minsung |F|

7.8K 184 103
                                    

request by: Felixxxx00

"Can We Meet Up?"

"Babacık hadi ama! Lütfen~ Sadece bir kerecik!" Jisung, Minho'nun kedi hibridi ve aynı zamanda biricik sevgilisi, en yakın arkadaşı Jeongin'in evine gitmek için sahibinden izin almaya çalışıyordu. Fakat Minho'nun çok işi vardı ve Jisung'u Jeongin'lerin evine bırakmak için yeterli zamanı yoktu.

Jisung koltukta oturmuş kucağında laptopundan rapor girmeye çalışan Minho'nun dikkatini çekmeye çalışıyordu.

Koltuğa çıkıp Minho'nun yanına oturdu. İnce bacaklarını koltuktan aşağı sallandırıp kuyruğuyla sahibini dürtüyordu.

"Jisung yeter ama! Hayır dedim. Bu gün olmaz. Ayrıca Jeongin'le daha geçen cumartesi buluşmadınız mı? Chan ikinize birden bakarken zorlanıyor olmalı." Laptopu kapatıp kuyruğunu sallayan ve pür dikkat onu dinleyen Jisung'a döndü.

"A-ama bu gün onaların evinin arka bahçesindeki kum havuzunda kendi kumdan krallığımızı kuracaktık.. Hatta ben Lord-Sung olacaktım!" Kahve saçlı kedinin kuyruğu heyecanla sağa sola sallandı ve kulaklarını geriye yatırdı.

"Bebeğim... Babacığının bu gün işi var. Ama söz veriyorum haftasonu Jeongin ve seni parka götüreceğim. Hatta Seungmin'i de çağırırız?" Minho kedisinin kulaklarının arkasını kaşıdı ve gülümsedi.

"Evet! Onların abisi olarak Seungie ve Innie'ye göz kulak olabilirim!" Heyecanla ellerini çırptı Jisung.

Karşısındaki canlının sevimliliği güzel kalbi Minho'yu fazlasıyla etkiliyordu.

Jisung tekrar gülümseyip sahibine yaklaştı ve kuyruğunu teşekkür manasında onun kolunun etrafına sardı.

"Teşekkürler Minnie!" Minho sevimli kediciğinin ona teşekkürü üzerine onu kucağına çekti ve yanağını öptü.

"Akıllı kedim benim~" Yanından telefonunu aldı ve kahverengi saçlıya vardi.

"Hadi bakalım, Chan Hyung'u ara ve haftasonu için izin al. Ben de işlerime devam edeyim."

"Pekala!" Hibrid sahibinin telefonundan Chan Hyung'unun telefon numarasını aradı ve çaldırdı.

"Hey Minnie Hyung~" Telefonu Jeongin açmıştı.

"Oh Innie! Benim Jisung. Şey.. Minnie bu gün buluşmamıza izin vermedi... Ama haftasonu Seungmin'i de alıp bizi parka götüreceğine söz verdi!" Jisung olduğu yerde zıplamıştı. Yanında oturan Minho ise göz ucuyla onu izlerken bir yandan da raporları giriyordu.

"Hey bu harika bir fikir! Ama Channie'den izin almalıyım."

"Pekala. Sen izin al o zaman, ben kapatıyorum. Kendine dikkat et Innie~" Jisung telefonu kapattıktan sonra sahibinin yanına bıraktı ve kuyruğunu birkaç kez hafifçe koktuğa vurdu. Minho hemen hibridinin ilgi istediğini anlamıştı.

"Sıkılıyor musun?" Minho bilgisayarıyla uğraşırken bir yandanda kedi hibridiyle konuşuyordu.

"Evet Minnie.. Ben çok sıkıldım..!" Jisung ellerini göğüsünde birleştirip dudak büzdü.

"Peki o zaman seninle pikniğe gidelim. Sen biraz temiz hava alırken ben de kalan işlerimi orda hallederim." Minho'nun sözlerini duyan Jisung sevinçle ayağa fırladı.

Heyecanla Minho'yla ortak olan yatak odalarına gitti ve dolabını açıp pembe sweatshirtünü, açık mavi kot pantolonunu ve kulaklarının yanına takmak için iki tane kurdale şeklindeki pembe toka çıkardı.

Jisung pijamalarını değiştirip Minho'yu beklemeye başladı. Minho da laptopunu aldı ve sonunda kendilerini dışarı atabildiler.

Evlerinin çok yakınında bir piknik alanı olduğu için el ele tutuşarak oraya doğru yürümeye karar verdiler. Jisung yeşilliklerin çoğaldığı yere doğru yaklaşınca sevgilisinin elini bıraktı ve çimenlere doğru koşarak kendini kere bıraktı.

"Hey hey! Bebeğim üstün çamur olacak yere yatmamalısın!" Minho elindeki sepeti ve bilgisayar çantasını yere bıraktı ve uzanan kedi hibridinin yanına yaklaşıp eğildi. Jisung da Minho'yu görünce yatar pozisyondan oturur pozisyona geldi.

Tam bu sırada beyaz bir kelebek Jisung'un burnuna kondu. Jisung gözlerini şaşı yapıp gözlerini kelebeğe dikti. İki elini kullanarak burnunu tuttu ve kelebeği yakaladığını düşündü. Fakat ellerini açtığında kelebekten eser yoktu.

Kahverengi saçlı kaşlarını çattı. Nasıl olur da ufacık bir kelebeği yakalayamazdı? Kulaklarını arkaya yatırıp kuyruğunu yavaş yavaş yere sürttü. Bu, Jisung'un sinirlendiğinde veya bir durumdan hoşlanmadığında yaptığı bir hareketti.

"Şhh sinirlenme bebeğim. Elbet bir şekilde yakalarsın o kelebeği." Durumu anlayan Minho hemen karşısındakinin sinirlerini yatıştırmak için onu rahatlatacak bir şeyler söyledi ve eliyle kafasını okşadı.

Jisung git gide sakinleştiğinde Minho'nun dokunuşları, boğazından mırıltılı bir ses çıkmasını sağlamıştı. Jisung bu sesi bilerek yapmıyordu. Çünkü bu kedilerde rahatlayınca kendi kendine olan, kasıtla yapılmayan bir şeydi.

Jisung istemeden çıkardığı sesi fark edince utandı ve eliyle ağzını kapattı.

Minho ise sevgilisinin şirinliğine güldü ve biraz arka taraflarında bıraktığı piknik sepetindeki örtüyü çıkarıp yere serdi.

Jisung bu sırada kaçan kelebeği arıyordu.

"Nerdesin seni yaramaz kelebek? Seni yakalayacağım!" Çevrede dolanıp kelebeği arıyordu. Minho çoktan işlerine devam etmeye başlamıştı bile.

Yarım saat içinde Minho işlerini bitirmiş Jisung'un hala çevrede dolaşıp kelebeği aramasını izliyordu. Sonunda yorulup asık bir suratla örtünün üstünde oturan gence doğru yürümeye başladı.

"Hey Sungie. Sorun ne?"

"Pff o sinir bozucu kelebeği hiçbir yerde bulamıyorum... Hey! Belkide ailesinin yanına gitmiştir!" Jisung elini çenesine koyup düşünmeye başladı.

"Haha! Belki." Minho yanıma gel anlamında yanını patpatladı.

Sevimli hibrid bekletmeden siyah saçlı gencin yanına oturdu.

"Yanımda muzlu süt getirdim. İster misin?" Elini sepete atıp içinden muzlu sütü çıkardı ve kedi hibridine uzattı.

Jisung tam sütü alacakken Minho elini geri çekti ve parmağıyla yanağını işaret etti.

"Önce öpücük sonra muzlu süt." Jisung için gayet cazip bir teklifti bu.

Hemen Minho'ya yaklaştı ve dudaklarına yumuşak bir öpücük kondurdu. Geri çekildikten sonra Minho gülümsedi ve hibridin kulağının arkasını kaşıdıktan sonra muzlu sütü ona uzattı. Jisung da sütünden bir yudum alıp kafasını Minho'nun dizine koydu. Kelebeği kovalamak Jisung'u epeyce yormuştu. Sevimli hibrid bir elinde yamuk duran ve dökülmek üzere olan sütü dururken yavaşça kendini uykuya teslim etti.

Minho ise dizlerinin üzerinde yatan Jisung'un kafasını okşuyordu. Bütün gün çalıştıktan sonra sevgilisiyle geçirdiği süre ona kesinlikle çok iyi gelmişti.

----

stray kids one-shotsWhere stories live. Discover now