Hellö💫
_________________
Gözlerim aralandı. Yanıma baktım. Sandalyede telefonuyla ilgilenen Eriz'i gördüm.
-Ne işimiz var burada?
Dedim. Bana döndü. Telefonunu kapatıp cebine atarken sırıttı.
-Uyuyan güzel uyandı demek. Prensi öpmedi ama olsun.
Dedi ve yanına eğilip bir buket papatya çıkardı.
Bana uzattı. Yatakta doğrulup, yaslandım.
-Al bakalım. Geçmiş olsun hediyen.
-İstemez.
Dedim çiçeği iterken.
Arkasına yaslandı.
-Ne demek 'istemez' hediye geri çevrilmez.
-Ben çeviririm. Hemde hediyeyi veren Eriz'se.
-O Eriz ben oluyorum galiba?
-Yok ben.
-Şilan hadi ama. Papatya sevmez misin?
-Severim. Niye sevmemeyim? Alan sen olduğun için kabul etmiyorum bir kere.
Gülümsedi ve yandaki küçük dolabın üzerine koydu.
-Doğruymuş.
Kaşımı kaldırdım.
-Ne?
-Gülüşü güzel olan kadınlar papatya severmiş.
Dedi. Göz devirdim.
Beni ümitlendirmesine izin vermeyecektim.
-İltifat için teşekkürler kardeşim.
Dedim. Bana soğuk soğuk baktıktan sonra sahte bir gülücük attı.
-Rica ederim kardeşim. Birazdan bizimkiler gelecek. Annende gelir birazdan. İstersen çıkayım ben?
Gülümsedim.
-Çık.
Dudaklarını birbirine bastırdı. Dizlerine vurarak kalktı.
-Bir şey ister misin?
-Su alabilirim.
Dedim. Başını olumlu anlamda salladı ve odadan çıktı.
Seruma baktım. Yarısı kalmıştı.
Saçlarıma götürdüm elimi. Biraz düzenledim.
Kapı çalındı.
-Evet?
Dedim. Kapı hızla açıldı.
Zıplayarak Uygar girdi içeri güldüm.
-Buralarda, Uygar'ı olmadığı için hastalanan Şilansu varmış. Nerede o?
Elimi kaldırdım.
-Burada.
Yanıma geldi ve elinde olan iki tane kırmızı gülü uzattı.
-Buyurun efendim, bu gülün biri sizsiniz biri de ben.
Güldüm.
-Teşekkür ederim bebeğim.
-Rica ederim güzelim.
Yüzüme eğilip yanağımı öptüğünde kızdım.
-Sana da bulaşır.
-Best friendimden bulaşsın bulaşacaksa.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bana Öyle Bakma■
Teen FictionBildirim sesiyle telefonu elime aldım ve gelen mesaja baktım. -Eteğini indir biraz gerizekalı