"kes sesini be kadın yeter senden bıktım" demişti fazla korkutucu oluyordu " yapma baba anneme vurma yapacaksan bana yap" demiştim ikimizde bütün gün yeterinde işkence görüyorduk " seni sıcak bıçak ile yakmamı istemiyorsan uzak dur woo bunun seninle bir ilgisi yok ama istiyorsan zevkle" demişti her dediği an canımdan can gidiyordu her tarafım yanık izleriyle doluydu " yapacaksan bana yap anneme dokunma." demiştim annemin ağlaması yanık acılarından daha çok acıtıyordu kemerini çıkartıp vurmaya başlamıştı " tamam sorun değil ama sana değil annenin karnına yapacağım" demişti hemen annemin önüne geçmişti " ne istiyorsun neden bize bunu yapıyorsun demiştim " o arkandaki kadın beni borca soktu içinden çıkamıyorum" demişti aklıma bir fikir gelmişti bu durumda bile " ben ödeyeceğim okulu bırakıp çalışacağım." demiştim okulun birincisi olmam asla umurumda değildi ve onun umurumda olmayan şeyleri yapamazdım. " okulu bırakacaksın öyle mi." demişti tabi ki okulu bırakmayacaktım." hayır bırakamayacağım hem okula gidip hem de işe gideceğim". demiştim şuan buradan kurtulmanın en iyi yolu buydu." tamam çık iş ara gece 12 ye kadar iş bulamazsan annenin kanlarını görürsün." demişti gerçekten bizi öldürmek için her şeyi deniyordu "bulacağım." demiştim ve anneme sarılıp çantamı alıp çıkmıştım ilk önce mahallemizdeki bakkaldan gazete alıp bir banka oturmuştum çantamdan kalem çıkarıp tek tek eşleştirme yapmıştım bana uyan sadece 2 yer vardı ve çokta uzak değillerdi bu yüzden biriktirdiğim paralarımı çantamdan alıp tek tek saymıştım toplan 128 tl param vardı ve bu bana bolca yeterdi ilk önce okula en yakın olan kafeye gitmek için minibüse binmiştim boş bir koltuk bulup oturmuştum ve en sevdiğim kitap ve tek kitabım olan Thirteen Reasons Why açıp okumaya başlamıştım çok uzak olmadığı için 5 dakika sonra okulda olduğun için sadece 4 5 sayfa okuyabilmiştim okulun kapısında inip tam karşısındaki kafeye girmiştim. " merhaba çalışan arıyorsunuz değil mi?" demiştim ama dediği şey pek hoşuma gitmemişti " üzgünüm çalışan alındı bende yazıyı kaldırmaya gidiyordum." demişti moral bozmamalıydım daha 5 saatim vardı " peki teşekkür ederim." deyip oradan çıkmıştım yürüme mesafesinde bir tane kafe daha vardı ama biraz uzaktı para harcamak istemediğim için oraya kadar yürüyecektim. Nerdeyse 19 dakika geçmişti ve sonunda kafeye gelmiştim ama gördüklerim yine hoşuma gitmemişti çalışan aranıyor yazısını çıkarmışlardı bu yüzden hiç içeriye girmemiştim bile saat neredeyse 21.00 idi çok zamanım kalmamıştı ama iş bulmadan eve dönemezdim sokaklarda gezerken bir iş ilanına denk gelmiştim duvara asılıydı baktığımda telefon numarası vardı biraz daha yukarı baktığımda ise buranın bir bar olduğunu anlamıştım ama şuan bunun bir önemi yoktu az zamanım vardı iş iştir deyip defter çıkarıp telefon numarasını almıştım ve hızlı bir şekilde yakındaki bakkala gidip numarayı girmiştim. " merhaba ben iş ilanı için aramıştım." bir kadın telefonuma cevap vermişti " hemen gel ve çalış işe alındın." demişti bu kadar çabuk mu bana bir adres vermişti ve oraya gelmemi istemişti hızlı bir şekilde telefonu kapatıp yine minibüse binmiştim. Kadının adresini verdiği yere gelmiştim ama geldiğimde büyük bir şok yaşamıştım b-burası bir pavyondu.
kapıya yaklaşmıştım iki adam beni tutup giremezsin demişlerdi ben bir daha içeri girmeye çalışınca beni itmişlerdi arkadan topuklu ayakkabı sesleri gelmeye başlamıştı " bırakın girsin artık o burada çalışıyor." demişti bu telefonda konuştuğum kadındı " peki efendim demişlerdi ve kadın beni takip et demiş ve ikimizde içeriye girmiştik içerisi fazla korkunçtu her köşede bir kadın bir erkek yiyişiyorlardı burada çalışacağıma inanamıyordum dans eden kızlar hep bana bakıyordu bu berbat bir şeydi ilgi odağı olmak " buna alışmalısın." demişti hala adını bilmediğim kadın. " alışırım efendim." demiştim başka ne diyeceğini bilmiyordum "burayı yöneten ben değilim bu yüzden bana efendim demene gerek yok bende bir çalışanım." demişti yani o burayı işletmiyordu " burayı kim işetiyor peki?" demiştim meraktan arkasını dönüp bana bakmıştı " şuan burada değil ama yeni çalışanını görmek için gelir" demişti aslında müdürümü merak etmiyor değilim" buraya geç ve bekle az sonra biri gelip seninle konuşacak korkmana gerek yok maaş şeylerini ayarlayacak ve neler yapman gerektiğini yada neler yapabildiğine bakacak yüzü biraz korkunç olabilir ama sıkıntı etme sana bir şey yapmaz." demişti başımı sallayıp cam odanın içine girmişti ve deri siyah koltuğa oturmuştum buraya alışmaya başlıyordum o kadarda kötü bir yer değildi. "demek yeni çalışan sensin." demişti kalıplı bir adam o kadının anlattığı kadar korkunç biriymiş harbiden " e-evet benim." demiştim sesim titreyerek ama o bana sıcak davranmıştı " korkana gerek yok ilk defa buraya bir liseli çalışan geliyor bende heyecanlıyım en son müdür liseliydi başka kimse gelmedi umarım müdür ile iyi anlaşırsın" demişti ne bir dakika müdürleri benim gibi bir liseli miydi? "tamam biraz korkunç görünüyorsun ama korkmama gerek yok merhaba ben Jung Wooyoung liseliyim burada çalışmam gerekiyor." demiştim o kadarda korkacak bir şey yokmuş aslında " merhaba bende Matthew Kim diğer adımla BM burada çalışman için her şeyi yapacağım." demişti gerçekten çok tatlıydı." sana BM diyebilir miyim?" demiştim kabul etmeyeceğini sansam da o kabul etmişti " bu kadar konuşma yeter daha sonra bol bol konuşuruz şimdi şu işlerini halledelim ne kadar maaş istiyorsun?" demişti ben bu işlerde iyi değildim "siz ne kadar alıyorsanız." diyebilmiştim sadece çünkü hiçbir bilgim yoktu. " şimdi şöyle ki her işin maaşı farklı nerelerde çalışabilirsin garson mu barmen mi kadınlar ile ilgilenen mi vb. bir sürü iş var senin kadınlarla ilgilenmeni istemiyorum sen seç ama." demişti doğru bir seçimdi azmış kadınlarla uğraşamazdım bu yüzden " kadınlar hariç her işte çalışabilirim." demiştim ve bence bana uyanda buydu " tam ."dediğinde içeri biri girmişti bakır rengi saçları vardı kahverengi ceketi ve altında da daha açık kahverengi gömlek giyinmişti "dur onu bir yere koyma." demişti bana süzer gibi bakarak " efendim hoş geldiniz." demişti bu oydu liseli müdür hemen ayağa kalkıp " hoş geldiniz müdür." demiştim acayip komik bulmuş olmalı tuhaf ama seksi bir gülüş atmıştı " hoş buldum BM onu benim yardımcım yap." demişti bu iyi bir şey miydi acaba müdür yardımcısı o kadarda kötü durmuyordu " hemen efendim." demişti ve maaş kısmına 28.000 tl yazmıştı " YUH b-ben o kadar paramı alacağım." demiştim o çocuk bana bakarak " yetmez mi daha fazlasını istersen verebilirim." demişti gerçekten çok zengin olmalıydı "hayır ondan değil bu benim için çok fazla çok teşekkür ederim." demiştim yine o tuhaf ama seksi bakışını atıyordu " önemli değil BM sen çık ben biraz yardımcımı tanıyayım." demişti ve BM hemen dışarı çıkmıştı onunla tek başına kalmıştım ve cam olan duvarlar birden kapanmıştı . " korkmana gerek yok herkeste böyle yapıyorum ben san." demişti ve karşıma oturmuştu korkmamıştım sadece ne biliyim tuhaftı sanki biri ile bir odaya girip yatacak gibiydim "merhaba ben jung wooyoung başka ne demeliyim." demiştim bana sapık gibi bakıyordu işte bu korkutucuydu " dudakların çok güzel tadına bakabilir miyim?" demişti ama sorduğu halde cevabını almadan hızlıca yanıma gelip beni öpmeye başlamıştı onunda dudakları güzeldi tanı deli edebilirdi insanı kendini koltuğa oturtup beni kucağına almıştı ve hala öpmeye devam ediyordu durmak istediğine emin değildim yüzümdeki eli belime inmişti çoktan beni kendi bedenine doğru çekiyordu ve yavaştan bir şeyler hissetmeye başlıyordum erkeklik duyularım organların bütün hepsi çalışıyordu her an azabilirdim ama bir anlık gözüm saate kaymıştı neredeyse 12 idi hemen ayağa kalkıp yakınlardaki telefonla evi aramam gerekiyordu ama her geldiğim yere arkamdan geliyordu ve beni öpmeye çalışıyordu " rahat dur woo sakin ol" demişti ama saat neredeyse 12 olacaktı " bir arama yapmam gerek biraz bekler misin?" demiştim arkamdan bana yapışmıştı ve kafasını omzuma koymuştu şimdi arayabilirdim." alo baba" demiştim annemin çığlıkları geliyordu " az dakikan kaldı wooyoung iş bulabildin mi" demişti elinde o iğrenç sıcak bıçağı vardı " buldum iş buldum o elindekini bırak." demiştim bana tek dediği şey " kanıtla." kanıtlayabileceğim tek şey sanın babam ile konuşmasıydı telefonu sana vermiştim" evet oğlunuz burada çalışıyor bir sorun mu var?" demişti hoparlör açık olduğu için her şeyi duyabiliyorum "yok yok ne sorunu eve geç gelmesin diye aramıştım" demişti şaka gibi birde başımıza melek kesilmediği kalmıştı " biraz daha burada kalacak ben onu evinize getiririm" demişti babamda kabul edip telefonu kapatmıştı bana bakıp " devam edelim mi?" demişti bende ona yürüyüp öpmeye başlamıştım yine aynı pozisyona gelmiştik ama bu sefer üstümüzdeki kıyafetler yoktu tenimiz birbirimize değiyordu sanın teni çok pürüzsüzdü kasları göğüsleri ve kolları acayip etkiliyordu beni ama elim sarın kaslarındaydı san bir hamle yapıp kemerimi çözmüş ve o kemer ile elimi bağlamıştı ne yapmayı düşündüğüyle alakalı bir hiçbir fikrim yoktu pantolonumun düğesini açmış ve fermuarını aşağıya indirmişti yani benimle yapmak mı istiyordu? pantolonumu diz kapaklarıma kadar indirmişti ben bağlı elimle hiçbir şey yapamıyordum kendi kemerini çıkarıp ayağımı bağlamıştı ve kendisi de pantolonunu çıkarmıştı şuan tek ikimizin de baksırı vardı daha ne kadar ileri gidebilirdi ki baksırımı da aşağıya indirip sakso çekmeye başlamıştı bu acayip iğrenç ve rahatsız ediciydi elimi ve ayaklarımı neden bağladığı belli olmuştu nerdeyse bütün hepsini almıştı midem çok pis bulanıyordu her an kusabilecekmişim gibi bu fazla sürmedi barsırımı geri kapatarak elimi ve ayağımı çözmüştü ve yine kucağına almıştı bir elini kafamın arkasına diğerini de belime koymuştu kafamdaki eliyle başımı çekip onunla öpüşmemi istiyordu bende hayır demediğim için hemen öpmeye başlamıştım alt taraftan zaten birbirimize yapışmıştık....
:D
:D
:D
:D
:D