Otoparka inip hızla arabasına bindi, koltuğa oturup eşyalarını yerleştirince başını direksiyona vurdu.
"Aptal ben, aptal ben. Sen niye oda boş diye giriyorsun ki geri zekalı? Ayrıca sana ne adamın bedeninden? İlgini çekecek son kişi bile olmamalı o."
Arabada kendi kendine konuşup kavga ederken Seonghwa da otoparka inmişti. Arabasının içinde kendi kendine kavga eden Hongjoong'u görünce ister istemez kahkaha atmıştı.
Arabada olmasına rağmen Seonghwa'nın kahkahasını duyunca bu kadar rezilliği kaldıramayıp hemen arabasını çalıştırdı. Kendi kendine söylene söylene otoparktan çıktı.
"Hayır yani neyine ki kendi kendine kavga ediyorsun? Bir de rezil oldum o kadar. Off cidden!" Telefonu çalınca ilgisini telefonuna verdi.
"Efendim, Jongho?"
"Hyung, haftaya vizeler başlıyor ve ben anatomi hakkında hiçbir şey bilmiyorum. Hafta sonu boşsan bana çalıştırır mısın?"
"Bilmiyorum Jongho, eğer müsait olursam haber veririm. Hastane çok yoğun şu sıralar."
"Yine de sağ ol hyung." Jongho'nun sesi biraz kırılmış gibi gelince aklına hemen bir fikir geldi.
"Ben değil de başka bir arkadaşım çalıştırsa olur mu?"
"Olur hyung ama tanıdığım biri mi?"
"Pek sayılmaz, seni tanıştırırım. Olur mu?"
"Eğer çok meşgulsen ve arkadaşın yardımcı olacaksa tamam. Teşekkür ederim yeniden."
"Rica ederim Jjong." Aramayı sonlandırdı ve yola odaklandı. Arabasını kullanırken hâlâ kendi kendine söyleniyordu. Kim Hongjoong'un sıradan bir gününü okuyorsunuz, evet.
"Böylece hem işime odaklanırım, hem de Jim hastanede olmaz. Bir taşla iki kuş vurmuş olurum." Yüzüne yerleşen zafer gülümsemesi ile yola devam etti. Telefonunun ikinci kez çalmasıyla otomatik olarak telefonu açtı.
"Hongjoong, müsaitsen bize gelsene? Bayadır konuşmuyorduk, hem sana anlatmamız gereken birkaç şey var." Wooyoung'un sesini işitince cevap verdi hemen.
"Şu an eve gidiyorum, yarın önemli bir konferansa katılacağım. Konferansa gitmeden telefonda konuşabiliriz istersen."
"Tamam, o zaman söylüyorum. Biz San ile evlenmeye karar verdik."
Yaklaşık 50 km hızla sürdüğü arabasında aniden frene bastı.
"Ne evliliği? Siz evleniyor musunuz şimdi?"
"Dahası da var, bir çocuk evlat edinmek istiyoruz." San, Wooyoung'un yanından cevaplarken Hongjoong şoka girmişti.
"Ne desem bilemiyorum, tebrikler çocuklar! Umarım her zaman mutlu olursunuz, peki ev meselesi ne olacak?"
"Woo dairesine bir kiracı buldu, birlikte yaşayacağız."
"Ah anlıyorum, o zaman yeniden mutluluklar size. Ama çocuk olayını biraz daha düşünmeniz gerekiyor bence."
"Sağ ol hyung ve düşüneceğiz. San biraz fazla heyecanlı bunun için."
"Konferanstan döndüğümde daha ayrıntılı konuşalım bunları. Şimdi kapatmam gerekiyor, yeniden tebrik ederim ikinizi de." Vedalaştıktan sonra telefonu kapadı, en yakın arkadaşları evlenme kararı almıştı ve ikisi de sadece 25 yaşındaydı. Kendisinin 28 yaşında olduğunu düşününce biraz fazla çömezdi gözünde Wooyoung ve San.
Yoluna devam etti, yaklaşık 10 dakika sonra evine varmıştı. Üst kata çıktı, yatağının altından valizini çıkardı ve 2 günlük konferans için giyeceği kıyafetleri ayarlamaya başladı. Dağınık bir insan değildi, o yüzden her bir kıyafetini özenle yerleştirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
drown • seongjoong
FanfikceDoktor Kim, meslektaşı Bay Park'ın haritasında boğulmak istiyordu. Su damlalarının Bay Park'ın teninde oluşturduğu haritada. ❝Hadi derin okyanusta nasıl istiyorsak öyle yüzelim, Sabaha kadar sadece ikimiz varız. Derine iniyoruz, İkimiz kadar gürültü...
