"selam güzelim." genç adam karşısındaki bedenin söylediğini duyunca pek aldırış etmemeye çalışmıştı fakat bu gerçekten çok rahatsız hissetmişti. "güzelim" lafını başkasından duymaya pek alışmadığındandı, belki de. ya da chris'in konuşma tarzını beğenmemişti. uzaktan daha saygılı biri gibi gözüküyordu, diye düşündü yeonjun. yine de ona bir şans vererek birinci seçeneği tercih etti, yüzüne sahte bir tebessüm taktı.
"uh, merhaba chris." yeonjun rahatsız olduğunu belli eder bir tonda konuştuğunda karşısındaki cüsseli beden bunu görmezden gelmeye yemin etmişçesine daha flörtöz bakışlar atmaya başlamıştı. soobin o ortamda olsaydı belki daha güvende hissederdi. ona da inadı tutmuş ve aralarını bozmayı çok güzel bir şekilde başarmıştı. karşısındaki beden bu tavrıyla birlikte davranmaya devam ederse 'sahte tebessüm'ü gecenin sonuna kadar devam ettirecek gibi duruyordu yeonjun. "bir şey sipariş edecek misin bebeğim?"
"şey, hayır şimdilik." çekingence soruya cevap verirken elleri terlemeye başlamıştı. tanrı aşkına, daha önce böyle bir date'e bile çıkmamıştı ki! (birkaç kız dışında, ama onlarla konuşmak için bile her zaman çok utangaç olmuştu. daha sonra kızlar ona kendi dertlerini anlatmaya başlamış, yeonjun da onlara işe yarar tavsiyeler vermişti.) chris yeonjun'un rahatsız olduğunu sonunda fark ettiğinde derin bir nefes aldı.
"öyle olmaz ama, al bir tane." yeonjun duyduğu ile chris'in önerisine uymaya karar verdi. eline menüyü alırken yemeklerin ne kadar pahalı olduğunu fark etti. ucuz bir yemek aradı ama buradakilerin en ucuzu part-time işinden aldığı maaşının çeyreği kadardı. içecek bölümüne geldiğinde neden bu kadar pahalı bir yere geldiklerini sorguladı kendi kendine. umuyordu ki chrise bu strestli yüzü görünmüyordu.
yeonjun güzel görünen bir kokteyl almaya karar verdi en sonunda.
garson hemen yanlarına geldiğinde, yeonjun isteğini garsona belirtti. chris de yeonjun'un istediğinin aynısından istemiş ve gülümsemişti. "güzel seçim." yeonjun gülümsedi. karşısındaki bedenin konu açmak istediğinin farkındaydı, ama gerçekten çok, çok fazla rahatsız hissediyordu kendini. enerjileri de uyuşmamıştı ayrıca. en azından yeonjun için böyleydi.
"ee, ne yaptın bugün?" yeonjun sonunda biraz konu açmaya karar verdi. "zaten o teklif etti, şimdi hevesini kursağında bırakmayayım" diye düşündü. chris ise yeonjun'un bu atağı sonucunda rahatlamıştı. "bilirsin, okul şeyleri, part-time işim vesaire. sen ne yaptın?" parmakları ile oynuyordu chris konuşurken yeonjun. neden bu kadar rahatsız olduğunu o bile bilmiyordu.
"hiç, en yakın arkadaşımla seviştikten sonra onun yatağında uyandım ve ona pankek falan hazırladım. senin ile randevuya gideceğim için kavga ettik. öyle sıradan şeyler." kendi içinden bunları geçirirken kıkırdadı yeonjun. chris'e gerçekten bunları deseydi chris kesinlikle iğrenmiş gibi bakardı. "aynı ben de. sıkıcı bir gündü işte."
"gülerken çok güzel oluyorsun, sürekli izleyebilirim." flörtöz sesiyle konuşurken Yeonjun şoke olmuş bir şekilde Chris'in yüzüne baktı. dediği belki güzel bir şeydi ama Yeonjun hem utanmış hem de rahatsız olmuştu. "şey, teşekkürler." kısa ve sessizce verdiği yanıttan sonra ne konuşacağını düşünmesine fırsat kalmadan garson çocuk kokteyli getirmişti. yeonjun içinden çocuğa dua etti, istemeden de olsa ona çok yardım etmişti.
kokteylinden bir yudum aldı karşısındaki genç adam. "denemelisin, güzel tadı." yeonjun chris'e uymuş ve kokteylin tadına bakmıştı. "woah, baya güzelmiş tadı. "güzel seçim" demene şaşırmıyorum şimdi." yeonjun'un heyecanlı heyecanlı konuşması ile chris güldü. "ben buraya bir iki kere daha gelmiştim. o yüzden biliyorum, ben de ilk o kokteyli sipariş etmiştim."
"yeonjun, bir şey soracağım." sözüne ciddi bir şekilde devam ettiğinde yeonjun kokteylden başını kaldırıp chrise baktı endişeli bir şekilde. bir anda insanların ciddileşmesi onu strese sokuyordu. chris ise söyleyip söylememenin arasındaydı. "ne oldu?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
can we just be fuckbuddy? // yeonbin
Fiksi PenggemarTW!! cinsellik Choi Soobin ve Choi Yeonjun en iyi arkadaşlardı. tek bir gecenin, yaşama nedenlerini değiştireceğini nereden bilebilirlerdi? a disneyhouse fanfic.