Final özel bölüme hoş geldiniz!
Hikayemiz bu sefer büyücülük dünyasında geçiyor.
İyi okumalar 💜
...
Hermione Granger sabah özenle düzleştirdiği saçlarını basit bir at kuyruğu yaptı. Bugün her zamankinden daha da yoğun bir gündü. Önündeki dosyalara dalgın bir bakış attı ve kafasını evrak yığının üstüne yasladı.
Savaştan sonra Harry ve Ron gibi Hermione de kariyerini seherbazlık üzerinden yürütmeye karar vermişti. Seherbazlık bürosunun üst kademelerinden birinde çalışıyordu. Elbette bir savaş kahramanı ve çağın en zeki cadısı olmanın bu konuma gelmesi için yardımı olsa da, Hermione unvanlarının ardında da notlarıyla çok rahat bir şekilde o konuma gelebilirdi.
Ancak işi seherbazlıktan ibaret de değildi. Hermione'nin bakanlıkta işe girmesiyle yaptığı ilk şey 4.sınıfta kurduğu E.R.İ.T topluluğunu ilerletmek olmuştu. Ardından yaptığı birkaç düzenleme de büyücülük dünyası tarafından olumlu karşılanmıştı.
Kafasını yasladığı evraklardan kaldırdı. Boş boş ofisini inceledi. Evrak işi yapmak gerçekten çok sıkıcıydı. Dışarıdan gelen seslere kulak verip ofisini terk etti. Biraz hava almanın sakıncası olmazdı.
Koridorda olan Patil ikizlerinin verdiği selama hafifçe kafasını sallayarak karşılık verdi. Ron'un kızıl saçları görüş açısına ulaştığında ona doğru yürüdü. Ron bugün Hermione'nin aksine fazlasıyla neşeliydi. ''Birini yakaladınız sanırım?'' Ron hevesle kafasını salladı. ''Seherbaz olmayı seviyorum. Bu kadar aksiyona alışmışken bir anda hayatımızdan tüm eğlenceyi çıkaramazdık.'' Hermione hafifçe güldü ve onun omzuna vurdu. ''Azıcık rahat durmayı bir öğrenemediniz!'' Ron şaka amaçlı yüzünü buruşturdu. ''Canım acıyor ama(!)'' Ayak üstü biraz daha sohbet ettiler. Ardından ikisi de ofislerine geri döndü.
Tekrardan kendini evraklara verdiğinde ne kadar zaman geçtiğini bilmiyordu bile. Odak noktası sadece işi iken tıklatılan kapı ile duraksadı. ''Gir.'' Görüş açısına giren sarı saçlar ise fazlasıyla tanıdıktı.
Draco Malfoy savaş sonrası bir süre Azkaban'da gözetim altında tutulmuş, ardından çıkarıldığı mahkemece serbest kalmıştı. Beraat ettikten sonra aylarca kimse ondan haber alamamıştı. Toplum arasına çıkmamış, en yakınları dışında ne yaptığına, nerede olduğuna dair kimseye bilgi vermemişti. Aylar sonra McGonagall'ın sağladığı tavizle okulu bitirmiş olduğu öğrenilmiş, bakanlığın yüksek gözetimi altında, aldığı FYBS puanı esas alınarak seherbaz olabilmişti.
Altın üçlü ile ilişkileri ise resmiyetten ibaretti. Aynı departmanda çalışmanın verdiği resmi samimiyet vardı üstlerinde.
Draco kızın verdiği gir komutu ile içeri geçip kapıyı kapattı. Ancak ondaki değişiklik kızın gözünden kaçmamıştı.
Omuzları düşmüş, burnu ve yanakları kızarmıştı. Gözlerini açık tutmakta zorlanıyor gibiydi. Her zamanki iyi görünümlü halinden eser yoktu. Kravatı gevşetilmiş, kol düğmeleri açık bırakılmıştı. Hermione açık açık onu izlerken onun titrediğini fark edebilmişti.
''Shacklebolt bunları sana vermemi istedi.'' dedi Draco elindeki dosyayı masaya bırakarak. Bu sırada hafifçe sendelemişti. ''Malfoy sen iyi misi-'' Sözü Malfoy'un hapşırmasıyla kesildi. Hermione anca o an, onun elinde mendille gezdiğini fark edebilmişti. ''Bir şeyim yok Granger.''
Hermione tabi ki buna inanmamıştı.
Draco cebinden küçük bir şişe çıkarıp kafasına dikti. Hermione şişede biber iksiri olduğunu tabi ki karakteristik kırmızı renginden anlamıştı. Ağır soğuk algınlığı gibi hastalıklarda kullanılan yaygın bir iksirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dramione Trash 2
Nonfiksi!Dramione Trash kitabının 2. ve devam kitabıdır! Pinterest vb. internet sitelerinde bulduğum dramione trashlarını çevirmekle birlikte, kendi hayal gücümden trashlar yazıyorum. Ayrıca ara ara beğenebileceğinizi düşündüğüm tek bölümlük hikayeler yazıy...