Gök gürlüyor, deniz çalkalanıyor
rüzgar durmaksızın esiyor, toprak yerinde durmuyor, sönmüş yanardağlar bir bir patlıyor.
Dünya sanki insadan yoksun gibi gürültücü sesleri yok olmuştu, yanlış anlamayın insanlar var ama tek bir çıt çıkarmaya cesaret edemiyorlar, sadece izliyorlar ölümü izler gibi.Ortalığı acı bir kadın çığlığı doldurdu insanlar endişeyle etraflarına baktı sesin kimden geldiğini bulamadılar çünkü ses insanların yaklaşmaya bile korktuğu bir mağaranın içinden geliyordu.
Mağaranın diğer tarafında uçurumun kenarında küçük bir kulübede kapının önünde kadının çığlıklarıyla göz yaşı döken uzun boylu kalıplı yeşil gözlü siyah saçlı esmer tenli bir adam vardı.
Bir o yana bir bu yana gidip duruyordu içerde doğum yapan karısı ve çocuğu için oldukça endişeliydi onlara bir şey olursa onun da yaşamak için bir sebebi kalmazdı.
Karısının sesi kesilince hemen içeri girdi girer girmez bebeği ağlamaya ve renk renk parlamaya başladı, adam hızla kapıyı kapattı.
Beyaz yatakta sarı saçlı beyaz tenli kahverenkli gözlü kadın ter içinde kalmıştı saçları anlına yapışmıştı.
Gözlerinden yaşlar akmaya başladı bebeği için korkuyordu ona ne yapacakları hakkında bir fikri yoktu.Ebe kadın, bebeği kadının kollarına bıraktı,
"Bir oğlunuz oldu hanımım."
Sesi kederliydi nasıl olmasın ki yıllardır bir çocukları olması için uğraşıp durdular sonunda başardılar ama bebek lanetli doğdu, bunu hemen yetkililere haber vermesi gerekiyordu kapıya doğru ilerledi elini açmak için uzattı anında bir kılıç kellesini uçurdu öyle hızlıydı ki kadın bile öldüğünü anlamadı."Anat bu kadını öldürdün ama diğerleriyle başa çıkamazsın, ne kadar güçlü olursan ol onlar birleşince bizden güçlü olurlar.
Oğlumuzu nasıl koruyacaz?"Anat sıkıntılı bir nefes alıp karısının yanına oturup göz yaşlarını sildi, sakinleştirmek için sıkıca sarıldı.
"Ayana benim güzel karım sen böyle ağlarsan bebeğimizi kim susturacak, baksana onunda gözleri dolu dolu sen ağlıyorsun diye o da ağlıyor."
Ayana bebeğinin gözlerine baktı kocasının dediği gibi o da ağlıyordu gözleri mavi mavi parlıyor ordan sanki sular boşalıyor izlenimini veriyordu.
Ayana bu görüntüye dayanamayıp gülümsedi bebek onunla gülümsedi gözleri bir orman gibi yeşil oldu.Annesi ve babası bu görüntü karşısında şaşırıp kaldılar, bebek duygularına göre göz rengi değişiyordu.
Ayana bebeğine sıkıca sarıldı cennet kokusunu kokladı, öptü yanaklarını bebeği aç kalmasın diye hemen sütünü verdi karnı doyan bebek uykuya daldı.Ayana bebeği kocasına verdi bebeği şimdi almazsa sonra bırakmazdı, kocası bunu anlamış gibi hemen kucağına aldı.
Anat çocuğu aldığı gibi zaman kaybetmeden kulübeden çıktı.
Kulübeyi güvende tutmak için etrafına büyü çemberine aldı, eşinin güvende olacağını bilerek ormana doğru koşmaya başladı.
Ormana girdiği an arkasında sesler duymaya başladı kimin geldiğini bildiği için hızını kesmeden yoluna devam etti.
Arkasında ki kişiler onu yakalamak için ormanı kullanmak istediler ağaçlar hareket edip yolunu kestiler, Anat durmak zorunda kaldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LANETLİ ASLAN (Lanet Serisi 1)
FantasyGizemli bir iş adamı, şüpheli hareketlerinden dolayı asistanı ondan şüphelenip onu araştırmayı kafasına koyuyor. Asistan kız patronun ne işler çevirdiğini öğrenmek için onu gizlice takip eder bir türlü açığını bulamaz. Bir gün evine gizlice girer ve...