Tamam, bazen aşırı klişe olduğu için gerçek olma ihtimalini yok saydığınız olaylar başınıza gelebilirdi. Hongjoong ve Seonghwa da bunun bir benzerini yaşıyordu.
"Bakın hanımefendi, hastanemizin ayarladığı odadan başka odalar da vardır eminim otelinizde. Neyse parası size ödeyeyim ve siz de o odalardan birini bana verin." Hongjoong bıkkınlıkla söylendi resepsiyondaki kadına.
"Beyefendi, anlamadınız mı yoksa anlamak mı istemiyorsunuz bilmiyorum fakat otelde bulunan bütün odalarımız yarın düzenlenecek bir tören için rezerve edildi. Kısacası otelimizde müsait bir oda bulunmuyor. Eğer bu sizin için büyük bir problemse yakında bulunan diğer otellerle ilgilenebilirsiniz." Kadın sabrı taşmış bir şekilde resepsiyonu başka bir iş arkadaşına terk etti. Hongjoong, gözlerini devirdi ve yeni gelen genç adamdan kalacakları odanın anahtarını istedi.
"1998 numaralı oda, umarım yapacağınız konaklama süresi boyunca keyifli vakit geçirirsiniz." Seonghwa ufak bir kafa hareketiyle adama teşekkür etti. Valizlerini sürükleyip asansöre doğru ilerlerken Hongjoong yine söyleniyordu.
"Klişe bir olay yaşamayalım demiştim iyi ki de. Klişenin klişesi buldu bizi."
"Daha çift kişilik yatak klişesine denk gelmedik, şimdi o çeneni bir süreliğine kapalı tut da o klişeye de denk gelmeyelim." Seonghwa gözlerini devirirken 4.kattan gelen asansöre valizini sürükledi. Öylece kapıda bekleyen Hongjoong'a:
"Gelmiyorsun galiba? Bana göre hava hoş." 8.katı tuşlamışken Hongjoong da kendi valiziyle içeri girdi.
"Gerçekten öyle bir klişe daha yaşamayız, değil mi? Yaşarsak hangimiz gidecek ona karar verelim bari. Sıkıntı çıkarsa diğerinin maliyetini bölüşürüz." Gerginlikle gözlerini asansörün her bir noktasında dolaştıran Hongjoong içinden geçenleri söyledi.
"Öyle bir şey olmayacak, oradan bakınca Brezilya dizisi çekiyor gibi mi görünüyoruz?"
"Umarım olmaz ve ekstra bir masraf çıkmaz. Şu konferansı bitirip dönmek istiyorum hastaneye. Bir de senin yüzünü daha az görmek tabii."
"Evet, aynı şekilde ben de. Ne güzel, düşüncelerimiz karşılıklı Doktor Kim. Ah, fakat benimki biraz daha farklı. Ben sizin yüzünüzü bir daha görmemek istiyorum." Seonghwa alaycı bir şekilde güldü. 8.kata ulaştıklarında asansörün çıkardığı tiz ses ile birlikte kapıların açılmasıyla valizlerini 1998 numaralı odaya sürüklediler.
Kapıyı açmadan önce birbirleriyle bakışıp odada tek yatak olmaması için Tanrı'ya dua ettiler. Gergin bir şekilde odanın kapısını açtılar, şükür ki odada 2 tane tek kişilik yatak vardı. Derin bir nefes verdiler ve kendi bölümlerine yerleşmeye başladılar.
"Çeneni kapalı tutman işe yaradı, bir daha belayı çağırma başımıza."
"Hah, bana diyene bak. Seninle aynı odada kalmak için yanıp tutuşuyordum zaten ben de. Seonghwa-shi, lütfen benimle aynı odada kal. Sensiz ne yaparım!" Son cümlesini alaya alarak söylemişti. Seonghwa onun bu davranışlarına sinirden gülerken bir yandan da getirdiği kıyafetleri dolabına asıyordu.
Kıyafetlerini asmayı bitirdikten sonra yanına aldığı geceliğini valizinden çıkardı. Geceliğini çıkardığını gören Hongjoong, ellerini gözlerine siper etti.
"Burada soyunacak birine mi benziyorum oradan bakınca? Ayrıca vücudumu göreli 24 saat olmadı daha, sakin olabilirsin yani."
"Hatırlatma şu olayı, isteyerek baktım sanki." İç sesi ona "Evet, isteyerek baktın." diyordu. Bakmayı istemişti ama şu an inkâr etmek daha ilgi çekiciydi.
"Her neyse, banyoya da bugünkü gibi girmezsen memnun olurum."
"Çok da meraklı değilim zaten." Hayır, meraklıydı. Her ne kadar Seonghwa ile uğraşsa da yakışıklı adamın bir o kadar çekici vücudunu, daha yakından görmek istiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
drown • seongjoong
FanfictionDoktor Kim, meslektaşı Bay Park'ın haritasında boğulmak istiyordu. Su damlalarının Bay Park'ın teninde oluşturduğu haritada. ❝Hadi derin okyanusta nasıl istiyorsak öyle yüzelim, Sabaha kadar sadece ikimiz varız. Derine iniyoruz, İkimiz kadar gürültü...
