2.BÖLÜM:YALANCI POLYANALAR

10 3 7
                                    

Yeni bölüme hoşgeldiniz,keyifli okumalar♡♡

Bölüm şarkıları:
Sena Şener- sendin düşmanım
Mabel Matiz- fırtınadayım

Tehlikenin bir kokusu oluyordu, bu kokuyu annemin karnından ilk aldığım an ciğerlerime doldurmuştum. Ben bu evrende varolduğum andan beri tehlikenin kokusunu ciğerlerime doldurmuştum ve onunla yaşamaya çalışmıştım ama o koku her seferinde ciğerlerime düşen kanser hücresi gibi beni tüketip, kayboluşa sürüklemişti.
Pes ettirmeye, yenik düşürmeye çalışmış, gücümü korkumla ezmek için uğraşmıştı. İlk başlarda kaybolacağımı sanıyordum ama ben aslında kaybolmuyor, yeniden var olmayı öğreniyordum. O tehlikeye boyun eğmeyerek yeniden var olmaya çalışıyordum.

Şimdi karşımdaki kehribar rengi gözlere bakarken,tehlikenin kokusunun tamamen kaybolacağını sandığım anda, her nefesimde tekrar ciğerlerime saplanmaya başlamıştı.

Tekin gözlerini tehlikeli bir edayla kısarak önce Mahi'de sonraysa bende dolaştırdı ama benim yüzümde gözleri daha ağır bir şekilde dolaşmıştı.
Midem iğrenç bir hisle kasıldı.
Yüzümdeki yaralara tepki vermiyordu.
Hep gördüğü şeylere, yanında dahi yaşanmış şeylere tatsız tepkiler vermemesi sağlığı açısından daha iyiydi.

Mahi aniden adımlarını hızlandırıp yanıma geldi ve sanki Tekin'in beni görmesini istemiyormuş gibi önüme geçti.

Şuan bu hareketi beni rahatsız etmedi.
Aksine teşekkür bile edebilirdim.
O adamın yüzü beni geçmişe, babamın ellerine, gözlerine ve sözlerine yolluyordu.

"Vay vay, Sana noluyor Mahi Bey, Ervah'ın korumalığını mı yapmaya başladın?" Dediğini duydum. Sözcükler dudaklarından tükürürcesine çıkıyordu ama Mahi'nin omuzlarından onu göremiyordum.

Sinirle Mahi'nin hemen yanına geçip, "Benim bir korumaya ihtiyacım yok ama eğer olsaydı da o korumanın seni öldürmesi için tüm servetimi verirdim piç kurusu." Dedim onun gibi tıslayarak.

Tekin adımlarını hızlandırıp öfke saçan yüzüyle yanımıza gelmeye başladığında bağırarak, "Babana naptın lan orospu karı?" Dediğinde vücudumda kalan kanın son damlası yere düştü ve o damla yeri inletecek şiddette güçlüydü.
Fakat saniyelerle yarışan damlalarımızda kazanan Mahi'ninki olmuştu ve tüm sokağı inletip kükreyerek elindeki çantayı yere bıraktı ve saniyeler içinde bir çita gibi Tekin'in üstüne atlayıp onunla beraber kendini de yere serdi.

"Senin belanı sikerim piç kurusu!"

Mahi Tekin'in hareket etmesine izin vermeden suratına durmadan yumruklarını geçiriyordu ve yumruklarını sallarken de altında yatan bedene demediğini bırakmıyordu.
Bense kitlenmiştim.
Bu ben değildim.
Belki bağırıp çağırmam ve Tekin'e saldırmam ve sonra da Mahi'yi de alıp gitmem gerekiyordu.
Ya da Mahi'den önce benim bu herife saldırmam gerekiyordu ama tüm uzuvlarım donmuş gibi sadece olanları izliyordum.

Dehşet içinde değildim ama yakalanma dürtüsü arttıkça içimdeki telaşta artıyordu.

"Pezevenk Mahi sinirlendi." Dedi Tekin yerde inlemelerinin içinde.
Onun amacı babama ne olduğunu öğrenmek değildi.
Onun amacı Mahi'yi çileden çıkarıp yakalanmasını sağlamaktı.

Tekin kurnazdı ve herşeyi bildiğinden adımın Ervah olduğu kadar emindim.

"Mahi bu tuzak." Dedim soğukkanlılıkla konuşarak. "Tuzak kurdu, gitmemiz lazım."

Mahi'nin yumrukları durulunca omzunun üstünden bana baktı. Tekin altında öksürürken öksürüklerinin arasından, "Orospu senden akıllı, ama sende bir orospu evladı olduğundan orospulara zaafın olmasını şaşmıyorum." Dediğinde bu sefer Mahi'nin bana bakan gözlerindeki karartıyı ve sonrasında harlanan ateşi gördüğümde bu sefer bunun bir tuzak olması bile Mahi'yi durdurmayacağını anladım.

ÖLÜM MELEĞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin