başladık bir işe, hadi bakalım...
-----
eğer bir fuckbuddyniz varsa, hayat iyiydi.
karışan yoktu, neredesin ne yapıyorsun diye soran yoktu; aşkım, balım gibi sevgi cümleleri yoktu. fuckbuddyniz olunca, yaslanacağınız bir omuz vardı ve bunun karşılığında da kıçınızı veriyordunuz. bunu çok sonra anlamıştım. yani diğer fuckbuddyler öyle miydi bilmiyordum. Soobin ile benim ilişkimiz tam da öyleydi.
hem zevk alıyordum, hem de kucaklayabileceğim biri vardı. aşk yoktu, kısıtlama yoktu, kıskançlık krizleri yoktu, beni aldatır mı ve ya bırakıp gider mi düşüncesi yoktu. işte bunlar, benim bu işi bırakmamı engelleyen etkenlerdi.
gün içerisinde çok yorulurdum, çok utanç duyardım, insanların benim hakkımda ne düşündüğünü çok kafaya takardım. tüm gün gezer yorulurdum. gün sonunda da kendimi Choi Soobin'in kucağında bulurdum. fiziksel olarak yorardı belki ama, psikolojik olarak harika hissetmemi sağlardı.
daha fazlasını arzulamamı sağlardı.
yani anlayacağınız diğer fuckbuddylerden farklı olarak biz birbirimizin yanında olurduk. en yakın arkadaşlığımıza devam ederdik. fakat soobin bana karşı eskisi gibi değildi. yakınlaşıyorduk, film izliyorduk, kucaklaşıyorduk. bunları yapıyorduk ama günün sonunda sırtımın bulunduğu yer yine yataktı. üstelik fuckbuddyim hiç nazik bir adam değildi. normalde hep beni düşünürdü.
ama yatakta, her şey farklı bir boyuta taşınıyordu. canım acıyordu, çok çok çok. çok fazla. yine de kendimi durduramıyordum. bu uyuşturucu kullanmak gibiydi. başka biriyle bu deneyimim olsaydı sadece arada bir buluşurduk belki sevişmek için. ama Soobin çok farklıydı. o beni nasıl olduğunu anlamadığım bir şekilde kendine çekiyordu. kimi zaman bedeni, kimi zaman da tavırları ve hareketleri ile yapıyordu bunu.
yine de, o gece ki teklifim iyi ki yapmışım dediğim şeylerdi.
"yeonjun, filmi değil de daha çok beni izliyor gibisin." gelen sesle başımı kaldırıp güldüm. elimdeki içkiden bir yudum alırken gözlerimi devirdim. "üzerimde nasıl bir fantezi uygulayacaksın diye düşünüyordum." ona iyice sokulmamı sağlamış, kaşlarını kaldırıp bana bakıyordu. "bugün daha erken mi sevişmek istiyorsun?"
"sen nasıl uygun görüyorsan öyle yapalım.. aşkım." tekrar elimdeki içkiye geri döndüm. benim aksime, soobin şaşırmış görünüyordu. "yapma şunu."
"yatağına at beni choi soobin."
dediğimle gülümseyip birleştirdi dudaklarımızı. genelde sert öperdi ama bugün oldukça yumuşak olmaya çalışıyordu. dudağında iki hafta yarayla gezmiş biri olarak bu beni gerçekten çok şaşırtmıştı. melek suratının içinde sert bir aslan gizliydi fakat bunu yatağa geçmeden öğrenemezdiniz. normal hayatta da pek fazla yüz vermezdi ama arkadaşlarına gerçekten samimi ve bebek gibiydi.
bana hiçbir zaman bebek halini göstermemişti. nedense yanımda her zaman korumacıydı. ben biraz safaloz gözüktüğümden mi bilmiyorum fakat ona hiçbir zaman engel olmamıştım. çünkü bilirsiniz, bir arkadaşımın beni koruması gerçekten çok hoşuma gidiyordu. onun yumuşak hareketlerine karşın sert olmaya çalışmıştım. vücudumdaki alev saniyeler geçtikçe yükseliyordu.
dudakları hayatta görüp görebileceğim en iyi şeydi. o kadar seviyordum ki dudaklarını sürekli öpesim geliyordu. biz gündüzleri normal iki en iyi arkadaştık, ilişkimiz geceleri başlardı. yani benim açımdan pek öyle değildi ama sanırım soobin için öyleydi. dudaklarından ayrılıp elimdeki birayı içmeye devam ettim.
her ne kadar belli etmemeye çalışsam da yanaklarımın kızardığından emindim. üstelik kaçıncı olduğunu sayamadığım bardaktan sonra aklım gidip gelmeye başlamıştı. "ne oldu Yeonjun-ah? utandın mı yoksa?" kaşımı kaldırıp sorgular bir şekilde baktım. "utanmak?" küçük bir kahkaha atıp elinden tuttum ve içki şişelerini de aldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
can we just be fuckbuddy? // yeonbin
FanfictionTW!! cinsellik Choi Soobin ve Choi Yeonjun en iyi arkadaşlardı. tek bir gecenin, yaşama nedenlerini değiştireceğini nereden bilebilirlerdi? a disneyhouse fanfic.