+
Yok ben iyi değilim uyuyum bencede saatde 2:48'di geç oldu zaten odama gittim, ve yatağa yattım, yattığımla uyumam bir oldu.Sabah kapının çalmasıyla zar zor uyandım ve kapıyı açtım, lisaydı.
"Ohoo rose hanım hala uyuyormuş ben gelmesem"
"Ya dün geç yattım zaten"
"Yatmasaydın geç ben dün sana demedim mi 10da kahvaltım hazır olsun diye, insaflık edip 10:30 da geldim bak ne kadar iyi niyetliyim, ama sen bu iyi niyetim kullanmayıp bilmem kaçıncı rüyandan uyanıyorsun"
"Ya of başımın etini yedin lisa sabah sabah, ben uyucam"
"Tamam sen uyu, tae'nin seni aldatıp aldatmadığınıda ben öğrenicektim zaten"
Aniden gözlerimi açtım, ve;
"Aaa o vardı dimi, ya tamamen unuttum"
"Hadi kalkda kahvaltı hazırlayalım"
Kalkıp yüzümü yıkadım ve lisanın yanına mutfağa gittim ve kahvaltı hazırlamaya başlamıştık."Lisa dün noldu varya"
"Noldu kanka"
"Jungkook tae'nin yanına gitmiş"
"Eee"
"Eesi, jungkook taenin ağzından laf aramış, ve öğrendiği bişey var"
"Ne var"
"Hwasa ile aldatıyor olabilir"
"Nee"
"İlk duyduğumda bende bu tepkiyi vermiştim biliyor musun, ama insan sonradan alışıyor"
"Zaten yurt dışından geldiğinde vardı bişey hwasa'nın" dedi lisa
Kafamı onaylarcasına salladım.
"Eee jungkookla ne konuşuyorsunuz bakalım"
"Hiiç"
"Telefonun nerde rose"
"Iıı telefonu napcan kanka hem kahvaltı yapıcaz"
"Telefonun nerde"
"İçerde"
Telefonu alıp geldi ve hem kahvaltı yapıp sesli sesli mesajlaşmamızı okuyordu.
"Bune rose"
"Ne ne"
"Çocugu baya terslemişsin"
"Ne terslemesi ya"
"Sanane benim üzülüp üzülmemden, demek daha ne kadar terslemek olabilir ki, doğru terslemenin daha fazlası bu"
"Çocuk onu mu kafaya takıcak" dedim ve yemeğime devam ettim
"Bilmem belkide, hatırlatırım rose aldatıldığını söyleyen de jungkookdu, önemsiyor çocuk seni ne güzel, bide üzülme diye, yazmış valla ben böyle bir çocuk buldum kaçırmazdım roseanne"
Cimcikledim, ve;
"Sanki beni seviyorda öyle diyorsun" dedim
"Benim adım lisa'ysa bu çocuk seni seviyor"
"Yok daha neler, abart abart lisa"
"Tamam sen lisaya inanma, aşkını ilan edince sana görücez r o s e a n n e " dedi lisa kendinden emin bir şekilde konuşarak devam etti;
"Bugün çocuktan özür dile bari"
"Tamam kanka bir özür dilemediğim kalmıştı onuda yapıcam sağol ya"
"Hiç söz dinlemezmisin sen" dedi lisa
"Ben hayatta jungkookdan özür falan dilemem"
"Of rose" dedi lisa
Kahvaltımızı yapıp mutfağı toplamıştık, ve telefonuma gelen bildirim sesini duyunca telefonu elime aldım ve mesaj atan jungkookdu, ve yanımdaki yani lisada yazdığı mesajı görüyordu, ne kadar çaba etsemde bakamaması için ama yinede bakıyordu.Jk;
Selam roseRose;
Selam jungkook+
Yazdım ve lisa telefonu elimden alıp gelen mesajı okuyordu.Jk;
Bugün kaçta buluşucağız?+
Imm saat kaçta uygun olur dedi lisa tam ben diyecekken yazmaya başladıRose;
2 uygun mu? 2den önce tae'nin buluşacağını zannetmiyorum.
+
Bunu nerden biliyorsun lisa dediğimde, bu konuya kadar anlatıyordun çünkü dedi, ve susmuştum, haklıydı anlatıyordumJk;
Tamam olur. O zaman görüşürüz.Rose;
Görüşürüz tatlı yakışıklı tavşan+
"Ya lisa napıyorsun tatlı yakışıklı tavşan ne" dediğimde
"Taş gibi yakışıklı, iri yarı tavşan mı deseydim, aslında buda fena değilmiş" dedi
"Ya çocuğa boşuna ümit verme"
"Bak sende söyledin onun seni sevdiğini, buda bir başlangıç"
"Ya deli edicen şimdi beni"BÖLÜM SONUĞĞ
ŞİMDİ OKUDUĞUN
For you.. |Rosekook|
FanfictionHem Park Chaeyoung'un eski sevgilisi hemde Jungkook'un en yakın arkadaşı Tae, Chaeyoung'u aldatıyor..