12- "Savaş."

516 23 6
                                    

Ertesi sabah kalktığımız gibi hazırlanmış ve Edposi'ye gitmeye karar vermiştik. Marcus insan olmadığı için sorun çıkmamıştı.

"Edposiye gidince ne olucak melez?" dedi merakla Marcus. Kafamı belli belirsiz sallayarak mırıldandım.

"Melez kitabına göre savaş başlayacak. Eğer savaş varsa düşman'ın zayıflıklarını bulmalı ve içten fethetmeliyiz." dediğimde biraz düşünerek kafasını salladı.

Belirli büyüyü yaparak Edposi'ye vardığımızda etraftaki yanmakta olan evlere şaşkınlıkla bakmaya başladım.

"Buraya ne olmuş böyle?!" diye bağırarak meclis binasına girdim. Bazı meclis üyeleri baygınken Bayan Clarke dinç görünüyordu.

"Melez!" diye kesik kesik konuşmaya başladı. "S-savaş başladı. Düşman vampir ve kurt adamlar savaşı başlattılar." dediğinde günün ikici şokunu yaşamıştım.

"Şimdi ne olacak!" dedim bağırarak ellerimi başıma koyarak sakinleşmeye çalıştım.

"Büyük ihtimalle bu sadece bir başlangıçtı Melez. Kurt adamlar bir savaş başlatmışsa eğer iki gün müddet verirler. Ardından ise.." devam edecekken elimi kaldırarak 'sus' işareti yaptım. Anında susunca düşünmeye başladım. Gözlerimi kapatarak bir kaç saniye bekledim. Gözlerimi açarak etrafıma baktığımda çoğu meclis üyesinin yavaşca uyandığını farkettim. Gözlerimden ateş çıkacağına emin olana kadar belirli bir noktaya diktim bakışlarımı.

"Savaş başlasın bakalım."

————-

"Alexia büyücülerin ihtiyacı olan tüm takımlardan sorumlusun, Dylan meleklerin ve şeytanların kanatlarından sorumlusun. Melekler dikkat dağıtmak sizin göreviniz. Şeytanlar... siz sadece dursanız da yeter. İki kilometreden yanmaya başlarlar." dedim hızlıca. Şeytanlar sırıttığında yüzümü buruşturmamak için kendimi zor tutmuştum.

Şeytani sırıtmaları vardı ama savaşta yanımızdaydırlar.

"Ardın Chole bunlara gerek var mı?" dedi Marcus. Ona'ne diyorsun' bakışı attığımda toparlandı.

"Yani sen Mele-" dediğinde sözünü kesip gözümü devirdim.

"Ben melezim bla bla." dediğimde o da benim gibi gözlerimi devirdi.

"Bu öyle olmaz Marcus. Savaş demek aynı takım oyunu gibidir. Tek kişiyle olmaz. Koca bir orduya yetecek kadar güçlü değilim. Olamam da."

"Kendine güçlü mü diyorsun yoksa Melez?" dedi tanımadığım ses. Sesin geldiği yere bakışlarımı çevirince kızıl bir kızla karşılaştım. Gözlerinde ki nefret içimde ki öfke ateşini teklerken sakin olmak için derin bir nefes aldım.

"Ne oldu melez yoksa korkuyor musun?" dediğinde gözlerimi direk olarak gözlerine dikerek zihnini okumaya başladım. 'Bu haberi öğrenince Candes çok sevinicek.' kaşlarımı kaldırınca anlamazca bir bakış attı. Gözlerimi kapatarak ellerimi arkaya sakladım. Ellerimi birleştirip hafif bir alev topu haline getirerek ellerimi önüme getirdim. Alev topuna güzelce bakarken kızıl olan kız bana hala anlamazca bir bakış attı. Alev topunu hiç beklemediği bir an üstüne atınca etrafında alevden bir hapis elde ettim.

"Hey! Ne yapıy- Ah! yandım lanet olsun!" dediğinde sırttım. Sadistleşmeye başlamıştım belki de .

"Kızıl,kızıl,kızıl." diyerek alevlerin etrafında dönmeye başladım. Her döndüğümde büyüyen alevler içerideki kızılı sıkıştırıyordu.

"Kimle çalışıyorsun?" dedim sertce. Melek olduğu korktukca sırtından çıkan beyaz tüylerden belliydi. Ellerini hafifce hareket ettirip kanatlarına değmesini sağladım. Anında çığlık atınca tekrar bir hareket yaparak geri çektim.

"Konuşucak mısın yoksa o güzel beyaz tüylerini dünyalıların deyişiyle tavuklarınki gibi yolayım mı?" dedim alayla. Tek kaşımı kaldırıp aniden ciddileştiğimde yutkundu.

"Brandon." dedi cılız sesiyle. Aniden avucumu acarak hapisi ortadan kaldırıp meleğin yakasından tutarak kendime cevirdim.

"Su" diye mırıldandığında gözlerimi devirerek işaret parmağım ile baş parmağımı kullanarak su oluşturdum.

"İç ve konuş." dediğimde onaylarca sesler çıkararak suyu içti.Suyu içince bakışlarını korkakca bana çevirdi alayla gülümsediğimde gözlerini benden başka her yerde dolaştırdı.

"Brandon Fran. Kurt ve Vampir melezi. İki tarafıda yöneten ve savaşı başlatan kişi." dedi korkarak. Daha demin bana güçsüz diye dalga geçen kızım önümde ağlayacak durumu gelmesi gülünesiydi. Yakalarını serbest bırakınca aniden yere çömeldi. İçimden belirli büyüleri yaparak sarmaşıklardan bir alan oluşturarak onu içeriye aldım.

"Bu senin akıllanman için yeterli değil ama napalım." dedim yürürken. Arkamdan yalvarışlarını duyarken aklımda ki tek şey 'Savaştı.'

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 03, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SAFKAN MELEZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin