Kafeye her zamankinden erken gelmiştim. Nedenini bende bilmiyordum. Sadece erken gelmek istemiştim. Taehyung'u beklerken de bir kahve istemiştim.
Dışarı bakıp kahvemi yudumlarken kapı sesi duyuldu. Kafamı kapıya çevirdiğimde Taehyung'u gördüm. El salladığımda o da karşılık verdi ve gülerek yanıma geldi.
Yanıma gelirken masalardan bir kızın onun kolunu tuttuğunu gördüm. Daha dikkatli bakınca bunun Soyeon olduğunu anladım. İçimde nedensiz bir sinir oluşmuştu. En yakın arkadaşıma bu kadar samimi davranması sinirimi bozuyordu.
Ama Tae de gülümseyerek onunla konuşuyordu. Sevdiği kız o olabilir mi acaba? Eğer bu kişi Soyeon'sa bu Tae'yle aramızın açılacağı anlamına geliyor.
Sebebi ise kesinlikle Soyeon'la uğraşmak istemiyor oluşumdan kaynaklanıyor. Gerçekten sinir bozucu ve sırf yakışıklı olduğu için Tae'ye yaklaşmaya çalıştığına yemin edebilirim.
Taehyung bir süre sonra o mükemmel konuşmayı bitirip yanıma gelmişti. Yüzüne sinirli sinirli bakıyordum. Ama o hala sırıtarak bakıyordu. Artık Soyeon'la ne konuştuysa fazla mutlu görünüyordu.
"Asma yüzünü Jis. Sadece konuştuk. Hem biliyorsun kimse senin yerini dolduramaz."
"Ha doldurabilse doldurucaksın yani?"
"Ha?"
"Her neyse diğer adıma-"
"Bekle bekle. Sen beni mi kıskandın?"
"Kes şunu Taehyung."
"Hayır bu ciddi bir şey. Sadece önemli olduğunda bana Taehyung diye seslenirsin. Gerçekten neler olduğunu söyler misin bana?"
Derin bir nefes aldım ve aklımdan geçen şeyi direk söyledim.
"Sevdiğin kız Soyeon mu?"
"Ne?"
"Duydun işte. O kız Soyeon mu?"
"Ah hayır Jis. Merak etme sevmediğin birisine aşık değilim."
"Bekle. Aşık olduğundan eminsen neden benden tavsiye istedin?"
"Hayır... Yani şey emin değilim. Dedim ya henüz tam anlayamıyorum."
"Pekala. Diğer adıma geçelim mi?"
"Tamam, geçelim."
"Üçüncü adım: Kıskançlık. Eğer o kişiyi seviyorsan onu kıskanırsın. Herkesten, her şeyden."
"Mesela?"
"Mesela onu sadece sen görmek istersin. Başkası ona baktığında bile vücudun alev alır ve sinirlenirsin. Dur tahmin edeyim bunu da doğruladın değil mi?"
"Aynen öyle."
"Pekala anlat bakalım. Bunu nasıl doğruladın?"
"Şöyle ki dediğin gibi onu herkesten her şeyden kıskanıyorum. Onu sadece kendime saklamak istiyorum. Bir bencil gibi sadece bana gülsün istiyorum. Onun gülüşü solmasın istiyorum. Ona zarar veren, canını yakan herkese daha beterini yaşatmak istiyorum."
Anlattıklarında o kadar samimiydi ki bir an için sevdiği kızın ben olduğumu düşünmüştüm. Ağzım şaşkınlıktan "O" şeklini almışken o sadece gözlerimin içine bakıyordu.
O sırada bir şey fark ettim. Gözlerinin içinde kaybolmuştum. Öyle ki önümde salladığı elini bile fark etmemiştim.
"Yine daldın gittin Jisoo."
"Yah Kim Taehyung aşk insanı değiştirir derlerdi. Gerçekten değiştiriyormuş."
"Ben değişmedim. Sen sadece yeni farkına varıyorsun. Her şeyin."
"Neden? Başka neyin farkına varmam gerekiyor?"
"Ah boşver bir şey değil. Kalkalım mı? Özel dersin birazdan başlayacak. Daha fazla oyalanırsak geç kalıcaksın."
Gülümseyerek ayağa kalktım. Yanıma geldiğinde kolunu omzuma doladı. O sırada kalbim göğsümden çıkacak gibi atmaya başladı. Neden olduğunu bilmiyorum. Aslında son zamanlarda yaşadığım hiçbir duyguya anlam veremiyorum.
Neden bu kadar garip hissediyorum?
YOU ARE READING
Fall In Love In Step 9
Fanfiction"Jisoo birine aşık olduğumu nasıl anlarım?" | Kim Taehyung × Kim Jisoo short story |