Yaşamayı biz seçmedik.
Ailemizi seçmedik.
Çevremizi seçmedik.
Doğduğumuz sıradaki yaşam koşullarını, sahip olduğumuz kardeş sayısını, doğuştan sahip olduğumuz fiziksel/psikolojik durumları da biz seçmedik.
Büyürken öğrendiğimiz kültürü, hangi dilde düşüneceğimizi de biz seçmedik.
Okula başladık, bunu da seçmedik.
Hangi dersleri, hangi derslerde neler öğreneceğimizi…Bize bir şeyleri kimin öğreteceğini…Neyi ne kadar öğrenmemiz gerektiğini, hangi sınavlara girmemiz gerektiğini, bir yerlere gelmemiz için baskı ve stres görmeyi de biz seçmedik.
Nerede yaşayacağımızı da öyle,küçükken tabiki.Çoğunlukla arkadaşımızı da seçmedik.Ya mahalleden olacaktı, ya okuldan.
Ne konuda ne kadar yaratıcı olacağımızı, hangi konularda yetenekli olduğumuzu da seçmedik mesela. Sırf bu yüzden başarısız olarak algılanmayı da seçmedik.
Büyüdük kime aşık olacağımızı seçmedik, seçemezsin zaten bunu.
Seçmediğimiz seçenekler doğrultusunda fırsatlar dahilinde elde ettiğimiz mesleği ve bize sağladığı koşulları da biz seçmedik.İş arkadaşlarımızı da biz seçmedik.
Evleneceğimiz insanı o zamana kadar seçmek durumunda kaldığınız seçenekler doğrultusunda bulacağız. Evleneceğimiz insan o zamana kadar edineceğimiz tecrübelerden ve biyokimyevi dürtülerden ayrıca sosyolojik birtakım durumlardan elenerek seçilecek.Daha fazlasını tecrübe edemeyeceğimiz için bilemeyeceğiz hiç.Bu iyi ihtimal. Kimileri evleneceğini bile kendi seçemez. Pardon, güya kendi seçiyormuş gibi görünemez.
Sahip olacağımız hastalıkları da biz seçemeyeceğiz. Çoğunlukla.
Çocuğumuzun neye benzeyeceğini, karakterini.
Yılların neler göstereceğini.
Bilemeyiz; seçemeyiz.
İnsan anca kendi yarattığı özgürlük kavramı kadar özgür işte.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sorgulama Günlükleri
General FictionDaha önceleri yazdığım yazıları bir kitapta toplamayı umduğum ve sıkıcı olmayan güzel bir kitap olacağını düşünüyorum, hayata dair her şeyi ön yargısız bir şekilde gerek ideolojik,gerek felsefi,gerek aşk üzerine doğumdan ölüme kadar gidecek her şeyi...