2.Bölüm Oyun

219 6 4
                                    

Evden çıkmıştık ve yol boyunca yeni okulumu , yeni insanları ve yeni hocaları düşünüp durdum. Sonuçta üniversiteye yeni geçmiştim ve hiçbir bilgim yoktu. Tam acaba dansla ilgilenen kişiler var mı diye düşünürken telefon çaldı. Arayan Eda'ydı. 2 gündür konuşamıyorduk ve o kadar özlemiştim ki taşınma telaşıyla da arayamamıştım. Çalan telefonu büyük bir mutlulukla açtım.

'Selis!'

'Efendim Edoşum'

'Ee biraz daha açmasaydın telefonu çok erken açtın ya'

'Haha düşüncelere dalmışım bidaha olmaz Edoşum'

'Kızım insan bir arardı dimi ben aramasam arayacağın yok vefasız.Neyse okulun nasıl? Yeni birileriyle tanıştın mı? Yakışıklı var mı?'

'Eda dur daha arabadayım' dememle birlikte babam geldiğimizi mimikleriyle işaret etti.Adam iyi mimik kullanıyordu ama ha azcık ilham almam lazımdı ben ifadesiz öküz gibi geziyordum.

Babamı öpüp arabadan indim ve kafamı kaldırmamla okulun internette gözüktüğünden daha güzel ve ihtişamlı olduğunu anladım.

'Selis?'

'He pardon dalmışım Eda'

'Kızım sen ne çok dalmaya başladın eğer böyle devam edersen ben sana dalıcam sen yakında unutucaksın bizi ha'

'Sen unutulur musun deli kız' dedim gülerek.

'Unutursan görüşürüz'

'Haha tamam hadi öptüm akşam ararım'

'Tamamdır'

Edanın şu tripleri yok mu! Eda kumral sarı saçlı hoş bir kızdı.En yakın arkadaşım oydu. Şimdi onsuz üniversiteye başlamak zor olacaktı.

Hadi bakalım Selis. Küçüklüğümden beri diş hekimliğini istiyordum ve bunu başardım. Hayatta her istediğimi başarmışımdır sadece ilişkilerimde bunu başaramamıştım. En uzun ilişkim 1 aydı. Aslında hala karşıma aşık olacağım biri çıkmadığı için olabilirdi. Neyse konumuz bu değil.

Üniversitenin içine girdim ve dersim olan sınıfı aramaya koyuldum . Üniversite 3 katlıydı ve girişte solda okul içinin krokisi vardı. Biraz krokiyi inceledikten sonra dersin olduğu Sınıfa baktım. E14 2. kat. Direk 2. kata çıktım ve E14'ün önüne gelince durdum. Hadi bakalım üniversite maceramıza başlıyoruz Selis.

Tam kapıyı açacakken arkadan biri omzuma sertçe vurarak yanımdan geçip kapıyı açtı ve içeriye girdi. Ders başlamıştı ve çocuktaki rahatlık paha biçilemezdi. Tam hoca ağzını açıp geç kaldığı için bir şey diyecekken çocuk bir daha olmaz diyerek arkadaki boş olan yere oturdu. Allahım çocuktaki bu rahatlık nereden geliyordu? Hem bana omuz atıyor hem de bir şey demiyordu.

Neyine güveniyordu bu mendebur?

Kusursuz suratına mı?

Ah evet kesinlikle ona güvenmeliydi kumral saçları kahverengi keskin bakan gözleriyle kusursuz yüz hatlarıyla tam bir harika.

Kendine gel Selis.O kim oluyor da sana vurup bir şey demeden gidiyordu diye uyardı iç sesim.

Evet haklıydı. Intikamımı almam gerekti.

'Kızım gelmeyi düşünmüyor musun?' dedi hocamız olan göbekli mavi gözlüklü kareli gömlekli adam.

Gerçekten ben çocuk kapıyı açtığından beri kapı açık mal gibi bekliyor muydum? Rezilliğin daniskası.

'Geç kaldığım için özür dilerim' diyip içeri geçip 2. sıraya oturdum.

Ders bitmiş herkes sınıftan çıkıyordu. Intikam almanın tam sırasıydı merdivenden inerken arkasından omuz atıp geçtim tam ağzını açıp bir şey diyeceğini farkettiğim anda

'Bir daha olmaz' diyip sınıftan hızlıca çıktım.

Bunu beklemiyormuş gibi olduğu yerde dururken hızlıca yürümeye başladım Lanet olsun! Ceketimi içeride unuttum. Şimdi geri gitsem sınıftan çıkmış mıdır? Çıkmamışsa da ona bakmadan alıp giderim. Evet kesinlikle ona hiç bakmadan girip alıp çıkarım diye düşünürken kolumda hissettiğim el beni döndürüp

'İntikamın bu mu?' dedi alaylı ifadesiyle.

'Galiba bu ama kesmediyse bir daha intikam alabilirim' dedim ona karşılık bende alaylı bir ifadeyle.

Yüzünü yaklaştırıp
'Bana bak sen fazla kaşınıyorsun bakıyorum'

'Sadece oyun oynamayı severim'

'Asıl oyun yeni başlıyor' dedi ve beni benden alan karizmatik yürüyüşüyle gitti.

Dans AteşimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin