Hazır Mıyım?

107 3 0
                                    

Yıllarca boşlukta yaşadım, tek yaptığım evden çıkıp işe gitmekti.
Kendimi yalnız hissettmediğim hiç bir yer, hiç bir saniye yoktu, çünkü o bebek benden gittiğinde, dünyada bana ait hiç bir şeyin olmadığını, benim için hiç kimsenin kalmadığını biliyordum...

   Yine sıradan bir güne uyandım. Bu günün diğer günlerden tek farkı, bu aptal miğde bulantısı ile uyanmış olmamdı. Uyanır uyanmaz panikledim çünkü bir an için işe geç kaldığımı düşündüm. Yanımda duran şeker pembesi dijital saatime baktım, cumartesi yazdığını gördüğümde derin bir nefes aldım ve bir kaç saniye gözümü kapatıp rahatladım. Gözlerimi açtığımda sakinleştim ama bulantılarım arttı ve hızla terliklerimi giyip banyoya koştum. Miğdem boş olmasına rağmen, tuvaletin başında sürekli öğürdüm. Bir kaç dakika sonra bulantım geçti.  Ve önemsemeyip yatak odasına geri döndüm. 

German, benim banyodaki öğürmelerimi duyup uyanmıştı. Endişeli bir şekilde, iyi olup olmadığımı sordu. 

"Önemli bir şey yok aşkım, sadece biraz miğdem bulanıyordu, şimdi daha iyiyim." dedim. Cevabım ile onun rahatladığını düşündüm ama yanılmışım. 

 Miğdem rahatladıktan sonra karnımın acıktığını hissettim, German ile ikimize kahvaltı hazırlamak için mutfağa gittiğimde German'ın endişeli ve şaşkın bir yüz ifadesi ile bana doğru yaklaştığını gördüm. 

Yanıma geldi ve ellerimi tutarak beni sandalyeye oturttu. Sonra, benimle önemli bir konu hakkında konuşmak istediğini söyledi.

" Alicia, bebeğim, bu konu hakkında seninle bir kaç gündür konuşmak istiyordum..."

-Ne hakkında German?

"Ama ne olursa olsun, asla seni üzmek istemiyorum."

-German... Korkmalı mıyım?

"Hayır hayatım korkmanı gerektirecek bir şey yok. "

"Ben bir kaç gündür senin kokulardan tiksindiğini görüyorum. Ve bu sabaha kadar seninle bu konu hakkında konuşmayı düşünmüyordum çünkü yanılmış olabileceğimi düşündüm ama bu sabah miğdenin bulanmasından sonra fikrimi seninle paylaşmam gerektiğini düşündüm.

 Alicia.. Sen... Belki... Hamile olabilir misin? Ve bebeğim, biliyorsun bu şu an için mümkün çünkü en son seferde pek dikkat etmemiş olabiliriz, harika bir geceydi ama tutku dikkatimizi tamamen dağıtmıştı."

* German bunları söyledikten sonra tamamen donakaldım. Çok garip hissediyordum. Küçük kızımı kaybedeli henüz 1 yıl olmuştu ve ben bu denli büyük bir değişikliğe hazır olup olmadığımı bilmiyordum. O anda beynimin içinde, saniyeler içinde yüzlerce soru dolaşıyordu, ama yeniden bir bebeğimin olması ihtimaline karşın kendime olan en büyük sorum, 

"Ben hazır mıyım?"

Kafamdaki tüm bu  soruları ve düşünceleri saniyelere sığdırdıktan sonra German'a sadece tek bir şey söyleyebildim :

- German saçmalama.

German, benim buz kesmiş yüzümü ve aslında içten içe canımın yandığını fark ettikten sonra, yıkılmış bir şekilde, benden başka bir cevap bekliyormuş gibi gözlerimin içine baktı ve ben sadece oturduğum sandalyeden hızlıca kalkıp yatak odasına doğru ilerleyebildim. O an sanki, ben kafamdaki sorularla meşgulken, vücudum benden bağımsız hareket ediyor gibiydi.

 Sabah miğde bulantısı ile uyandığımda ben de içten içe olabileceğini düşündüm çünkü o lanet gündeki bulantı ile aynı hissi veriyordu. Ama bunu biriyle konuşmak için hazır hissetmiyordum.  Ne yapacağıma karar vermek için yatak odasına girdim ve kapıyı kilitledim. German üzüldüğümü anladığı için beni hiç rahatsız etmedi...

   Kafamı dağıtmak için her zaman yaptığım şeyi yapmaya karar verdim. Kendimi işime tamamen odaklamak,beni tüm sorunlarımdan uzaklaştırmaya yetiyordu. Küçük kızımı kaybettiğimde de 1 yıl boyunca aynı şeyi yaptım.

Tek istediğim hızlıca üzerimi değiştirip işe gitmekti. Orada da fazla sakin bir ortamda çalıştığım söylenemez stresli,ama bir o kadar da eğlenceli bir işe sahiptim.

Hazırlandıktan sonra German'a haber vermek için salona gittim,

-German ben işe gidiyorum.

"Ama hayatım bu gün haftasonu?*

-Biliyorum, ama Penolope'nin istediği belgeleri düzenlemek için ofise gideceğim,zaten cuma günü bize bildirilen her hangi bir vaka yok o yüzden belgeleri düzenlemek için sakin ve rahat bir gün.

"Sen bilirsin tatlım, ama keşke dinlenmek için haftasonunu kendine ayırsaydın.Hafta içi çok fazla yoruluyorsun."

-Sen beni düşünme, işe gitmek bana iyi gelecek.
Dedim ve pembe topuklu ayakkabılarımı giyip asansöre bindim. Arabama binerek şirkete gitmek için yola koyuldum. Şirketimizin hemen yanında bir eczane vardı, içten içe hamilelik testi almak istedim. Önce düşüncelerime karşı koyarak zaten sonucun negatif çıkacağına kendimi ikna ettim ama sonra dayanamadım ve sonuç ne olursa olsun testi yapacağım konusunda kendime söz verdim. Eczaneye girdim ve iki farklı markaya ait iki gebelik testi satın aldım çünkü sonuçtan emin olmak istiyordum. Daha sonra ofise çıkmak için şirket kapısından içeriye girdim.
Şirket binasının 36 katlı bir gökdelen olması beni her zaman ürkütmüştür.
Bu korkunun asıl sebebi ise, en yakın iş arkadaşımın camdan düşerek hayatını kaybetmesi.
İşe her geldiğimde o berbat günü hatırlıyorum, arkadaşımın nasıl dünyaya veda ettiğini...

Alicia SierraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin