Wonwoo yeni taşındığı evine iyice alışmış günlerce takıldığı depresyon modundan sonra ortalığı toparlayıp havalandırmaya karar vermişti. O zamandan sonra Mingyu'yu bir daha hiç görmemişti. Meanie'de denk gelmemek için istifa edeceğini konuşup çıkmıştı mekânın müdürü ile. Numarasını değiştirmesine bile gerek kalmamıştı. Onu aramamıştı. Beklediği gibi olmuştu. Kandıramayacağını anlayınca çıkıp gitmişti hayatından. Yine de bazen telefonu çaldığında ümitlenmiyor değildi. Sonra kendi kendine kızıyordu ümitlendiği için. Mingyu'nun nasıl bir aile çatışması içine girdiğinden haberi olmadı hiç. Ardında bıraktığı adamın onun için nasıl intikam peşine düştüğünden haberi yoktu.Sakin ve her şeyden habersiz geçen gününden telefon çalmasıyla dağıldı. Bilmediği bir numara onu arıyordu. Başta tanıyamasa da adını söylediği zaman aramasına şaşırmıştı. Üniversiteyi bitirdikten sonra yeni işinden dolayı çoğu buluşma ve görüşmeye davet edilmemeye başlanmıştı. Herkesle bir anda arası açılmıştı ama bu kız aralarına giren mesafe ve iletişimsizlikle araları açılmıştı. Şimdi onun bulunduğu şehre geldiğini ve görüşmek istediğini söylemişti.
Wonu aynı gün onunla buluşmak için dışarı çıktı. Günlerdir dışarı çıkmamanın üzerine bu ona iyi geldi. Anlaştıkları kafeye gittiğinde onu bekleyen kızı fark etti. Yanında da valiz vardı. Geldiği gibi onu araması hoşuna gitti nedensizce. Yanına gitti ve ufak bir selamlaşma ile oturdular. Eski anılarına dönmüştü.
"Görüşmeyeli baya zaman oldu Wonwoo. Okul zamanlarını baya özledim."
Sohbet sohbeti açtı ve Jiyo'nun buradaki bir şirkete prodüksiyon ekibine başvurusunun kabul olduğu için geldiğini öğrendi. Hayali her zaman onun gibi Sinema ve Televizyon okumak iken ailesinin üzerine mimarlık okumuş ve dereceyle bitirmişti. Şimdi ailesi ile ters düşse bile hayalini yerine getirmek için istediği iş peşinde koşuyordu. Günün birinde kendi şirketini kuracağına inanıyordu. Daha gencecikti ama çok azimli ve başarılı ilerliyordu.
Konu onun hayatından kendi hayatına geçtiğinde çalıştığı işi bilmesine rağmen merakla sorular soruyordu sanki normal bir şeymiş gibi tepki veriyordu. Wonwoo bunu başta yadırgasa da böyle bir bakış açısına çok ihtiyacı olduğunu fark etti. Onu suçlamayacak bir dost. Kalacak yeri olmadığı için evine davet etti. Başta ret etse de etrafa çok yabancı olduğu için kabul etti.
Birkaç gün kafasını dağıtmak ve meşgul olmak için çok iyi fırsatları oldu Jiyo sayesinde. Onun için alışveriş yapıp birlikte vakit geçirdiler. Çok tutamadı Wonu zaten ağzını. Durmadan ona sorular soran Jiyo'ya başına gelen her şeyi anlatıverdi. Jiyo dinlerken bir yandan sinirleniyor, durmadan yorum yapıyordu. Kucağındaki yastığı yumruklamaktan çekinmiyordu.
"Bir daha aradı mı o şerefsiz seni?"
Wonwoo olumsuz anlamda kafasını salladı. O an sanki kafasında bir şey canlanan Jiyo ağzı açık kaldı. Aceleyle telefonu eline aldı.
"Kim Mingyu dedin dimi! Kim Min şirketler grubunun varisi."
Heyecanla yerinde kıvranıyor telaşla telefonunda bir şey arıyordu. Wonu bu hallerine anlam veremiyordu.
"Ne oluyor?"
Jiyo ona telefondan bir haber gösterdi.
"Kim Min şirketler grubu kendi alt şirketi olan bir müzik şirketi var ben de yakından takip ediyorum. Şu an çalıştığım şirketle yarışan bir yer. Varis şirketlerden birkaçını başkalarına satmış. Tüm haberler bundan bahsediyordu."
Haberde Kim Mingyu da vardı ama aynı zamanda annesinin de resmi vardı. Şirketlerin fahiş fiyata satan varisten bahsediyordu yazı.
"Geçenlerde magazine gerçek çocukları olmadığı haberi düştü. Mingyu bunu onayladı ve hala varislik hakları varken elinde ne var ne yoksa satıyordu. Onu miras haklarından düşürdüler. Aile kan bağı olmadığını onayladı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benimle Yan | Meanie
Fanfiction"Ne yapıyorsun!" Wonwoo yine sorusuna cevap alamayınca sinirli bir şekilde bağırmak istedi ancak dudaklarını başka dudaklar doldurdu. Bir saniyelik bir şeydi. Yumuşacık bir şey dokunup kaçmıştı. "Üç kez... Sadece üç kez benimle randevuya çık. Rande...