" Dırr dırr "
Sonunda fırında pişmiş olan küçük cupcakeler küçük çocukların en sevdiğindendi bugün günlerden cumartesiydi evet en kalabalık gündü aynı zamanda sevgililer günü zorlu bir gün olacak ama dükkan açmadan önce eleman alınmalıydı değil mi?
Önce fırına gidip kapağını açtım kokuma gelen o enfes cupcakelerin kokusunu içime çekip fırından çıkartıp soğuması içim tezgaha koyup mutfaktan çıktım. Elime kağıt kalem alıp " Eleman arınıyor acil !!" yazdım, oturduğum masadan kalkıp cama kağıdı asıp asmakla arasında kalmıştım. Uzun düşünceden sonra asmaktan vaz geçtim çünkü kız kardeşim Rae vardı. Elime telefonu alıp numarayı çevirmeye başladım, ara tuşuna basıp açmasını bekledim
" Alo abla sorun mu var? Huh? "
" Evet var, yardımın gerek dükkana gel olur mu?"
" Ahh çok isterdim ama kaykay parkı için söz verdim abla üzgünüm kızma olur mu huh? "
" Yahh bana bak hemen geliyorsun!!"
" Seni seviyorum abla "
" Seni kü-" lafımı bitirmeden yüzüme kapatmıştı ergenlik dönemindeki çocuklar işte.
Saat 08:15, saat dokuz olmadan birilerini bulmalıydım aslında hafta içleri kendim yapabiliyordum fakat cumartesi günleri çok zor geçiyor her ağızdan bir ses ahtapot değilim ki herkese ulaşabiliyim.
Aish Rae gelsen buraya batarmıydı bir yerlerine. Ama neyse ki Miranda unni vardı tekrar telefonumla numara çevirip Miranda unni nin açmasını bekledim.
" Alo unni "
" Tatlım bir sorun mu var? "
" Ahh evet unni var "
" Dinliyorum seni anlat "
" Bugün cumartesi ve sevgililer günü bu demek oluyor ki kalabalık eşittir zorluk. Yardım ett unnii~"
" Ahaha çok tatlısın, yanına gelip yardım ederdim malesef ki biliyorsun ki ben şirket kadınıyım ama oralara yakında oturan kuzenim var oda aşçı ama çalışmıyo söylerim o gelir olur mu?"
" Oh unni çok saol bunu düşünmende yeter bekliyorum "
Görüşürüz diyip telefonu kapattı ama bir dakkika cupcakeler onları süslemeyi unutmuşum ahh~
Yerimden kalkıp mutfağa geri döndüm tezgahın üstündeki kekler çoktan soğumuştu bile tek yapmam gereken kremayı sürmek ve böğürtlenleri koymaktı. Umarım böğürtlen vardır, bu umudumla depoya indim ve meyvelere baktım nolur nolur olsun. Bulmuştum ama 1 kutu kalmış keklere yeterdi umarım ama neden bu kadar azalmış olsun ki? Böğürtlenle çok birşey yapmıyordum yemiyordum. " Yemiyordum " tabii ya kurstaki ikizler yiyorlardı..
" Hey, merhaba biri var mı?"
Buda kimdi yav saat daha dokuz değildi.
" Ben Sehun, Miranda söyledi yardım gerekliymiş."
N-ne!? Bu kadar çabuk mu geldi. Bekleme yapma Seul gi, git çocuğun yanına. Elimdeki böğürtlenleri raflara geri koyup depodan tam çıkıyordum ki önümde o belirdi. Aman Tanrım b-bana çok yakındı sanki öpüşecektik. Bir adım geri gittim ve ayağım biryere takılıp popom üstüme düştüm.
" Ahh! " yüzümü büzerek inleyip duruyordum.
" Sen iyimisin ? "
Yanıma gelip elini uzattı, elini tutup beni kaldırdı
" S-saat kaç ? " yaşlı nineler gibi popomu tutup sordum
" 9:15 ne oldu ki? "
" NE!!? Ahh "
" Bir sorun mu var? "
" Sorun olmasa seni çağırmazdı Marinda ve dükkanı açmalıyız daha cupcakelerimi bitirmedim ahh ne yapacağım ?"
" Yaa sakin ol sanırım sen iyi değilsin o yüzden şöyle yapıcağız. Sen kasanın başında oturcaksın diğer işleri ben yapıcağım "
Kendinden emin bir şekilde konuşması sinirimi bozmuştu ama tek başına yetişebilcek miydi?
" Tek başına yetişebilir misin? "
" Tabikide"
" Cupcakeleri tamamlayabilicek misin?"
" Cupcake? Ahaha çocuk oyuncağı neyse hadi seni içeri götürelim."
Elini belime götürüp ve bir kolumlada boynuna alıp yürümeme yardım etti. İçeriye kadar böyle yürüdükten sonra kasanın başına gelmiştik.
" Oturmana yardım ister misin? "
" Hayır, teşekkür ederim ve bu arada cupcakeler çilekli krema ve böğürtlen süsü onları tamamlayabilir misin?"
* * *
"Cupcakeleri bitirdim hadi dükkanı açalım hah?"
Ne çabuk bitirmişti sanki daha önce cupcake biliyor gibiydi ama Miranda aşçı olduğunu söylemişti doğru ya bendende deneyimlidir.
" Hey sana diyorum saat geçti! "
" Ah özür dilerim dalmışım hadi açalım "
Kapıya doğru yürüyerek kapının üstünde duran "kapalı" yazısını çevirdi artık dükkan açıktı. Tanrım yardım et lütfen..
* * *
" Seul gi şu pembe masaya üzümlü kurabiye götürü müsün!?"
" T-tabii hemen götürüyorum" diyip elime bir tabak aldım ve üzümlü kurabiyeleri koyup masaya götürdüm. Teşekkürümü alıp tam gidicekken arka masadan bir teyze seslendi
" Tatlım erkek arkadaşına söyler misin? Siparişime bir tane daha cupcake katsın lütfen"
" N-nee biz hayır yanlış anlamışsınız ben onu tanımıyorum bile "
" Aigoo üzgünüm siz çok yakın görünüyordunuz bende sanmıştım ki... Neyse sana teyzen olarak tavsiye bu çocuğun numarasını al"
Yapabildiğim tek şey gülümseyerek kafamı sallayıp geri geri yürümekti. Bugün tahmin ettiğimdende yorucuydu iki kişi olmamıza rağmen yorucuydu. Teyzenin dediği gibi cupcake katcaktık siparişe, Sehunun yanına gidip söylemeliydim.
" Iıı Sehun şu karşı masada oturan teyzeye birde cupcake katcakmısın"
" Tamam katarım " soğukca söyleyip teyzenin yanına gitti acaba bana dediği şeyi Sehunada diycek miydi??
* * *
Sonunda herkes gittmişti cidden çok yorulmuştum umarım sehunda benimle aynı şekilde yorulmuştur. O masanın tozlarını alıyordu bende yerleri siliyordum
" Seul gi yerler fazla ıslak nasıl siliyorsun!! "
" Güzel değilmi parlak parlak "
"Dalga mı geçiyorsun? Yada ver şu paspası ben silerim sen hazırlan "
Birşey demeden mutfağa gittim, sabahtan beri önümde duran önüğü çıkarıp askılığa asıp mutfağın ışıklarını söndürüp tekrar Sehunun yanına gittim.
" Ben hazırım seninde işin bittiyse artık çıkalım mı?"
" Olur işim bittmişti"
" Varya bugün o teyze bana bizi sevgili sanmış " kıkırdıyarak söyledim
" Evet aynı şeyi banada dedi senden numaranı almamı bile söyledi.. Neyse hadi kapatlım"
Dükkanı kapatıktan sonra onla karşı karşıya gelmiştik sanırım ona teşekkür borçluydum. Elimi uzatıp "Teşekkür ederim Sehun" dedim. Elimi boş bırakmayark oda elimi sıktı ve gülümsedi. O an sanki elektrik çarpmış gibi olmuştum bir süre birbirimize baktık ama ben bakışmayı bölüp arkamı dönerek gittim. Onun gittmediğini hissediyor gibiydim sanki bana bakıyordu arkamdan. İstemsizce gülüp yürümeye devam ettim..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rainbow Cake ( Askıda )
RomanceRengarenk pastanenin bitmek bilmeyen maceraları,inatçılığı ve aşk hikayesi Sehun ve Seul Gi sonunda bu pastanenin tatlı çifti olarak kalacaklar mı?