama Nimphoe onun kadar gözü kara değildi. Yine de saray çevresinde güvenlik önlemlerini arttırdı, kendi çevresindeki korumaların sayısını da arttırdı. Oğlı döndüğünden bu yana Nipmhoe dışında farklı korkular yaşamaya da başlamıştı, oğlu da kral olmak istiyordu ve Arkhe'yi biraz tanıyorsa bunun için her şeyi yapabileceğini de biliyordu. Hem oğluna, hem Aperion'lulara karşı dikkatli olmalıydı.

...

Arkhe geldiğinden beri kahraman ilan edilmişti, kahramanlara yakışır bir saygı ve coşkuyla karşılanıyordu her yerde, daha savaş bitmemişti; ama şimdiden zafer sarhoşluğuna girmişti. Kendini kral ilan etmişti ve orduya emirler yağdırıyordu. Doria'ya geldiğinden beri babasını sadece bir kez görmüştü, yanyana gelmekten çekiniyordu adeta. Babasınn tavırları da tuhafına gitmişti, sanki döndüğüne sevinmemiş gibiydi. Apeiron'u düşürdükten sonra babasını da düşünecekti.

...

Apeiron'da savaş hazırlıkları tamamlanmıştı. Kralın düşündüğü tek şey Arven ve Ria'nın güvenliğini sağlamaktı. Bunun için yıllardır gitmediği zindanları ziyarete gitti. Gezegenin kutup noktalarında en azılı suçluları sakladıkları buz kalelerine geldi. Askerlere kapıyı açtırdı:

- Hala yaşıyor mu?

Askerler kimden bahsettiğini hemen anladılar. Kralın onu görmek için buraya kadar gelmesine şaşırdılar ama onun davranış ve emirlerini sorgulayamazlardı, ne de olsa bir bildiği vardır diye düşündüler.

- Yaşıyor efendim.

Karanlıktan göz özü görmüyordu, askerler ellerinde meşaleleri yakarak krala eşlik ettiler. Kalenin en uç noktası yaklaşık 1500 metre yükseklikteydi. Uzunca bir merdiven çıktıktan sonra üç kat korumalı kapının şifresini açtılar. parmaklıkların altında kalan hücrede karanlıktan bir şey görünmüyordu. Kran seslendi:

- Orada mısın?

Ses gelmedi. 

- Sana sesleniyorum, orada mısın dedim?

Bir çıtırdı duyduktan sonra yaşadığından emin oldu.

- Arven ve Rüya Doria'da zindana atıldı, bana yardım etmen lazım.

Meşalelerin ışığına doğru önce bir gölge yaklaştı, sonra yıllardır zindanda olmaktan zayıflamış bir yüz belirdi.

- Emirleriniz için hazırım.

Apeiron'un Kayıp PrensesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin