SM 4 - "DÜŞÜNCE"

503 16 3
                                    

Bir anda diğer bacağım ve kolumdan da aynı anda kırılma sesi gelince gözlerim bugulanmaya kulaklarım duymamaya başladı. Son olarak çok sert bir kırılma sesi çıktı ve bağırabildiğim kadar bağırdım. Son gördüğüm ise bana doğru hızla koşan bir kurt görmemdi.

-------------------

Gözlerimi açtığımda sıyah ve mavının bırlesimi bir odada oldugumun farkına vardım. İyi de burası kimin evi. Hemen yattığım yerde doğrulup ayağa kalktım. Tüm vücudum enerjisini geri kazanmışcasına enerjikti.

Yavaşca odanın kapısına yaklasıp kolu indirdim. Aşağıya doğru inmeye başladım. Salon gibi olan yere baktıgımda kimsenin olmadıgını gördüm. Su içmek için mutfaga gittiğimde ise bir tane -ultra yakışıklı yunan tanrısına benzeyen- gencin de su içtiğini gördüm.

Beni gördüğünde ise bana çarpıkca gülümseyip" Uyuyan küçük kurdumuz da uyanmış " diye küçümseme ve alaycı sesle konuştu. Öfke tekrar tüm vücuduma yayılınca kendimi durdurmayı başardım ve aynı onun gibi alayla cevap verdim.

"Dikkat et kuçu kuçu yanlış kişiye bulaşma" diyerek yanına gidip elindeki suyu tek dikişte içtim ve salona doğru yürüdüm. Bir anda bileğinde hissettim elle duvara sert bir biçimde sırtımı çarptım. Ağzımdan kısa bir inlemeyi gizleyemedim.

"Kelimelere dikkat et aksi taktirde olucaklardan sorumlu değilim küçük" diyince daha fazla kendimi tutamadım ve en sert yumruklarımdan birini karın kaslarına attım. Ama benim asıl şaşırdığım ise normalde karşı duvara uçması gerekirken neden iki adım gerilemişti.

"Nesin sen?" diye bir çırpıda sordum. Ukalaca gülüp "Kurtmelek" diyince ona öküzün trene baktıgı gibi baktım. Gözlerini devirip devam etti. "Kurtlarda alfayım ve Meleklerde en üst mertebedeyim ve senide dönüşümünde gördüm ve buraya getirdim yoksa önüne gelen her insanı paramparça ederdin." dediğinde "Özür dilerim" dedim ve salona gidip koltuğa oturdum.

Ona bende kendimden bahsetmek isterdim ama Onun Edposiden olup olmadıgını bilmediğim için konuşmadım.

Aklıma gelen fikirle hemen yanına gittim ve başına masaj yapmaya başladım. İlkten tüm vücüdünün kasıldıgının farkına vardım ardından "Ne yapıyorsun" diye sordu. Her ne kadar göbek atıyorum atcan mı diye cevap vermek istesemde "Özrümü diliyorum" diye bir cevap verdim. Amacım farklı. Tabikiside zihnini okuyucam ne sandınız bu ukalaya ben özür diler miyim. Nihahah.

Beş dakika daha masaj yapıp yerime oturdum. Sessizce karşılıklı otururken başımı önüme eğidım ve konsantre oldum. Yavaşca düşüncelerini duymaya başladım.

Ne değişik kız böyle. Özür amaçlı başıma masaj yaptı. Bu biye kafasını yere eğdiki şimdi. Yalan değil gideri var yanlız. Brad oğlum malmı- ayy bu ne be.

"Neler düşünüyosun sen öyle " diyerek çıkıştım. İlkten bana garipce baktı sonradan "Sen.." diyerek yanıma gelip hizla bıleğimden tuttu. "Sen benim ne düşündüğümü nereden biliyorsun lan " diye adeta gürledi. Ne kadar kulağımı kapatmak istesem de sadece yüzümü buruşturdum. Hızla kolumu elinden kurarıp ayağa kaltım. Hızla yine bileğimi tutmaya çalışınca bu sefer büyü yapıp onu karşı duvara fırlattım.

İlkden afalladı sonra toplanıp üstüme gelmeye başladı. Sakin bir ses ile "Nesin sen" diye sordu. Her ne kadar cevap vermek istesem de cevap vermedim. Tekrar bana doğru yürüyünce bu sefer etrafımda kalkan olusturdum.

Ellerini kalırıp "Bişey yapmıcam sakin ol" dedi ciddi bir biçimde. Düşüncelerini okumaya başladım.

Neden böyle yapıyor ki anlamıyorum. Sadece ne oldugunu öğrenmek istedim. Ama kolu acıdı mı acaba.

"Evet kolum acıdı" diye cevap verdim. Bu sefer ise tebessüm ederek "Özür dilerim" dedi. Kalkanı ortadan kalırıp koltuga oturdum. Karşı koltuga oturdugunda bana soran gözlerle baktı.

"Sana ne oldugumu söyleyemem Brad" diye cevap verdim. Adını söyledğimde önce şaşırdı sonra düşüncelerinden duydugumu anladı ve basını eğdi sonra hızl kafasını kaldırıp " Sen o dediklerimi hep duydun mu" diyerek sordu.

Kafamı onaylayak salladığımda "Bu nasıl olur ben bir alfayım. Kimse benim düşüncelerimi okuyamaz" diyerek kendi kendine mırıldandı. Sesi duyulmayacak derecede kısık olsa da vampir kulaklarım hepsini duydu.

Bir an aklıma Lexi gelince hemen ayağa kaltım."Benim gitmem gerek" diyerek dış kapıya yöneldim. Hemen yanıma gelip "Adın ne "diyerek sordu. Gözlerine baktığımda daha önce bu kahverengilikleri gordugumu dusundum. Gozlerimi kisip suratina baktim. Anlik bir umut dalgasi gozlerinde gorsemde basimj iki yana sallayip vampir hizimla oradan uzaklastim.

Az önce yaşadıklarımdan dolayı hissettiklerimle birlikte oldugumdan daha fazla hızla gitmeye başladım. Nereye gittiğimi bilemsemde koşmak çok iyi geliyodu. Biraz daha koşup uçurumu görünce hemen eve doğru koştum.

Eve girdiğim gibi boynuma atlayan bir Lexi yanında ise Alexia vardı. Benden ayrıldıklarında "Nerdeyidn sen" diyererek bağırdılar. Pardon . Resmen cırladılar. Kulağımı si.. Neyse.

Başımdan geçenleri -bazı yerlerini atlayarak- anlattım ve odama çıktım. Odama çıkıp hızla bır banyo alıp odama girdim. İç çamasırlarımı giyip hemen üstüne esofman takımımı giyip asagıya ındım. Kızlar televizyon izlerken bende onlara katıldım ve izlemeye başladık.

*

İzlediğimiz romantık filmden dolayı kızlar ağlarken ben onlara uzaylı görmüş köylü gibi baktım ve göz devirip kalktım. Odama çıktıgımda MELEZ kıtabımı alıp okumaya başladım.

SADLEN: (OZELLIK)

Melez eger kendini tehlikede hissederse ilk önce başı ağırır. Ardından ise ellerinin üzerinde dövmeler meydana gelir. Bir Melez daima kendini korumalıdır. Dünyaya onun için gönderilen yardımcı ve koruyucu ona tüm melezlik ozelliğini öğretmelidir. Melezin mühürlü olduğu bir eşi vardır. Bu eşine zarar vermesi yasaktır çünkü o eş ona içgüdüsel olarak zaten koruma isteğiyle doludur ama bu eşin kim oldugu bilinmez...

Eger melez bir köken vampir ise..........

Sayfayı sonuna kadar okuyup kitabı yanıma koydum ve kendimi uykuya bıraktım.

SAFKAN MELEZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin