KORKUNÇ GERÇEKLER

VAMPİR EFSANELERİ

Yunan mitolojisi, ''Lamiea'' adlı bir kadından bahseder. Zeus'a aşıktır. Hera ile rekabet halindedir. Daha sonra delirir, kendi dölünü öldürür. Bunun üzerine, başkalarının çocuklarını da öldürmek ister. Geceleri ava çıkar. Yakaladığı çocukların etini yer, kanını içer.

Menippus hikayesi de bir hayli ilginçtir. Menippus güzel bir kızla evlenmek üzeredir. Düğün başlar. Düğüne filozof Apollonius da gelir. Gelini dikkatle inceler, sonra da onu vampir olmakla suçlar. Güzel gelin bir süre dirense de sonunda vampir olduğunu kabul eder. ''Menippus ile evlenmemin sebebi elimin altında taze kan bulundurmaktı.'' der.

Vampir efsanelerine Çin, Hindistan, Nepal gibi ülkelerde de rastlanır. Eski Hindistan'da ''Baital'' denilen bir kan içicinin öyküleri anlatılırdı. Bir ağaçta baş aşağı asılmış vaziyette duran, yarasaya benzeyen ve damarlarında kan olmayan bir canavardi Baital.

Eski Asyalılar da Malezyalılar gibi ''Penanggalen'' adındaki bir çeşit vampire inanıyorlardı. Bu yaratık insan başına sahipti. Bütün organları dışarıdaydı. Ve diğer insanların, özellikle de küçük kurbanlarının kanını içerek yaşardı.

Temeli animizme dayalı olan Afrika inançlarında da vampir efsanesine dair işaretler vardır. Caffre kabilesi bir ölünün tekrar geri dönebileceğine ve bir canlının kanıyla yaşayabileceğine inanır.

Peru halkının inancına göre, bir kimse genç birinin kanını içerse şeytanın müridi olur.

Hıristiyan Batı aleminde vampir inancı bir hayli yaygındı. Orta Çağ boyunca Kilise vampirlere olan inancın doğruluğunu kabul etti ve vampirizmi yalnız başına sona erdirmeye çalıştı. 1489 senesinde ''Malleus Maleficarum'' adlı kitap yazıldı. Tam bir dönüm noktası oldu bu.

Bu kitap aslında, cadıları ve onlarla mücadele yöntemlerini anlatıyordu ama vampirlere de uygulandı. Engizisyon mahkemelerine çıkartılan pek çok insan, özellikle kadınlar, cadı ya da vampir oldukları iddiasıyla akıl almaz işkencelere tabi tutuldular ve öldürüldüler.

YENİ BÖLÜM GELDİ!! İYİ OKUMALAR :))