Genç kız daha 19 yaşındaydı babası vefat ettiğinde. Gönül öyle çok bağlıydı ki babasına asla kabullenemiyordu. Bir gün okul çıkışında arkadaşları ile eve doğru yürürken okunan selada babasının adını duydu ve dünyası başına yıkıldı. 8 ay boyunca kimse ile konuşmadı içine kapandı genç kız.. Annesi Sultan onun gibi duygusal biri değildi onun için varsa yoksa para idi. Zaten Gönülün babası ile de zengin oldukları için evlenmişti fakat şimdi vefatının ardından 8 ay geçmiş ve Sultan koca arayışına girmişti. Derken aradığı fırsatı buldu. Bir iş adamı olan Fikret evlilik öncesi gerçek yüzünü göstermemişti. Sultan onun gerçek yüzünü bilse değil onunla evlenmek onun yüzüne dahi bakmazdi. Tabi genç kız ve Sultan başlarına geleceklerden habersiz nikah gününü bekliyordu. Gönül annesine sitem ediyordu çünkü annesi babasının ardından evleniyordu. Tamam bir taraftan da hak veriyordu ona çünkü ne de olsa hayat devam ediyordu yalnızlık Allah'a mahsustu. Fakat Gönül bunları düşünmesine rağmen annesine hak vermiyordu. Ama annesinin mutluluğu için buna katlaniyordu. Ve beklenen gün gelmiş nikah kıyılmıştı. Nikah kıyılınca Fikretin emri üzerine gönül ve Sultan onun evine taşınmışlardı. Gönül her ne kadar istemese de zorundaydı.ne yapabilirdi ki annesinden başka kimsesi gidecek hiçbir yeri yoktu. Fikret nikah kıyıldığı için artık gerçek yüzünü gösterebilirdi. Ve Sultana yatağına gelmesini emretti. Sultan da ona bugün nikah işleri ile uğraştığı için yorgun olduğunu söyledi. Fikret bu durumdan hiç hoşnut olmadı ki yatağında güzelce uzanan Sultanın saçının kökünü kavradığı gibi yataktan çekerek kaldırdı. Sultan acı ile kivrandi. Ve inanamadi evlendiği ömrünün kalanının beraber geçireceği adam psikopatın tekiydi. Ve Sultanın kafasını makyaj aynasına sertçe vurdu. Kendinden geçen Sultan yere kapaklandı. Sesleri duyan gönül hemen odaya girdi ve gördüğü manzara karşısında donup kaldı. Fikret bi hamlede Gönülün saclarindan yakalayıp sürüttü yerlerde canı fazlasıyla acıyan ve ne olduğunu anlamayan Gönül acı içinde kivrandi kızı için endişelenen Sultan Fikrete kızına bir şey yapmaması için yalvardı artık o kanayan ağız ve burun ile ne kadar kendini anlatmaya çalışabildiyse... Ardından odadan çıktı ardında iki tane kanlar içinde kalan iki kadını bırakıp giden Fikret bu onun için bi zevk, eğlenceydi. İnsanların acı çekişini görmek özellikle de kendi için umutlu kişilerin gerçek yüzünü gördükten sonraki o yüz ifadelerini görmek onun için dünyaya denkti. Ardından yavaşça araladı gözlerini Gönül öyle çok dayak yemişti ki kendi benliğini kaybetmiş vücudunu hissetmiyordu. Aynı şekilde Sultan da ayağa zar zor kalkmış kızının yanına sokulmuştu. Anne kız birbirilerinin yüzüne bakıp soluksuzca ağlamaya başladılar. Ardından Sultan: çok yandı mı canın annem
Gönül: herşey senin yüzünden oldu anne sen babamın anısına saygı gösterip oturacaktın oturacağın yerde tabi sen parasız naparsin sonra değil mi?! Afedersin Sultan hanım unutmuşum
Sultan: Kızım ne desen haklısın ben ne bileyim ki yoluna ömrümü adayacağım herifin böyle bir deli olduğunu hem şimdi beni suçlamak yerine yaralarımızı saralım.
Gönül: anneeem çok yandı mı canın
Sultan: sen yanımda iken hiçbir şey benim canımı yakamaz. Gel pamuk falan bulalım da yaralar mikrop kapmadan bitirelim şu işi
Gönül: anne ne kadar rahatsın sanki kendi evimizdeyiz de arayıp pamuk bulucaz çabuk polisi ara yoksa ben ararım.
Gönül yerinden kalkarak odada bulunan annesinin telefonunu aramaya çalışırken kapıdan Fikret içeri girdi ve elinde Gönül ve Sultanın telefonu ile " bunları mi arıyorsunuz hanımlar dedi alaycı bir şekilde" Gönül ve Sultan tekrar bi şoka uğradılar. Ne kadar büyük bir belaya çattıklarını anlayan Gönülün gözünden bir yaş süzüldü az önce kanı akan yere... Fikret söze başladı:
Bu evin kuralları var ve sizde uymak zorundasınız kusura bakmayın bunlara uymanız için ilk başta böyle bir giriş yapmak zorundaydım. Bu evde yaşanan bu evde kalır asla ve asla evde yaşanan hiçbir şey kimsenin kulağına gitmeyecek ya da çalışılmayacak hele ki polisi bi arayın o zaman başınıza ne gelir anlatamam. Ve hoşgeldin hediyemi inşallah beğendiniz. Tekrardan hoşgeldiniz sevgili karıcım ve pek sevgili kızım.