0.1

858 40 11
                                    

"Ahh! Hyung ne vuruyorsun?" dediğimde Jimin "Sana vurmak istedi canım...mal!" diyerek kafamı ittirdiğinde bütün grup gülmüştü.

"Şimdi fizikçinin çenesini kim çekecek" Yoongi'nin dediği cümlenin üzerine tüm gruptakiler bana baktı "Bana hiç bakmayın. bir daha o fizikçi ile oynaşmam" dediğimde büyük bir kahkaha kopmuştu.

Okula girdiğimizde sınıfımıza çıkıp sıralarımıza oturduk. Benim yanımda Jimin oturuyordu.

Telefonum ile ilgilenirken hoca sınıfa bir çocuk ile girmişti. Hafif uzun kahverengi saçları ve beyaz teni ile tatlı gözküyordu.

"Evet!! herkes sussun!" diye bağırdığında sınıf sessizleşmiş o çocuğa odaklanmışlardı.
"Aranıza yeni biri katıldı. Kendini tanıt oğlum" diyerek onun dürtmüştü. Çocuk hocaya dönüp bize döndü ardındanda çantasından bir defter çıkardı. Sayfalarını karıştırıp bize doğru tuttunda onun işitme engelli olduğunu anlamıştım. Kağıtta "Merhaba. Ben Jeon Jungkook" yazıyordu. Sadece bu yazıyordu.Hoca ona bakıp göz kırpıştırdığında sınıfta gözünü gezdirdi. Bizim önümüzdeki sıra boştu. İlerleyip oraya geçmişti. Tek başına.

Ders boyunca Fizikçi bana bakıp durmuştu ve bu durum beni oldukça rahatsız etmişti. Zil çalınca herkes kendi arasında konuşmaya başlamıştı.

Adının Jungkook olduğunu öğrendiğim çocuk ise öylece orada oturuyordu. Takmayarak telefon ile uğraşmaya devam ettim. Bir süre sonra etrafına bizim sınıftaki kızlar ve bazı erkekler toplandığında göz ucuyla izledim onları.
"Naber engelli" diyerek omzunu ittirmişti Yeri. Jungkook tepki vermeyince kulağına eğilip bağırdı. "Cevap versene! sağır mısın!" irkildiğinde ise hepsi gülmeye başlamıştı.
"Doğru ya sen duyma özürlüsüydün dimi?" dediğinde tekrar kahkaha atmışlardı. İçimde ona yardım etmek vardı. Ama edemiyordum.

"Bana baksana sen !!" diyerek onu daha da ittirdiklerinde yan sandalyeye düşmüştü. Eli ile destek alarak doğrulduğunda kıza bakıp işaret dili yaptı.
Sürekli aynı işareti tekrarlıyordu. En sonunde Yeri onun elini itti ve "Yeter be! anlamıyorum dediğini!! Sen anca g*t*n*n üzerinde otur!" diyerek yanından gülerek uzaklaştılar.

Jungkook a baktığımda saçları dağınık bir şekilde öne eğmişti kafasını. Elleriyle oynuyordu.
Gözünü sildiğinde ağladığını fark etmiştim. Önüne dönüp bir şeyler yazmaya başladı. Galiba önündeki mavi kitap günlüğüydü.

Jimin beni dürtüp "Hani kantine inelim" dediğinde gözümü ondan çekip Jimin'e baktım "Yok siz gidin ben buradayım" dediğimde gülümseyip sınıftan çıkmışlardı.
Sınıfa bir kaç kişi ve o çocuk ile ben vardım.

Derin nefes alıp ayağı kalktım onun önünde durup onu izlemeye başladım. Yazmayı bırakıp okul defterine bir şeyler çiziyordu. Beni fark edince hızla kağıdı ters çevirmişti.

Ona bakıp bende kafamı eğdim "Çok güzel çiziyordun" tepkisizdi. Tabi ya İşitme engelliydi. O an halime şükretmiştim. Çenesinden tutup bana bakmasını sağladığımda kahvenin en güzel tonunda olan gözleri ile karşılaşmıştım.
Çok güzeldi. Kendimi kaybediyordum onun kahvelerinde. Çenesini elimden çekip rli ile yine bir şeyler işaret etmişti. Üzgünlük ile anlamamıştım.
Boş bir kağıt yırtıp yazı yazdım.
-Çok güzel çiziyordun.
yazdığımda elimdeki kalemi usulca elimden alıp yazmaya başladı.
-Hayır bok gibi çiziyorum
yazdığında kıkırdayıp kalemi elinden aldığımda elimiz değimişti.Gülümseyerek aldım kalemi ve yazdım.
-Hayır gayet iyiydin.
yazdığımda gülümsedi ve elimden kalemi alıp.
-Teşekkürler :)
Deyip gülücük çizmişti. Gülümseyerek ona baktığımda zil çalmıştı.Yerime geçtiğimde üyelerde sınıfa girmiş Jimin yanıma oturmuştu.

Öncelikle herkese merhaba arkadaşlar. Bu hikaye tamamen bana ait değil. Ve bu benim yazdığım ilk fic. Umarım beğenirsiniz. Yorum yapmayı unutmayın lütfen.





Engelli.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin