2.

18 5 18
                                    

Babam odamdan gittikten sonra bende uyumuştum. Sabah uyandığımda ise mailim de teklif gördüm. Bu da neyin nesiydi ki derken Turanlar Holding'in ilanına başvurduğum aklıma geldi. Ajans holdinglerinde haber ve basın için deneyimli biri arıyorlardı, bende başvuru yapmıştım ve şuan beni çağırıyorlar hemde bugün. Nasıl hazırlanacaktım, annemlere ne diyecektim? İşler iyice karışmıştı. Planım yakınlarında olup, her şeyi açığa çıkarmaktı ama hiç beklememiştim beni çağırmalarını!

"Asel hadi kızım kahvaltıya gel, uyanmadın mı hâlâ?" Annemi ikiletmeden geniş yatağımın yorganını düzelttim ve elimi yüzümü yıkayıp aşağı indim.

"Geldim annecim geldim." Hâlâ onlara nasıl söyleyeceğimi düşünüyordum çünkü biliyordum bu fikre asla olumlu yaklaşmayacaklarını.

Masaya oturmuş hepimiz sessiz bir şekilde kahvaltımızı yaparken sessizliği bozan kişi babam oldu.

"Asel birşey mi oldu kızım çok düşüncelisin?" Ah babam keşke her şeyi hissetmesen! Boğazımı temizleyip ağzımı peçeteyle sildim ve söze başladım.

"Ben bugün iş görüşmesine gideceğim." Annemin kaşları kalktı 'ne işi' der gibi. Normalde onlarla bu konuları hep konuştuğum için şuan garip geliyordu tabi bir anda karar almam. Üstelik onlara danışmadan.

"Zaten çalışıyorsun ne işi kızım?" Derin nefes alıp saçımı kulağımın arkasına sıkıştırdım, arkalarına yaslanmış ne diyeceğimi merakla bekleyen ebeveynlerime döndüm.

"Turan Holding beni iş görüşmesine çağırdı." Babam ve annem şaşkınca bakıyorlardı, babam sonra sıkıntıyla soludu, annem ise neden olduğunu sorguluyordu hâlâ. Garibimin hiç bir şeyden haberi yoktu, babam ise neden gideceğimi tahmin ediyordu.

"Bu ne demek oluyor Asel neden başvuru yaptın?"

"Güzel bir iş! Kendimi yükseltmek istiyorum anne." Babam öyle bir bakıyordu ki sanki bununla ancak anneni kandırırsın ben yemem der gibi.

"Düşmanımın işinde çalışmak mı seni yükselticek Asel?" Bir anda sesi yükselmişti babamın, sinirden deliye dönmüştü.

"Senin düşmanın baba, adam bana düşman değildir değil mi? Konu burada kapandığına göre hazırlanabilirim size afiyet olsun." Masadan kalkıp odama geçmiştim hazırlanmak için. Babamı sinirlendirmek hoşuma gitmese de her şeyi ailemiz için yapıyordum. Odama geçip üstümü değiştirdim (Hikaye başındaki medyada var 💖) arabamın anahtarını alıp evden çıktım.

Yarım saatlik yolun ardından sonunda Turanlar Ajans Holding yazısını görmüştüm, otoparka giriş yaptım. Bulduğum ilk yere tam park ederken arkadan birinin bana sellektör yaktığını gördüm. Bu da neydi şimdi! Arabadan inip camıma vurdu, camımı açıp ukalaca baktım karşımdaki beyefendiye. Nasıl bir yere düşmüştüm ben?

"Bir sorun mu vardı?" Gergin bir ifadeyle piç gibi sırıtıp parmakla olduğum yeri işaret etti "Evet o yer bana ait." Babasının yeriydi sanki, sinirle güldüm.

"Öyle mi? Tapulu yeriniz mi?" dediğime kahkaha patlattı hatta çok komik bir şey demişim gibi utanmasa gülmekten altına işeyecekti.

"Evet burası babamın yeri park ettiğiniz yer hem altın rengi ve tam ortasında Ege Turan yazıyor tabi okumanız yazmanız varsa!" Şuan hem göt olmuş hemde sıçmıştım. Cengiz Turan'ın oğlu olduğunu nasıl anlamadım nasıl tanımadım, kendime şaşkındım.

"Kusura bakmayın çıkıyorum şimdi." gülümseyip arabasına bindi bende paşa paşa arabamı çıkarıp başka bir yere park ettim. Arabadan aynı anda çıktık ve beni şöyle bir süzmüştü, elimde ki dosyayı sıkıca tuttum ve derin nefes alıp şirkete doğru yürüdüm.

Yanıma yaklaşıp benimle aynı hizada yürümeye başladı kahretsin ki çok yakışıklıydı. Beni izlediğine emindim göz ucumla baktığını görebiliyordum. Asansöre binmiştim tabiki arkamdan da Ege binmişti. Aynadan onun yansımasına bakıyordum kumral mavi gözlüydü. Bana döndü "Sen yeni misin?" Bende ona döndüm. "İş görüşmesine geldim Ege bey." Asansör açıldığında asistana doğru yürüdüm.

"Merhaba ben iş görüşmesi için gelmiştim haber ve basın için." asistan kız göz ucuyla bana baktı çok tatlı bir kıza benziyordu en azından şu filmlerdeki gibi sürtük kızlardan değildi.

"Aa siz Asel Gök olmalısınız isterseniz şurada oturun kahve söyleyeyim size Cengiz beyin menajerinin işi var." O sırada bizi Ege hâlâ dinliyordu neyi bekliyordu bu. "Valla hayır demem kahveye." 32 diş gülümseyip kahve söyledi asistan, bende orada ki bir koltuğa oturup dergileri karıştırmaya başladım. Ege de bizi dinledikten sonra gitmişti.

Kahvem bitmişti ve tam 20 dakika sonra isminin Hazal olduğunu ögrendigim asistan kız bana baktı ve meşhur cümleyi söyledi.

"Asel hanım iş görüşmesi için sizi bekliyorlar."

Selam bomba gibi bir bölümle geldim sizlere 10 vote sınırınız var ve kitap için yorumlarınızı bekliyorumm sizi öpüyorum💖💖

YİTİKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin