PES ET -1

336 35 20
                                    

Eğer biraz daha bu yağmurun altında kalırsam zaatüre filan olucam. Tabi beni böyle ıssız bir yerde ve yağmurun altında bırakan-sözde kardeş-Esma sevgilisiyle yalnız kalıcakmış neymiş ben bir taksiye binip eve gidermişim babasından benim sayemde izin aldı şimdi bıçaklasın sırtımdan beni .Ama Esmanın bilmediği birşey var telefonum cekmiyor ve kimseyi arayamiyorum.Ona yarın yapacaklarımı biliyorum ama ben.

Gözlerimi yola diktim saat artık gece yarısına geliyordu.Sanırım ilk gelen arabanın önüne atlayıp beni eve bırakması için yalvarıcaktım. Aslında korkmuyorda değilim,sapık filan çıkar hiç belli olmaz yani.Uzaktan gelen bir ışık dikkatimi çekti.Eminim elimle otostop harekeri yapsam bu arabada diğerleri gibi umursamayıp gider ama sanırım bu sefer daha akıllıca planlarım var.Arabayla aramda 5 metre varken kendimi yola attım.Frene basar dimi heralde çarpıp geçmicek.

İçimi bu endişe kaplarken arabanın ucu çarptı ve yere düstüm.Arabanın hızla kapısı açıldı ve kapandı.Yanıma doğru gelmeye başladı-ah kahretsin bu çok tatlı-Beni bir anda kolumdan tutup kaldırınca afalladım.İnsan iyimisin diye sorardı bir. Ama daha beterini yaparak beni arabanın kaportasına çarptı.Ben ne olduğunu anlamazken.

"Kızım senin derdin ne intihar edeceksen git başka arabanın önüne atla gece gece başımı belaya sokma benim" bağırınca olduğum yerde sıçradım.

"Ya ben sadece yolda kaldım ve beni eve bırakırmısın dicektim." bağırması beni sinirlendirmişti.
"Hem bana çarptın bileğim şuan çok acıyor hemde bana bağırıyorsun" bende ona bağırarak karşılık verdim.Bana çarpan yakışıklı bir,iki dakika sessiz kaldı sonra

"Bileğin çok kötüyse bir hastaneye gidelim" ya ne ara yumuşadı bu daha iki dakika önce hırlıyodu.Tabi bunu sesli söylemedim.

"Yok saol sadece evime bırakırsan sevinirim"

Yavaş yavaş yürümeye çalıştım ama bileğim zonkluyordu.Yanıma geldi ve beni kucağına aldı.Bir an havalanınca küçük bir çığlık attım.Neden çığlık attım ki ben şimdi.Beni sertçe arabanın içine iktirdi.Ve sürücü koltuğuna geçti sonra arabayı çalıştırdı.Sanırım böyle arabaları sadece filmlerde görmüştüm çok güzel bir spor arabaydı.Biraz ilerledikten sonra bana dönüp.

"Ee artık evinin yerini söylesen diyorum"

"He tabiya sen beni evime bırakıcaktın"

"Salak"diye mırıldandı.Duysamda cevap vermedim veremezdimde zaten çünki gerçekten salaktım.

Eve 20 dakikalık mesafedeydik ve çok hızlı sürüyordu.

"Biraz yavaşlasan şimdi birine çarpıcaksın bana çarptığın hayır birşey değil senin yüzünden benimde başım belaya giricek daha ömrümün baharındayım ben hapse girmek gibi bir niyetimde yok"

"Lan bi sus artık napıyon çenen pilli mi kızım senin birine çarp..."
lafı yarıda kesildi çünki birine çarpmıştık.İkimizde donup kaldık.Sonra arabadan hemen fırladı ve çarptığız şeye baktı.Yanıma geldi

"Hay ben senin şom ağzına şimdi göriyim bakıyım senin baharını başımız belaya girdi sonra "başın" diye düzeltti.
Gözlerim faltaşı gibi açıldı.

"Ne na-na nasıl ya " yüzümün kireç gibi olduğuna kalıbımı basabilirdim.Yanağımdan bir damla yaş aktığını hissettim.Sürücü koltuğuna geçti ve bana baktı.

"Cidden ağlıyomusun sen ya"bir kahkaha patlattı ben ne olduğunu anlamazken.
"Şaka yaptım bu kadar ciddiye mi aldın kediye çarpmışız bir şey olmaz"
Gerçekten buna şakamı diyordu yüreğim ağzıma geldi be.

"Sen salak mısın ya?"yavaşça omzuna vurdum.Ama umursamayıp gülmeye devam etti.Arabadan inerken,

"Offf gülme ya "dedim ve kediyi kucağıma aldım.O da arabadan dışarıya çıktı.

PES ETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin