three. -pt1-

3.8K 201 80
                                    

Sizin için bolca fingirdeşmeli bir bölüm yazdım, çünkü ilerleyen zamanlarda onları böyle görebileceğinizi sanmıyorum!!!! iyi okumalarrr <3

▪︎▪︎▪︎

Sabahın erken saatleriydi. Erken bir saat olmasına rağmen Choi Yeonjun gözlerini açmış ve üzerini giymeye başlamıştı. Yanında mışıl mışıl uyuyan bedene bakmış ve gülümsemişti. Choi soobin uyurken dünyanın en tatlı insanıydı. Bakmayın yeonjun'un ona böyle baktığına, soobin'i böyle görmeye alışıktı. Yine de onu izlemekten kendini alıkoyamazdı hiçbir zaman. Telefonuna sürekli onun uyuduğu anların resmini çekerdi. Ona bakarken alıkoyaamadı kendine genç adam, yüzüne minik bir öpücük bıraktı.

"bu, hayatımın her anında benimle olduğun içindi, koca şey." yeonjun biraz uyuyan bedenin saçlarını okşadıktan sonra tekrardan kalkmış ve gömleğinin geriye kalan birkaç düğmesini iliklemeye devam etmişti. Bir yandan bugün christian ile olan buluşmalarını düşünüyordu. Birkaç gün önce sadece soobin ile takılmanın onu soobine karşı güçsüz kılacağını düşünmüş, yeni arkadaşlar edinmeye karar vermişti. Tabii sadece arkadaşlık ile kalmazdı belki, yeonjun hala bu konu hakkında düşünüyordu.

Christian okuduğu üniversitede okuyan, kızların tabiri ile ultra yakışıklı bir çocuktu. Üniversitenin en popüler çocuklarından biriydi. Üçüncü sınıftı. Ayni zamanda kendine tek başına bakıyor, annesi ve babasının ona yolladığı paradan geçinmiyordu. Onun yerine part-time işlerde çalışıyor ve kendi kendine bakıyordu. Bu yüzden 'rol model' öğrencilerinden biriydi okulun.

Geçen gün yeonjun ile beraber birkaç kez konuşmuşlar ve kısa sürede çok iyi anlaşmışlardı. Müzik zevkleri bile uyuşmuştu -ki bu yeonjun için çok önemli bir şeydi, müzik zevkleri ayni olan insanların ruhlarının ikiz olduğuna inanırdı.

Bu yüzden christian yeonjun'a teklif ettiğinde yeonjun hemen kabul etmişti. Henüz Soobin'in bundan haberi yoktu. Yeonjun, bir şey demez herhalde diye düşünmüş ve Soobin'e söyleme gereği bile duymamıştı. Yeonjun'un giyinmesi tamamlandığında yeonjun yemek için hızlıca bir şeyler düşündü. Erken bir saatti, bu yüzden dışarıda yemelerinin uygun olmalarını düşünmüyordu. Soobin'i uyandırıp ne yapmaları gerektiğini sormak istedi ama zaten dün onu oldukça yormuştu.

Yeonjun'un aklina bir anda pankekler geldiğinde biraz düşünmüştü bunu. Aklina yatmıştı hemen, çünkü hem pratikti, hem tatlıydı (canı tatlı bir şeyler çekiyordu), hem de Soobin'in pankekleri sevdiğini biliyordu. Gelen hevesle hizlica mutfağa koştu, uzun zamandır o kadar yoğundu ki galiba yemek yapmayı unutmuştu. Mutfağa geldiğinde, hatırladığı kadarıyla malzemeleri çıkardı.

Yumurta, un, süt ve bir kaç malzemeyi daha çıkardıktan sonra bir kaba sırasıyla malzemeleri döktü, karıştırırken soobin'i uyandırmamaya dikkat ederek şu sıralar yeni çıkan ve sürekli diline dolanan şarkıyı tekrardan mırıldanmaya başlamıştı. O sırada pankekleri dökeceği tavayı ısıtmaya başlamıştı azıcık yağ koyarak.

Kısa sürede pankekler hazır olduğunda yeonjun eşit bir şekilde pankekleri tabaklara koymuş, daha sonra da yanlarına birkaç elma dilimi bırakmıştı. Yaptığı şaheserlere baktığında kıkırdamış ve tabakları iki çatal ile beraber masaya koymuştu. İçecek bir şeyler hazırlamaya aşırı üşendiğinden dolayı kendine süt, soobin'e de su koymuş ve tekrar odaya doğru ilerlemişti.

Tanrı aşkına, soobin erken kalkardı normalde. Şimdi ise uykuculuğu tutmuştu. Odaya geldiğinde mışıl mışıl uyuyan soobini gördüğünde yatağa oturmuş ve soobinin gülmezken bile görünen gamzeleri ile oynamaya başlamıştı. Gerçekten belediye çukuru gibiydi gamzeleri.

"uykucu şirin, uyan hadi." yeonjun birkaç kez soobin'in kafasını dürtmüş ama soobin hala kıpırdamamıştı. uyanık beden vazgeçmemiş ve bu sefer de yatakta zıplamaya başlamıştı soobin'in uyanması için, belki rahatsız olur diye. uyanmayınca yeonjun şaşkınlıkla soobin'in yüzüne yaklaştı. amacı da nefes alıp almadığını kontrol etmekti. yeonjun iyice konsantre olmuş soobin'i dinliyordu şimdi. kısık bir sesle konuştu. "öldün mü?"

can we just be fuckbuddy? // yeonbinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin