hyunlix |F|

13.9K 245 69
                                    

Request: Strysoul

"Pancakes And Kisses"

Felix yavaşça gözlerini açtı ve elleriyle gözlerini kaşıdı. Sağ tarafına döndüğünde sevgilisini göremeyince hafifçe kaşlarını çattı fakat bozuntuya vermedi.

"Jinnie?" Üstünden yorganı çekerken bir yandan da sevgilisine seslendi.

"Mutfaktayım Lix!" Hyunjin'in rahatlatıcı sesi kulaklarına ulaştığında sarışın oğlan gülümsedi ve kedi şeklindeki pofuduk terliklerini ayağına geçirip mutfağa doğru hızlı bir şekilde yürüdü.

"Günaydın uykucu civciv~" Felix ayaklarını yere sürterek mutfağa girdiği sırada Hyunjin bir yandan elindeki pankek karışımını karıştırıyor, bir yandan da ona gülümsüyordu.

Felix heyecanla sevgilisine koştu "Vay canına! Jinnie sonunda benden bir şeyler öğrenip pankek yapmaya başlamış!" dedi ve kıkırdadı.

"Hah! Senden bir şey öğrenmek mi? En son Seungmin'i bize çağırıp pasta yapmak istediğini söylediğinde az kalsın mutfağı yakıyordunuz! Ve benim öğrendiğim şeylerin arasında mutfak yakmak yok." Sinsi sinsi sırıtan Hyunjin Felix'in sinirini bozmuştu.

"Hey! Amacım mutfağı yakmak değildi. Sadece sana bir doğum günü pastası yapmak istemiştik..." Sarışın oğlan dudağını büzdü.

"Aww bebeğim.. Seni üzmek istemediğimi biliyorsun. Şaka yapıyordum. Bana yanık bir pasta verseydin bile onu zevkle yerdim çünkü onu sen yaptın~ Sana aşığım, senin yaptığın her şeye aşığım Felix." Hyunjin elindeki kabı bıraktı ve sevgilisinin yüzünü elleri arasına aldı.

"Hyunjin- Sabah sabah bu ne duygusallık?" Felix kıkırdayıp parmak ucuna kalkıp Hyunjin'in burnunu öptü.

"Ah şey.. Bilmem. Seni üzdüm sandım.."

"Hayır üzmedin~ Bana bu kadar kolay kanma~" Felix sevgilisine yaramaz bir gülücük sundu ve Hyunjin'in tezgahın üstüne bıraktığı pankek karışımının başına geçip karışımı iyice pofuduklaşması için çırplaya devam etti

Hyunjin'de gülümseyip kollarını Felix'in beline dolayıp biraz eğildi ve çenesini onun omzuna koydu.

Felix bir süre onu görmezden gelip karıştırmaya devam etmesiyle Felix'in zayıf noktasından yararlanmaya karar verdi. Felix'in boynundan gıdıklandığını biliyordu.

Hyunjin dudaklarını Felix'in boynuna bastırıp üfleyince Sarışın çocuk aninden elindekileri bırakıp elini boynuna götürdü.

"Hyunjin!" Kaşlarını çatmış sevgilisine doğru dönmüştü.

"Efendim bebeğim. Sorun ne?" Anlamamazlıktan gelerek karşısındakini daha da sinir etmek Hyunjin'e kesinlikle zevk veriyordu.

"Çok kötüsün!" Ellerini göğüsünde birleştirip dudaklarını büzen Felix, Hyunjin'e göre dünyanın en sevmli insanıydı ve bu düşüncesini kimse değiştiremezdi.

...

"Hey bu pankekler lezzizdi! Ellerimize sağlık Jinnie~" Felix pankek tabaklarını, çatal ve bıçakları eline almış tezgaha yerleştiriyordu. Bu sırada siyah saçlı da karnını ovalıyordu.

"Ellerimize sağlık civciv~" Ayağa kalaktı ve sevgilisine tabakları yıkamasında yardımcı oldu.

"Film izlemeye ne dersin? Bu gün işim yok." Elindeki son tabağı da durulayıp yerine koyan Hyunjin ellerini siyah saçlarına götürdü, onları hafifçe dağıttı ve sonra tekrar düzeltti.

Felix ise ağzı yarım açık kalmış bir şekilde sevgilisinin ihtişamını izliyordu.

"Görüyorum da mükemmeliğimi izlemekle fazla meşgulsün. Ben seni tutmayayım." Yüzünü hafifçe sarışın oğlana yaklaştırdığında bu onun kafasını sağa sola sallayarak kendine gelmeye çalışmasına sebep oldu.

"Ş-şey tamam izleyelim." Hyunjin'in flörtöz tavırları Felix'i etkilemişti. Hyunjin onun kalbinin her saniye daha da hızlı çarpmasına sebep oluyordu.

Hyunjin önden salona geçip bir film seçti. Bu sırada Felix birkaç aburcuburu kaseye doldurup Hyunjin'in yanına gitti.

Hyunjin televizyon karşısındaki yerini almış, Felix'e oraya oturması için bacaklarının arasındaki boş yeri patpatlıyordu.

Felix hemen sevimli bir gülümseme sunup siyah saçlının bacakları arasına oturdu ve sırtını göğüsüne yasladı, kucağına da abur cubur kasesini alınca tamamdı.

Filmin ortalarına doğru Felix sıkılmaya başlamıştı bile. İçindeki aburcuburların çoğusu bitmiş olan kaseyi yanına bıraktı ve önünü Hyunjin'e dönüp bu sefer tamamen kucağına yerleşti.

"N'oldu Lix?" Ellerini Felix'in beline doladı.

"Sıkıldım.. Bu film uykumu bile getirdi!" Sahte bir esnmeyle gözlerini devirdi sarışın.

"Tamam o zaman şimdi başka bir şey yapaılm." Hyunjin bu sözlerinin üstüne oturduğu koltukta biraz daha dikleşti.

"Peki tamam! Ama ne yapacağız?"

"O güzel çillerini sayalım." Ellerini kucağındaki gencin çillerinde gezdirirken mırıldandı,

"Bir... İki... Üç... Dört... Orda bir sürü çil var Felix. Ama hepsinin orak noktası ne biliyor musun?" Hyunjin'in sakin ve kalp ısıtıcı ses tonu Felix'in kendini bulutların üstündeymiş gibi hissetmesini sağladı.

"Bilmem. Hepsinin çil olmaları mı?"

Hyunjin kafasını 'hayır' anlamında salladı.

"Umm.. Renkleri mi?"

Hyunjin yine kafasını salladı.

"Ne o zaman?" Felix kafasını yana yatırıp anlamaya çalışır gibi baktı sevgilisine.

"Sana ait oldukları için mükemmel olmaları." Felix gerçekten o an utançtan ölecekti. Yanaklarının kıpkırmızı olduğuna emindi. Her şey bir yana, Hyunjin'in bu söyledikleri kesinlikle kalbine dokunmuştu.

Felix gerçekten çok aşıktı sevgilisine. O olmasa nasıl bir hayat yaşardı düşünmek bile istemiyordu. Hyunjin'siz bir şeylerin eksik olacağından da emindi. Bu yüzden kendine söz verdi. Hyunjin'i asla bırakmayacaktı. O, Felix için dünyadaki her şeyden daha değerliydi. Sonuçta insan aşık olduğu kişi için dünyaları değişmeyeceğini kendisi söylememiş midir? Felix'e koca bir evren verseler de aşık olduğu adamı bunlara değişmezdi.

Düşüncelerin arasından çıkıp sevgilisine gülümsedi. Dudağına bir buse kondurduktan sonra kafasını omzuna yatırdı ve kulağına onu sevdiğini fısıldadı. Hyunjin ise elleri arasındaki minik parmakları kavrayıp anın tadını çıkarıyordu.

"Ben de seni seviyorum civcivim.."

‧͙⁺˚*・༓☾ ☽༓・*˚⁺‧͙

stray kids one-shotsWhere stories live. Discover now