SM 9- "Dönmek güzel...."

437 15 0
                                    

Karşımda ki bedenle gözlerimi açabildiğim kadar açtım. Hem bedene hem de oldugum yere baktım. Ben. Ben böyle savaşmayı nasıl öğrenmişim. Karşımdaki beden. BEN. Etraf yerle bir olmuş. Her yerde kan. Gelecek... Elbet gelecek.... Konuşmalara kulak verdim.

"Etraflarını kuşatın, sakın taktikten şaşmayın sonucunuz ölüm olur." bu sözün üzerine şaşkınlığım daha fazl arttı çünkü bu otoriter ve liderci ses benden. Benim bedenimden çıktı. Dinleme devam ettim. Tanımadığım bir çocuk gelecekteki bana yaklaştı ve yoğun bakışları ile bana baktı.

Vucudum anlık bir titreme aldı. Kimdi bu çocuk. Benden iki ya da üç yaş büyük görünen çocuk gece sessizliği renginde gözleri ve siyah saçları ile yakışıklıydı evet. Ama kimdi?! Çocuk konuşmaya devam etti.

"-merak etme melez. Bunların da çaresine bakıcaz her zaman yaptıgımız gibi." güven verircesine gelecekteki bana baktı. Gelecekteki ben tebessum ettim. Hızla -gelecekteki- bana gelen düşmanı farkettiğimde anlık endişe duydum. Gelecekteki ben hızla arkasını döndü ve yayını okundan çıkarıp düşmanı kalbinden vurmayı başardı.

Tanımadığım çocuk ile bakıştılar ve Gelecekteki ben devam etti."Her zaman Marcus. İşte Şimdi Başlıyoruz..."

Bir anda etrafım karardı. Etrafıma bakmaya başladım.İçimdeki gücü hissedemem işimi oldukca zorlaştırdı. Karanlık benim dostum. Doğru ama ben her zaman kimseye güvenilmeyeceğini anladım. Hayat bizlere dersimizi veriyor.

Karanlığın arasında bir beden oldugunu sezdim. Kalbim hızla çarpmaya başladı. Demek ki güçlerim hala var ama hepsini hissedemiyorum. Karşımda ki bedeni görmek için vampir güçlerimi bulmaya çalıştım. Gözlerimi anlık kapattım.

Gözlerimi açtıgımda karanlık artık benim için normal görünmeye başladı. Karşımda güzel sayılabilcek bir kız var. Karşımda rahat bir tavırla oturuken güçlerimden haberi olmadıgını anlamak zor olmadı.

"Gelecek seyahaycısı böcek de uyanmış." sesinde ki alaycılık içimdeki öfkeyi uyandırırken kendime engel olmaya çalıştım.

"Her ziyaretciye böyle mi davranırsın. Çok misafirperversin doğrusu." tükürürcesine konuşup alaycı tavrımı ona ilettim. Yüz ifadesini izlemeye başladım. İlkden kaşlarını çattı. Korkuyor.

"Etrafı süzmen bittiyse ışığı falan açmayı düşünmezmisin kibar(!) hanım." yüz ifadesi konuştugumda ilkten afalladı sonra da gözleri kocaman açarak tahmın ettiğim gibi onu nasıl gördüğümü anlamaya çalıştı. Başarısız olunca ayaga kalktı ve ışıkları açtı.

Gözlerim ani ışıkla yanarken vampirliği özgür bıraktım. Kendim oldum. Karşımda ki sarışın kız bana dikkatle bakarken dudağımın kenarı hızla kıvrıldı. Sadist değilim ama benden korkmaları hoşuma gidiyor.

"Kimsin ve Gelecekte ne işin var" diye sertce sordu. Gözlerimi kısarak ona baktım. "Chole Evans." diyerek kısa cevabımı verdim. "Sen?" diyerek ilgisiz görünerek sordum. "Carrie williams" o da umursamazda cevap verdi. Bella 'nın dediği ölümsüz huysuz kızımız buymuş demekki.

"Beni buraya getirme amacın ne?" artık alaycı bakışlarımı üstünden çektim ve ciddice suratına baktım. O da aynı tepkiyi verince kendi yansımamı görürmüş gibi hissettim. Bana çok dikkatle bakmaya başlayınca rahatsızca yerimde kıpırdandım. Neden böyle bakıyor ki.

"Buraya pek fazla kişi ugramaz Chole." derin nefes aldı. Bella bana karşımda oldukca huysuz birisini görüceğimi söylemişti ama ben kendimi aynalı bir odada hissediyorum adeta. Karşımda ki beden bana benzemese de hareketleri aynı benim gibiydi.

SAFKAN MELEZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin