(~_~;)(~_~;)

291 52 14
                                    

"Gerçekten abarttığın kadar varmış.Sanırım artık her acıktığımda buraya gelip bir sürü krep yiyeceğim.".

Gergince kahvaltı ederken Mark'ın ağzından nasıl laf alacağımı düşünüyordum.Ama onun bu rahat tavrı ve buradaki güzel yemekler aklımı bulandırıyor.Acaba Johnny Hyung ile konuşurken bizi duymuş muydu?
Ki duymuş olsaydı şu an burada böyle rahatça kahvaltısını ediyor olmazdı.Fazla büyütüyorum sanırım,şu anda odaklanmam gereken şey;Mark ile yapmak istediğim şeyler olmalı.

"Ben zevkli bir insanım Lee Donghyuck"

O,bunu dedikten sonra sırıtmaya başladım.
İyi ki bir iltifat etmiştim.Ama yine de şu an önümde o krepleri yerken çok tatlı görünüyordu;küçük bir çocuktan farkı yoktu.Zaten geldiğimizden beri de eli ayağına dolaşmış gibi üstüne veya yerlere bir şeyler döküyordu.Mark'ı tanımıyor olsam heyecanlandığını düşünürdüm benim için ama heyecanının tek sebebi buraya uzun bir zamandır gelmemiş olması.

"Orası tartışılır.Ama neyseki ne derler bilirsin;istisnalar kaideyi bozmaz."

Yemekte olduğu krepten kafasını kaldırıp bana şaşkın ve aynı zamanda da sinirli bir şekilde bakmaya başladı.Şu anda kendini korkunç falan sanıyorsa yanılıyordu;ağzının kenarına bulaşmış yemek ve dolu yanaklarıyla yaptığı bu ifade birleşince gerçekten bir çocuktan farkı yoktu gözümde.Tatlıydı da.

"Bakma öyle canım.İyi bir zevkin olsaydı bana hayran olurdun ama sen antisin bana."

Gözünü devirip tabağında kalan krepleri iştahla yemeye devam etti.Galiba Mark yemek yerken konuşmayan sadece yemeğe odaklanan tiplerdendi.Ama ben hem ona hem de yemeğime odaklanabilirim.Tam ona buradan sonra ne yapmak istersin diye sormak için ağzımı açmıştım ki telefonu çaldı.Telefonuna baktığında suratı düştü ve geleceğini söylerek konuşmak için dışarıya çıktı.Ben de gizlice arkasından çıktım.

Mark bir ağacın yanında durduğunda son kez etrafına bakıp telefonunu açtı.Merak etme Mark Lee benden başka kimse seni dinlemiyor.Yüz ifadesi rahatsız gözüküyordu ama dediklerini duyamıyordum.Ses çıkarmadan Mark'a doğru biraz daha yürüdüm.

"Kun sen bu hayattaki en büyük şaka falan mısın.Ne olduğunu söyleyecek misin sinirliyorum çünkü.Aklıma bir sürü şey geliyor ve hepsi o gerizekalılarla ilgili.

Şu anlık sadece iki soru...Kun ve o gerizekalılar diye tanımladıkları kim.Evet Mark Lee bu gizemini öğrenmekte artık listemde yer alacak.
Mark susup telefondaki kişiyi dinlemeye başladığında yüzü kaskatı çekildi.Nefes almıyor gibi duruyordu ve bu korkunçtu.
Hiçbir şey demeden o halde telefonunu kapadı ve arkasında ağaca yaslanıp yere oturdu.

Boş boş sadece önüne bakmaya başladığında endişeyle yanına yürümeye başladım.Yanına gittiğimde hemen kafasını kaldırıp bana baktı ve sonra yine eski haline döndü.Bir çeşit şoka mı girmişti acaba.Ben de yanına oturup sırtımı ağacs yasladım.

"Hemen gelmeyince merak ettim.İyi görünmüyorsun ama bir sorun yok değil mi?"

Derin bir nefes alıp verdi.Acaba ailesinden bir haber mi almıştı.Onun hakkında hiçbir şey bilmiyorum ki ne tahmin etsem yanlış olacak.Kafasını bana doğru çevirip bakmaya başladığında düşüncelerimi okuyabildiğini sandım.Bu mümkün olabilir miydi şu anda?

Ona gergince bir tebessüm sunduğumda hala aynı şekilde bakmaya devam etti.Dayanamadığımdan kafamı çevirip etrafa bakmaya başladım.Sonra iyi olduğunu mırıldandı ve ayağa kalktı.
Giderken bir şeyler daha mırıldandı ama anlayamadım.O tek sorun aşkın mı demişti?Galiba cidden bana kafayı yedirdi.

"Beklesene beni de ya.Hızlı hızlı yürüyorsun."

İçeri girdiğimizde masaya oturup yemeğe kaldığı yerden devam etti ama tedirgin ve gergin olduğunu en uzak masada oturanlar bile fark edebilirdi.Arkasına yaslanıp bitirdiği tabağı önüme itti ve işi olduğunu söyledi ve şimdi çıkıp çıkamayacağımızı sordu.Açıkçası biraz kırılmıştım.Bugünü böyle beklemiyordum.Gelen telefon bütün her şeyi bozmuştu.Ama Mark'ı daha da rahatsız etmemek için anlayışlı olup hesabı ödeyip siteye geri döndük.

"Kahvaltı için teşekkür ederim.Biraz saçma ve hızlı bitti.Suratından da belli ki hoşuna gitmedi bu.Ama bir dahaki yemeğe seni ben götürüp ısmarlayacağım ve zevkli bir insan olduğumu bir kez daha kanıtlayacağım."

Yanımdan ayrılıp kendi bloğuna doğru yürümeden önce teşekkür edip gitti.Açıkçası güzel bir teşekkür oldu;hoşuma gitmedi değil.
En azından bir kez daha buluşacaktık,benim plan hazırlamama gerek kalmamıştı.Ama yine de Kun'un kim olduğunu ve Mark'ın neden bu ruh hali içine girdiğini öğrenmem gerekiyordu.
Ve öğrenebileceğim tek bir adres var.

direct messages
renjunhuang

hyuckiesun:
5 dakikaya her zamanki bankta ol

———————
aceleye gelen ve sacma bir bolum oldu
cok uzgunum😭
ama artik heyecanli bolumlere geliyoruz🤠

•𝑑𝑖𝑠𝑐𝑜𝑟𝑑• Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin