Uzandığım yataktan kalkıp camdan günbatımını izlemeye başladım. 1 haftadır milyonlarca insanın tek odak noktasıydım. Balkona çıktım günbatımını sandalyeye oturarak seyretmeye başladım. Chanyeol'la ayrılmıştım beni çok sıkıyordu.
Yanımdaki sandalyeye biri oturunca yorgun gözlerle o tarafa baktım.
"Rose'm!"
Diyerek yanağımı öptü Lisa
"Daha iyi misin ?"
Dedi
"Lisa en çok da canımı ne yakıyor biliyor musun ?"
Dedim ileriye bakarak Lisa'nın gözlerini üstümde hissediyordum.
"5 yıl önce beni restorana çağırdı süslendim gittim birlikte 4. yılımıza girecektik o gün, dedim sürpriz falan yapacak herhalde. Restorana girdim oturur oturmaz bana dediği ilk şey neydi biliyor musun ?.."
Dedim elimdeki erkek saatine bakarak
"Ne dedi ?"
Diyen Lisa beni rahatlatmak adına elimi tuttu.
"...bana 'Ayrılalım' dedi. Bu elimdeki saatide ona verecektim. Çift saati bu, bir kendime bir de ona almıştım çıkış yaptığımızdaki ilk maaşımla aldım bu iki saati. Ama elimde patladı ben daha cevap veremeden masadan kalkıp gitti. Yine de canımı yakan bu değil..."
Dedim, gözümden akan yaşı hızla sildim.
"..asıl canımı yakan bana şöhretimiz zedelenmesin diye ayrılmak istediğini söyledi ama şuan Seulgi'yle çıkıyor."
Lisa elimi tuttu.
"Unut onu artık Rose, bu sadece seni üzüyor"
İşaret parmağımı kendi kalbime koyunca Lisa'da benim kalbime baktı.
"Burası unutmuyor Lisa..."
Dedim kısık çıkan sesimle
"...bu vazgeçmiyor"
