2🍎

482 72 97
                                    

Peter Parker bir elindeki ısırılmış elmaya bir de arkadaşına hayretle bakıyor, gözlerini sıkıca açıp kapatıyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Peter Parker bir elindeki ısırılmış elmaya bir de arkadaşına hayretle bakıyor, gözlerini sıkıca açıp kapatıyordu. Birden bire ne olmuştu anlam veremiyordu. En son yaşlı bir kadın ile dertleşiyor, elma yiyordu. Nasıl olur da kendisini yeniden partinin ortasında bulabilirdi aklı almıyordu.

"N-Neler oluyor?"

"Ophelia burada! Daha ne olsun? Hadi gitmeden konuş!"

Genç çocuk işittiği isimle midesindeki kelebeklerin hareketlendiğini hissetmiş, gözlerini eli arasındaki elmadan çektiği gibi genç kızın yeşil gözlerini bulmuştu. Bir kaç metre ötesinde arkadaşları ile birlikte kahkahalar atarak sohbet ediyordu. Bakışları ayakkabılarına kaydığında tertemiz olduklarını fark etmişti. En son o ayakkabıları kusarak batırdığına emindi. Ya da alkolü fazlaca kaçırmıştı ve garip halüsinasyonlar görmüştü, kim bilir?

İki güçlü elin kendisini sırtından ileriye doğru itmesiyle sendelemiş, elma avuçları arasından kayıp gidecek gibi olduğunda sımsıkı yakalamıştı. Neden bilmiyordu ama onu bir türlü bırakmak istemiyordu.

"O-Ophelia..." Demişti kekeleyerek. Yeşil gözler merakla kendisine döndüğünde dilini kuruyan dudaklarının üzerinde gezdirerek sakinleşmeye çalışmıştı. Gerçekten onun ayakkabılarına kusup kusmadığını hatırlayamıyordu bile. Bir hayalse bile gerçekleşmesinden korkuyordu.

"Bir sorun mu var, Peter? İyi görünmüyorsun."

Genç çocuk adeta taptığı kızın dudaklarından dökülen ismi ile tüylerinin diken diken olduğunu hissetmişti. Bunu telefonuna zil sesi dahi yapabilirdi.

"B-Ben..."Derin derin nefesler alırken kendi kendine mırıldanmaya başlamıştı. Neden bu kadar heyecan yaptığını bile bilmiyordu." Kusma. Sakın kusma."

"Ne? Ne demek istiyorsun?" Ophelia çatık kaşlarla kendisine baktığında panik adeta tüm benliğini sarmıştı.

"Hayır! Sana demedim! Kendi kendime konuşuyordum...Böyle söyleyince biraz tuhaf oldu. Emin ol deli değilim. Akıl sağlığım gayet yerinde. B-Ben..." Ciğerlerini yeniden havayla doldururken yumruğunu sıkmış, daha fazla orada duramayacağını anladığında arkasına dahi bakmadan koşarak evden çıkmıştı. Yeterince orada durmuş, kendisini rezil etmişti. En azından kusmamıştı ki bu da kendisi için büyük bir başarıydı.

Ayakları kendisini adeta sürükleyerek sahile kadar götürmüş, gördüğü ilk banka yığılıp kalmış,  öylece denizi seyretmeye başlamıştı.

"İsteğin gerçekleşti mi? Şansını değerlendirebildin mi?"

Tanıdık ses ile hızlıca oturduğu yerden kalkmış, yanında biten siyah uzun paltolu yaşlı kadına bakmıştı. Hayal değildi. Demek ki gerçekten de kızın ayakkabılarına kusmuştu. Öyleyse nasıl olur da hiçbir şey olmamış gibi yeniden parti evinde belirmişti, aklı almıyordu.

Tüm bu düşünceler beyninde dört dönerken hatırladığı şey ile kaşları çatılmış, parmakları arasındaki elmaya bir müddet bakmıştı. Bu mümkün olabilir miydi bilmiyordu. Ama bir olasılık olabilirdi.

"Bu elma..." Nasıl devam edeceğini bilemeden elmayı yüzüne yaklaştırmış, uzun uzun incelemişti. Elmadan aldığı ısırık kendisine adeta yeni bir şans vermişti. Fakat kendisi bu şansı yine mahvetmişti.

"Durma." Demişti yaşlı kadın kadife gibi sesiyle kendisine gülümserken.

"Bir ısırık daha al."

"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Restart/Peter Parker Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin