Üçüncü Bölüm: Uzak ve Yakın
Öfkem dinmek bilmiyordu.
Ne beni küçücük yaşımda babasız bırakan Tanrı'ya, ne beni korumak adına da olsa nefes dahi aldırmayan ve hayatımın her alanında beni kısıtlayan abim Yoongi'ye, ne de Yoongi'den bin beter olan, artık nefesi ensemdeymiş gibi hissettiren Kim Taehyung'a olan öfkem dinmek bilmiyordu. Rosé'un kırdığı potun üzerinden 2 gün geçmiş ve haftasonuna girmiş olmamıza karşın hala o günkü gerginliğim ve korkum üzerimdeydi. Taehyung'un anlamsız bir şekilde buram buram tehdit kokan cümlelerinin ardından aptalca bir bahaneyle hasta olduğumu söyleyerek Eunwoo ile olan randevumu iptal etmiş, dahası bu iptale karşılık olarak herhangi başka bir tarih de verememiştim. Taehyung'un üzerimde bıraktığı korku, Eunwoo ile buluşacak olmanın yarattığı heyecanı ateşe vermiş, anın tazeliğiyle buna seyirci kalırken sanki tüm öfkem ve üzüntüm daha yeni yeni kafama dank ediyor gibiydi.
Kim Taehyung'un bu olanları unutması veya en azından gözlerini üzerimden çekmesi için biraz zamana ihtiyacım vardı, eğer bir kez daha pot kırar ya da yakalanırsam bu sefer beni Yoongi'ye ispiyonlayacağından ve onun da bir daha beni evden çıkarmayacağından emindim. 21 yaşına gelmiş bir üniversite öğrencisinin kendi abisinden ve onun arkadaşından bu kadar korkması... Ne kadar da zavallıca.
Bıkkınlıkla dolu sesli bir nefesi dişlerimin arasından hırıltıyla peydahlarken çalan kapı ziliyle düşüncelerimin arasından çizikler alarak sıyrılmıştım. Gelen kişinin Yoongi olduğunu düşündüğüm ve zili çaldığı saniye kapının açılmasını istemesi gibi aptalca takıntıları olduğu için hızla saatlerdir oturduğum koltuktan kalkarak dış kapıya doğru ilerledim. Uzun süre aynı pozisyonda oturmamdan dolayı katlanmış tişört eteğimi düzelttiğim sırada dış kapıyı aralarken karşımda görmeyi beklediğim kişi kesinlikle o değildi.
Kim Taehyung, her zamanki gibi dalgalı uzun kaküllerinin arasında Levi Ackerman'ınkileri andıran bakışları ve üzerinde geniş eşorfman, salaş tişört kombiniyle ilk kez bu kadar spor giyindiğini gördüğüm haliyle karşımda duruyordu. Şaşkınlıkla ona baktığım birkaç saniyenin ardından beni kendime getiren, üzeri bıyık kökleriyle süslenmiş koyu kırmızı dudaklarının arasından çıkan "İçeri almayacak mısın?" cümlesi olmuştu. Saatler önce topuz yaptığım ve artık darmadağın olmuş saç tutamımı savsak hareketlerle düzeltmeye çalışırken üzgün olduğumu belirten birkaç cümle mırıldandım samimiyetsiz ve şaşkın bir ses tonuyla, bedeninin içeri doğru ilerlemesinin ardından kapıyı kapatırken hala şaşkındım. Burada, bu akşam saatinde ne işi vardı?
"Ha Eun Teyze bu gece nöbetteymiş, Yoongi'nin işi de uzadığı için benim gelmemi istedi." dedi derin sesiyle, sanki zihnimden geçenleri duymuş gibi. Salona doğru adımlarken ortalıkta abur cubur çöplerinin olmamasına şükretmiştim, oturduğum koltuktaki birkaç kırlentin ezilmiş gibi durması dışında salon gayet toplu görünüyordu. Taehyung, kendi evindeymişcesine biraz önce kalktığım koltuğun sol tarafındaki diğer koltuğa otururken gerginlikle kendi yerime geçtim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
by your side | taelice
FanficSenin için doğru kişi olduğumu anlayana kadar sayısız acılar içinde kıvransam da, arkandan koruyacağım seni. Lalisa Manoban x Kim Taehyung | şubat 2020 @satanasovski