"Bak şimdi sana ailemin yanında pot kırmaman için bilmem gerek herşeyi anlatacağım ve sende hiç bir açık vermeden oyunu bitireceksin anladın mı?"
Arabanın içine girdikten bir 10 dk sonra tekrardan emir yağdırmaya devam ediyordu işte. Bu insanlara emir verme çabası ne hala anlamış değilim. Her neyse 1 gün için bu Bay Öküze katlanabilirim herhalde (!).
Direksiyona hakimiyetini sürdürmeye devam ederken bana tekrardan dönüp sol kolunu da camın kenarına yasladıktan sora
"Baksana senin adın neydi?"
İnanamaz bir şekilde gözlerimi kocaman açarak ona bakıp :
"Daha adımı bile bilmiyor musun sen?"
"Bilmem mi gerekiyor?"
'Bilmem mi gerekiyor?' doğru ya kimim ki ben zaten . Daha adımı bile bilmiyorken bu çocuğa nasıl yardım edebilirim ki? 'Derin bir nefes al Gazel Derin bir nefes al Gazel' gözlerimi sımsıkı birbirine kenetleyip derin bir nefes alıp verdikten sonra evet cevap vermeye hazırdım işte. Ona doğru dönüp sakince :
"Gazel, adım Gazel" diyip arkama yaslandım ve yolu izlemeye başladım.
"Gazel mi? hahhaha şu hani edebiyatta geçen gazellerden misin yoksa sende?"
Eliyle ağzını kapatmaya çalışıp kahkahasını saklamaya çalışması yok mu deli ediyor beni. Bir sen kaldın zaten adımla dalga geçmeyen sen de geç tam olsun zaten. Neyse fazla takılma Gazel.
"Kahkahan bittiyse sadece şu 'Bilmem gerekenleri' anlatsan "
"Tamam bak şimdi, annem de babam da klasik ebeyvenlerden işte ama bak ikisine de saygı da kusur etmeyeceksin.İyi aile kızıymış gibi görüneceksin ve başın dik olacak onların karşısında sakın EZİK gibi davranma anladın mı?"
"Ezik gibi mi? Ezik gibi mi davranıyorum ben?"
"Davranmıyor musun? kendine bak bir istersen ."
"Ya sen beni tanımadan hakkımda nasıl böyle kanılara varabiliyorsun? Ayrıca yüzüme bakarak konuş tamam mı ?!" diye hışımla bağırdığımda yine o çarpık sırıtışını takınıp yüzüme döndü ve :
"Emin ol seni senden daha uzun süredir tanıyorum ve evet sen TAM BİR EZİK gibi davranıyorsun! Bak seni uyarıyorum sakın onların yanında bir zayıflığını görmeyeyim."
' Zayıflık , eziklik ' ben ne zaman bu sıfatlardan kurtulacağım. Bıktım artık beni tanımayan insanların hakkımda böyle düşünmelerinden nefret ediyorum.!
Bir yandan haklı aslında ben her zaman kaçtım insanlardan onların laflarından, hakaretlerinden, iftiralarından hep kaçtım en kötüsü de hep korktum. Sanırım yine en iyisi susmak söylediği doğrular karşısında diyecek pek bir şeyim yok zaten.
"Tamam merak etme, başka?" Evet ben buyum işte her zaman savaşmaktan kaçan, korktumu da sürekli kendini duvarlar arkasına atan bir ezikten başkası olmadım hiç . Hep itaat ettim ve şimdi de öyle devam edeceğim.
"Gelir durumunuz yada ailenin ne işle ilgilendiği falan sorun olmaz çünkü ailem öyle insanlara parasına göre değer veren insanlardan değil. Senin ailem konusunda tek yapman gereken başı dik , zorluklara göğüs geren korkusuz bir kız gibi davranmak tamam mı? "
"Zorluklara göğüs geren güçlü biri gibi gözükmek , kulağa yapmam ne kadar zor gözükse de yapacağım emin ol , peki nasıl tanıştığımızı sorarlarsa ne diyeceğim?"
Yüzüme dönüp sanki bir şey diyecekmiş gibi arlanan dudaklarına engel olduktan sonra bana o sakin bakışını takındı evet bu sakin bakışı yeni görüyorum ve nedense beni huzursuz ediyor.
"Sen orasını bana bırak ben hallederim." önüne dönüp eliyle evi işaret etti ve "Eve geldik zaten, hadi in."
Yine o meşhur saray gibi zengin evlerinden birisi daha. İnsanlar neden bu kadar büyük evlerde yaşamak istiyor ki? Bana böyle gereksiz büyük evler yalnızlıktan ve soğukluktan başka bir şey çağrıştırmıyor . Soğuktan da yalnızlıktan da nefret ederim ben . Ama ne tesadüftür ki ben hem yalnız hemde soğuğum.
"Öyle aval aval bakacağına içeri girmeyi denesen." suratıma ters ters bakmayı yine sürdüyordu öküz ve yine bir tersleme burda da mı böyle devam edecekti bu.
Salona girdiğimiz an birden ellerimde bu zamana kadar hiç hissetmediğim bir sıcaklık doldu. Gözlerime aşağıya kaydırıp baktığımda ufak çaplı bir şok geçirdikten sonra ' ne oluyor dercesine' gözlerine baktım. O da şaşırdığımı anlamış olacak ki kulağıma doğru yaklaşıp :
"Sevgiliyiz unuttun mu?" AH! evet ama elimi tutması gerekmiyordu ki.
"Oğlum, Hoşgeldiniz." Evet fiziği her ne kadar genç gösteriyor olsada yüzündeki çizgilerden yaşını belli eden ve bize seslenen adam babasıydı. Yanında ise saçını zarif bir topuz yapıp kalem eteği ve şık ceketiyle duran kadın annesi olmalıydı. Ellerimden tutup salondaki merdivenleri indikten sonra ailesinin yanına gittik ve:
"Hoşbulduk , işte sizin o çok merak ettiğiniz kız arkadaşım" diyerek beni takdim edip geriye çekildi. İlk ne yapacağımı unnutup biraz sersem sersem onlara bakmaya devam ederken saygı gereği ellerini öpmediğimi farkettim. Hemen önce babasının yanına gidip elini öpmek istedim ama buna izin vermedi babası.
"Saygını anlıyorum küçük hanım, ama daha yaşlanmadık evvel Allah daha genciz çok şükür ." diyip güldü çok samimi ve içten bir babası vardı gerçekten bir an elini öptürmeyince korktum yanlış bir şey yaptım sandım . Annesi ile de samimi bir şekilde tanıştıķtan sonra. Oturmamız için yer verildiği an oturup onlara bakmayı sürdürdüm. Uras sanırım tüm o cazibesini ve karizmasını babasından almış olmalı. Çünkü gerçekten babasını çok anımsatıyor. Annesine hiç bir şekilde benzemiyor gerçekten ne var ne yok bütün o genler babadan aktarılmış olmalı. Karakter ve huy bakımından kime benziyor işte onu hala bulabilmiş değilim. Birbirimizin halini hatrını sormayı da tamamladıktan sonra annesi bir anda :
"Ee söyle bakalım Gazelciğim nasıl tanıştınız benim bu laf dinlemez oğlumla? "
Arabada iken o kısmın kendisinde olduğunu söyleyen Bay kendini beğenmiş Öküze baktığımda yine yüzünde o çarpık sırıtış. Bu çocuk beni deli ediyor cidden ama.Vücudunu dikleştirip boğazını da temizledikten sonra bizim sahte tanışma faslımızı anlatmaya koyuldu. Bakalım nasıl bir hikaye üretecek?
" Şimdi şu yanımda gördüğünüz sevgilim varya işte o bizim Beril'in çocukluk arkadaşı. " Annesi:
"AH! Hadi canım bak bunu bilmiyordum, öğrendiğim iyi oldu." diyerek tebessüm etti.
"Evet, işte biz Beril'le buluşup takıldığımız zamanlar Gazel ' de bizimle birlikteydi genelde. İşte Gazel beni gördüğü an aşık olmuş ve Beril'e falan söylemiş . Anlayacağınız kafayı benimle bozmuş. Beril'de bir süre sonra bana söyledi. İlk başta umursamadım. Ara sıra beni gördüğü zaman duygulanıp ağlıyormuş. Bende dayanamadım tabi sürekli beni görünce ağlamasına acıdım işte sevgili olmaya başladık. Böyle işte. "
Ne!????

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zoru Sevmek
Romance-Ne yani beni sevmediğini bile bile onun sevgilisi gibi mi davranacağım? -Öyle büyütülecek birşey değil alt tarafı sevgilisi gibi davranacaksın bu. -Ya sen ne dediğinin farkında mısın? çocuk bana resmen "Laf atılmaya değecek birisi değilsin, biz e...