"Hoş geldin"

145 5 1
                                    

Bu bölüm sevgili Öykü'ye ithaf edilmiştir.

Etrafta kelebekler gibi uçuşan kar taneleri, arabalardan yükselen klakson sesleri, sokak satıcılarının birbirine karışan bağırışları, yanından yürüyüp geçen insanlar... Hiçbirinin farkında değildi genç kadın. Yüzünde yarım bir tebessüm, gözlerinde birbirinin zıttı iki duygunun yarattığı parlaklıkla karışık buğulanma ile ayakları otomatik bir şekilde adımlarken yolu, onun düşünceleri bambaşka yerlerde gezinmekteydi. Mantığı hala öğrendiği şeyin gerçekliğini sorgularken kalbi göğüs kafesinin içinde kanat çırpıyordu resmen. Zamanlaması da öylesine manidar olmuştu ki! Dudaklarından ufak bir kahkaha o fark etmeden kaçtığında, kendi kahkahasının sesi gerçeklikle bağını yeniden kurmasını sağlamıştı. Durup bir etrafına bakındığında yürümüş olduğu mesafeye inanamamıştı. Aklını toplamalıydı, etrafa göz gezdiğinde yolun karşısında mint yeşili kapısıyla dikkatini çeken kafeye çevirdi adımlarını; yerine gelen bilinci ile bir farkındalık da üşüme konusunda yaşamıştı. Eldivensiz çıkmasının bir sonucu olarak, kılcal damarları zarif ellerinin üstünde belirgin hale gelmiş, inceden morarmaya başlamıştı eli.

Kapıdan içeri adım attığında yüzüne değen, vücuduna yayılan sıcaklık hissi, ortama yayılmış taze kahve ve narenciye, baharat, çikolata kokuları ile resmen tüm duyuları ayaklanmıştı. Yüksek tavanlı, pastel tonlarda döşenmiş ferah bir mekandı. Ortamın sıcaklığı mobilyalarda seçilen tahtalar, yastıklar, aksesuarlarla insana kendini iyi hissettiriyordu. Adımlarını yanan şömineye doğru yönlendirdi, şöminenin hemen sağ tarafında aralarında sehpanın olduğu, arkası yüksek sırtlı leylak renginde iki berjer vardı. Çantasını, ardından da paltosunu berjerin birine bırakıp şömineye yakın olana da kendisi oturdu. Gözlerini kapatıp derin bir nefes alıp verirken, başını hafifçe geriye yaslamıştı. Onu gerçekliğe ve içinde bulunduğu ana geri döndüren ise kulaklarına dolan "İyi misiniz?" sorusu olmuştu. Gözlerini açtığında karşısında ona biraz endişe ile bakan bir çift mavi gözle karşılaşmıştı. Oturuşunu dikleştirirken;

"İyiyim, bir an dalmışım sadece, teşekkür ederim." dedi karşısındaki genç kıza.

"Bir an sizi öyle görünce endişelendim, bu arada hoş geldiniz kafemize. Siparişinizi alabilirim eğer karar verdiyseniz." derken nazikçe gülümsedi kız.

"Menüyü inceleme fırsatım olmadı, öncelikle menü alabilir miyim?"

"Sehpanın üstündeki sukulentte QR kod var, onu telefonunuzla tarayarak menüyü inceleyebilirsiniz. Siz karar verene kadar ben diğer müşterilerle ilgileneyim, yanınıza uğrarım tekrardan." dedikten sonra uzaklaştı kadının yanından.

Paltosuna uzanarak cebinden telefonu aldığında 4 cevapsız arama 14 mesaj bildirimi ile karşılaşmayı beklemiyordu. Aramaların ikisi kocasından, ikisi yakın arkadaşındandı. Mesajlarda muhtemelen onlara aitti, ikisine de dönecekti ama önce sipariş vermek istiyordu. QR kodu telefonuyla tarayıp hızlıca menüye baktı, karar vermesi çok zor olmamıştı. Menüden çıkıp mesajları bildirim çubuğundan okuduğunda 2 mesaj dışındaki tüm mesajların arkadaşından geldiğini görünce gülümsedi. Mesaj yazmakla kurtulamayacaktı ama ararsa uzama ihtimali de vardı, önce sipariş vermeliydi. Etrafa bakınırken, mavi gözlü garsonun kendisine doğru geldiğini görünce gülümsedi.

"Sanırım sipariş vermeye hazırsınız."

"Evet, ben bir dilim lavantalı limonlu kek alayım yanına da bir filtre kahve, decaf olursa sevinirim."

"Kahveyle beraber süt ister misiniz?" derken siparişi elindeki tablete not almıştı.

"Hayır, teşekkür ederim."

Kalbim Sende Kaldı (CemNed)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin