Uzun süre sonra uzun soluklu yazmak; uzun bir aradan sonra seks yapmak ya da geç boşalmak gibidir.
Gerçi bu, yazmaktan bir haz alıp almadığınıza bağlıdır.
Yazmak; insanın kendisi ile konuşması gibidir; kendinden kaçan ilk şizofren; günlük tutmaya başlayan ilk kişidir.
Kendimize yazılar yazıyoruz, kendimizi kendimize anlatıyoruz.
Kendimizle ilgili anıları saklıyor, buna günlük adını veriyor ve daha sonra tekrar okuyoruz.
Kendimize 'sevgili ayşe,fatma,ali,osman' demekten utanıyor 'sevgili günlük' diyoruz.
Çoğu insan bu şekilde günlük tutarak kendisi ile olan sohbetini gizler, bundan utanır. Kimse ile günlüğünü yani kendisi ile olan sohbetini paylaşmaz.
Kimisi ise bunu ulu orta yapmaktan çekinez. Etrafta kendi kendine konuşan birileri görünce genelde 'deli' deriz.
Bunun sebebi kendimize 'deli' diyemiyor oluşumuzdur.
Aslında o adamdan farklı bir şey yapmıyoruzdur çoğu zaman.
Fakat kabullenmek, yazmaktan daha zordur.Çocukken, haliyle, birer gerizekalı olduğumuzu kabul etmeyiz. Yaşlanınca işe yaramaz birer yük olduğumuzu inkâr ederiz. Aşık iken aptalca hareketler yaptığımızı o an pek fark edemeyiz. Kendimize -gereksiz yere- yakışmadığını düşündüğümüz hareketleri yaparken bile kendimizi red ederiz.
Gerçek olan ne varsa, insanlığın sınırları dışına taşıdığı değerlerde mevcuttur.
Bir gün öleceğini kendine yediremeyen, bundan korkan ve aynı zamanda buna her gün -ister istemez- yatırım yapandır.Geçirdiğimiz her saniye ölmek için topladığımız kuponlar gibidir. Fakat -sanılanın aksine- ölümden daha ciddi meseleler de vardır; gülmeden geçirilen günler mesela.
Gülmemek, gülememek, gülmek istememek veya gülmenin değerini fark edememek.Ölüm, bence, hayattaki en önemli şey olmasa da; ölümden daha mühim başka bir mesele nasıl öldüğündür.
İsviçreli bilim adamları bu olaya el atmadıysa, hâlâ her insan bir gün ölecek.
Fakat her insan aynı şekilde ölmüyor.
Ölme şekli, ölmekten daha önemlidir.
Bir mücadele sırasında ölmek var, soda şişesine oturup ölmek var. Ortak noktaları ölmüş olmalarıdır. Fakat buradaki önemli konu, nasıl öldükleridir.Bu yüzden, intihar daima yerinde bir tavırdır. İnsanın hayatındaki en önemli anlarından birine kendisinin karar vermesi kadar olağan bir şey daha yoktur.
İntihar etmek, sadece, kişinin seçeneklerden arasından kendine uygun olanı seçmesidir.
Ve seçimlere daima saygı duyulmalıdır.--Halüsinatif Haller Vol.2 de görüşmek üzere--
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sorgulama Günlükleri
General FictionDaha önceleri yazdığım yazıları bir kitapta toplamayı umduğum ve sıkıcı olmayan güzel bir kitap olacağını düşünüyorum, hayata dair her şeyi ön yargısız bir şekilde gerek ideolojik,gerek felsefi,gerek aşk üzerine doğumdan ölüme kadar gidecek her şeyi...