Hamit ağaya baktığımda bana öfkeyle bakıyordu. Gözlerini öfke, kin bürümüştü.....
Asmine dönüp "Ne oldu" dedim. Bana baktı ve "Duymadın mı" dedi. Kafamı olumsuz anlamda salladım o sırada Hamit ağa "Senin ağzından çıkanı kulağın duyuyor mu?! Hangi ağanın gelini okula gidiyormuş? Berfin benim gelinim olacaksa okumayacak!" Abimin ne dediğini şimdi anlamıştım. Abim "O zaman gelinin olmasın Hamit ağa" dedi.
Ne yani abim şimdi beni vermeyecek miydi? Hamit ağa bağırarak " Görkem canına susadın herhalde. İstersen seni öldüreyim ne dersin?" dedi. Abim bana baktı yanağımdan akan gözyaşını sildim ve kafamı olumsuz anlamda salladım. Abim " Tamam beni öldürün Berfini bırakın " dedi.
Hamit ağa ayağa kalktı silahını çıkartıp abimin kafasına doğrulttu ve "Şehadet getir lan!" diye bağırdı. Abim şehadet getirmeye başladı. Herşey o kadar çabuk olmuştu ki ne yapacağımı şaşırmıştım. Hamit ağa tam tetiği çekicek iken bağırdım. "Hayır durun! Yapmayın lütfen bak tamam evlenicem ama öldürmeyin abimi" Hamit ağa bana baktı ve silahını aldığı yere geri koydu. "Ha şöyle. Şimdi gidin yüzükleri getirin! Fazla tantana ettiniz" Asmin hemen yüzüklerin olduğu tepsiyi getirmeye gitmişti. O sırada Baran salonun ortasına geçmiş Dicle de beni kolumdan tutup Baranın yanına götürmüştü. Hamit ağa tam karşımıza geçmiş oturan herkes ayağa kalkmıştı. Asmin, Hamit ağanın yanına geçmiş tepsiyi ona uzatmıştı.
Hamit ağa yüzükleri alıp Baranın parmağına ve benim parmağıma geçirmişti. Makası da alıp kırmızı kurdeleyi hiç uzatmadan kesmişti. "Hayırlı uğurlu olsun" ne kadar hayırlı olacaksa. Herkes alkışlamış ve bize takılar takıyordu. Ben ise gözlerim dolu bi şekilde bekliyordum.
1 saat sonra....
Herkes gitmişti bende odama çekilmiş üzerimi değiştiriyordum. Odamın kapısı tıklandı "Geel" dedim. Kapıyı açan abimdi. Yanıma geldi ve "Biraz konuşalım mı" dedi kafamı salladım ve oturduk.
"Güzelim neden böyle birşey yaptın"
"Abi senin bir çocuğun olacak ne istiyorsun onun babasız büyümesini mi" abimin gözünden yaş akıyordu. İlk defa abimin ağladığını görüyordum. "Güzelim senden çok özür dilerim. Ne olur affet beni" abimi suçlamıyordum ki bunu ona defalarca söylemiştim. "Abi bak birdaha söylemeyeceğim. Bu olaylardan ne seni ne de yengemi suçlamıyorum. Sizin bir suçunuz yok" "tamam ama ne yapabilirim güzelim ister istemez kendimi suçluyorum" "Abi biraz yanlız kalmak istiyorum çıkar mısın"Abim anlımdan öpüp odadan çıktı. Bende kafamı yastığa koyup yattım. Olanları düşündüm ve olacakları. En fazla ne olabilir ki doğru dürüst konuşmayız bile. Hem aynı odada kalacak değiliz. Ya da kalır mıyız ki? Hiii evlendiğimiz gece o şey olacak mı şimdi? Yok be olmaz sonuçta ben daha küçüğüm... Ama ya olursa?
İçimi yiyip bitiren sorulardan kurtulmak için yengemi odama getirdim. Yatağıma oturtup yanına da ben oturdum ve söze girdim.
"Yengee sana birşey sorabilir miyim"
"Tabii ki Berfincim ne istiyorsan sor"
"Ya yenge şey hani biz evleneceğiz ya yani o gün şey olmayacak değil mi"
Yengem bana üzgün bi şekilde baktı ve "Malsef Berfin. O gece olması gereken şey olacak ve ertesi gün herkes gittikten sonra annem odaya girecek. Sende ona çarşafı göstereceksin" "Ama yenge ben daha küçüğüm ya neden" "Üzgünüm Berfin elimde olan birşey değil"
" Peki biz hep aynı odada mı kalacağız" "Tabii ki Berfin siz karı koca olacaksınız" oofff sıçtık."Berfin sana birşeyler anlatayım sen de yabancılık çekme konağa gittiğinde. Bak ilk önce şu konuyu konuşalım. Berfin ilk gecenizde biraz acı çekebilirsin bu acı 2-3 gün sürmüştü bende. Bir kaç damla kan akıcak. Eğer kanama çok fazla olursa hastaneye gitmeniz gerek. Eğer abime söylemeye utanırsan anneme söyle"
"Tamam" "Hıh tamam. Şimdi eğer regl olursan Asmine söylersin ve beraber markete gidersiniz"Yengemi utançla dinliyordum.
"Eğer bir ihtiyacın olursa anneme, Asmine, Zeynoya söyleyebilirsin. Ayrıca annemden çekinmene gerek yok Berfincim. Eminim o seni kızı gibi sevecektir. Şimdilik anlatacaklarım bu kadar. Haa birde düğün tarihini biliyor musun" " D-düğün tarihi mi"
" Hı hıı sen mutfaktayken konuşulmuştu" " Ne zaman peki" "Önümüzdeki cumartesi kına, pazar günü de düğün olacak" "Ne bu kadar çabuk mu yenge"Yengem kafasını olumlu anlamda salladı. Ben gözyaşlarımı daha fazla tutamadım ve ağlamaya başladım. Yengemden çıkmasını istedim. Odadan çıktıktan sonra hüngür hüngür ağladım. Yangından mal mı kaçırıyorlardı bu ne. Göz kapaklarım ağırlaşmaya başlamıştı. Daha fazla direnmeyip uykuya dalmıştım....