last page 〰 final

182 30 58
                                    

Valizimi teyzemin arabasının bagajına koyarken içimde hem tatlı bir heyecan hem de koca bir çatlak var. Bu çatlak ben arkamdaki yetimhaneye her baktığımda biraz daha büyüyor.

Hendery'le göz göze geliyoruz. Tebessüm ettiğinde gözlerimin dolmasına engel olamıyorum.

Defalarca ısrar etmeme rağmen yetimhaneyi terk etmeyeceğini söylemişti. Nedeni ise takdir edersiniz ki Xiao Dejun. Dün gece kara kaşlı aşığı gizlice yatakhaneye uğrayıp başucuna mektup bırakmasaydı belki de gelirdi benimle.

Yine de onun adına mutluyum, aşkı karşılık buldu sonuçta.

"Kendine dikkat et ve sakın ilaçlarını alma, tamam mı?"

Kulağıma söyledikleri ağlamama rağmen kahkaha atmama sebep olurken geri çekilip gözyaşlarımı siliyor ve son kez sıkı sıkı sarıldıktan sonra o ve - ilginçtir ki müdürümüz de dahil - birkaç tanıdık yüz arkamdan el sallarken arabaya biniyorum.

Araba hareket ederken camdan dışarı kafamı çıkardığımda gittikçe küçülen insanlara, sonbahar rüzgarı yüzünden yanaklarımı pas geçip havaya süzülen gözyaşlarım eşliğinde el sallıyorum. Tanrım... Şimdiden özledim aptal arkadaşımı.

"Bu kadar üzülme lütfen. Hem, arkadaşınla mektuplaşacağınıza söz vermediniz mi?"

Teyzemin kendince haklı endişesi derin bir nefes almama, ardından da burukça gülümsememe sebep oluyor. "Verdik, verdik tabii." diye cevap veriyorum.

Ama mühim olan söz vermek değil; verdiğimiz sözleri tutabilmek, değil mi? Sonuçta bunu bana kalbimdeki yangının sahibi olan adam öğretmişti. Elbet vardır bir bildiği.

Bir süre sessizce yola devam ederken arabanın radyosunu açtığında çalan hareketli şarkının durgun ruh halime iyi gelmesini umarak gözlerimi kapatıyorum.

"Kipriklerin de anneninkilere benziyor bu arada."

Teyzemin tanıştığımız günden beri hayatım boyunca bir kez olsun görmediğim annem hakkında verdiği bilgilere bir yenisi eklenirken hem annem hem de bir türlü aklımdan çıkmayan Jaehyun yüzünden kalbimde oluşan sızıyla kapalı gözlerim sulanıyor tekrardan.

Kipriklerim... Jaehyun'un dokunmaktan en çok hoşlandığı uzun kipriklerim...

"Bir keresinde sevgilin onlara dokunmanın bir çiçeğin taç yapraklarına dokunmak kadar huzur verici olduğunu söylemişti."

Dolu gözlerimi şok içinde araladığımda teyzeme Jaehyun'dan daha önce hiç bahsetmemiş olmamı mı yoksa radyodaki şarkıdan dolayı yanlış duyup duymamış olmamı mı sorgulasam bilemiyorum.

"Oldukça romantik biri ama biraz fazla duygusal sanki. Kapıma ilk geldiği zaman 3 saat boyunca ağlamaktan tek kelime bile edememişti inanabiliyor musun?"

Hayır, hayır inanamıyorum. Şu an duymakta olduklarımın tek kelimesine dahi inanamıyorum.

"Tepki vermeyecek misin Jaemin? Korkmaya başlıyorum."

"B-ben, yani, J-Jaehyun?"

"Evet, Jaehyun. Jung Jaehyun. Hani şu yakışıklı, 21 yaşında, kahve saçlı, Na Jaemin'in aşığı olan. Tanıdık geldi mi?"

Gelmez mi be teyzem, gelmez mi!

"Nerede o? En son ne zaman gördün? Beni unutmamış mı? Görebilecek miyim onu? Güleceğine cevap versene teyze!"

Teyzem bir yandan dikkatini yola vermeye çalışırken diğer yandan da attığı kahkahalarla sinirlerimi bozuyor. O an heyecandan kalbim her an yanı başımdaki camdan dışarı fırlayıp bana veda edebilir fakat bu ne teyzemin umurunda ne de benim.

addicted to you Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin