2.bölüm

529 29 32
                                    

(Asya Özden.)

D.T 08.04.1973.
Ö.T 28.03.1992.

Yağmur atıştırmaya başlamıştı, hava karalıyordu. Bense hala ruhsuz bir şekilde önündeki toprak birikintisine bakıyordum. Çocukken 'anne ne olursun geri gel' diye yalvarırdım burada, babam beni hiç getirmezdi, hep babamdan gizli gizli halam getirirdi.

Halam. Bana annelik yapan kadın. Benim için defalarca abisiyle kavga eden kadın. Ve beni kocasını ayartıyorum diye sokağa atan kadın. Bu 3 cümleyi aynı insan üzerinde kullanabilirsiniz ki. Kullanılıyor du işte, hayat bana hep imkânsızları yaşamıştı zaten.

Artık gitmem gerekiyordu Ardanın mekâna gidip yeni işi konuşacaktık ve ben geç kalmak üzereydim. Yavaşça yaslandığım yerden kalktım, derin bir nefes aldım. mırıldandım " Görüşürüz anne , umarım çok yakında görüşürüz ".

----

Sırıl sıklam olmuştum Üzerimi değişmeye vaktim yoktu. Hemen bi taksiye binip mekânın adını verdim. Yaklaşık 20 dakika içinde gelmiştik pek tekin yerler olmadığı için taksici korkmuş olacak ki iner inmez gaza basıp son hızla çıkmıştı sokaktan.

Mekâna geldiğimde Yiğit abi hariç herkese oradaydı. Deniz beni görür görmez ayağa kalktı "Ne bu halin Azra?" boş gözlerle ona baktığımda dün geceyi hazırlamış olacak ki, sinirle nefesini dışarıya üfledi.

Umursamadan diğerinin yanına oturduğum da Cem "Duyduğuma göre dün gece olaylar olaylar " dedi alayla kim derdi ki bu çocuk psikopatın önde gideni.

"Olaysız bi günümüz var sanki" dedim sıkıntıyla iç çekerken.

"Deniz arasana Yiğit kaptan nerde kaldı ya" dedi Doruk sigarasını yakarken. O sırada kapı açıldı.

Ve Yiğit abi yine yapacağını yapmıştı. Bakışlarım istemsizce Denize kayarken onunda ne kadar şaşkın olduğu çok belliydi. Yiğit abi hayatla birlikte gelmişti. Hepimiz şaşkınlıkla Hayata bakıyorduk. çok değişmişti koyu renk göz makyajı yapmıştı. Kıyafetleri çok farklıydı daha düne kadar pembe renk elbise giyen kız simdi deri Ceket ve şortla karşımızda duruyordu.

"Ve Yiğit Gürsoy noktayı koyar" bu tabii ki Doruğun yorumuydu. Cem elini kalbinin üstüne koyup " Sana kardeşim dediğim güne lanet olsun. Ciğerim yanıyo " diye Hayatın önünde diz çökmüştü. Hepimiz gülerken Deniz sadece Hayatın Gözlerine bakıyordu. Kısa bi süre sonra gözleri birbirleri ile buluştu. Hayat Umursamazca bakışlarını başka bi yöne çevirdiğinde Deniz afallamıştı, kısa bir süre sonra kendini toparlayıp konuşmaya başladı

"İş Konuşmaya gelmedik mi biz buraya ?" Yiğit abi Denize bakıp gülümsedi " Tabi aslanım iş konuşucaz başka niye gelelim " bu cümlenin altında yatan 'kalırsın öyle göt gibi' anlamını ben çok iyi biliyordum.

" Bakın bu iş diğerleri gibi değil çocuklar. Bu çok tehlikeli, tek başına üstünden kalabileceğiniz bi iş değil. Eğer bu işe karışmak istemezseniz." Doruk bıkkınlıkla ayağa kalkıp "Bişey içmek isteyen var mı ? Yiğit abi sende anlat artık su adamı." dedi sanki az önce söylediklerini duymamış gibi.

Yiğit abi gülümsedi ve konuşmaya başladı bu sırada Doruk 5 tane bira ve meyve suyu getirmişti.

" Adamımız Cihan Erdağ, şerefsiz in önde gideni aynı zamanda da Türkiye nin en büyük iş adamlarından biri." yutkundu ve devam etti " adamın elindeki şirketi ile ilgili bütün pis işlerinin yazılı olduğu belgeler var. Bizim amacımız da bu belgeleri gün yüzüne çıkarmak, Ama dediğim gibi adam çok tehlikeli anında ayağınızı yerden kaydırabilecek güce sahip."

YenidenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin