Dramione Trash 2

10.0 | Özel Bölüm

100.bölüm özel bölümünden merhabalar!

💜 Öncelikle bunca zaman benim yanımda olmuş, kitabı okumuş, oylamış herkese çok ama çok teşekkür ederim. Hepinizi çok seviyorum. İyi ki varsınız.💜

...

100. bölüm şerefine size bir one shot - tek bölümlük bir dramione hikayesi yazdım. Umarım hikayeyi beğenir, keyifle okursunuz.

Hikaye ile ilgili ufak bir bilgi vermek gerekirse;

Hikayemiz alternatif bir evrende geçiyor. Yani kimse büyücü veya cadı değil.

İyi okumalar 🧡

..

Draco Malfoy elindeki gitarını masaya bırakarak sahneden indi. Topluluğun içinden kendisine göz kırpan, adını hatırlayamadığı sarışın kıza iğrenircesine bakıp, en yakın arkadaşı Harry Potter'ın yanına geldi.

''Şu sarışın, senden baya hoşlanıyor.'' Harry Potter elindeki meyve suyunu arkadaşına verirken kızı işaret etti. Draco , Harry'nin elinden vişne suyunu almış, içerken cevapladı. ''Ben sarışın sevmem. Ayrıca sen kendine baksana. Ben yalnızlığımdan fazlasıyla memnunum.''

''Bir gün önüne öyle bir kız çıkacak ki, sarsılacaksın.''

''Sen kızılın ile ilgilensene.'' Draco ortamda kızıl saçlarıyla arz-ı endam eden Ginny Weasley'i işaret etti. Harry kahkaha atıp bardaklarına biraz daha meyve suyu doldururken, Draco etrafı inceliyordu.

Çocukluğundan beri bu adadaydı. Burada okumuş, büyümüş, arkadaşlarının hepsini burada edinmişti. Bulundukları ada İngiltere'nin güneyinde küçük ve çok bilinmeyen bir yerdi. Çok bilinmemesi hoşuna gidiyordu. Bu adanın bakirliğini koruyabilmiş olması güzel bir şeydi.

Ailesi ise bu adada bulunan en büyük otelin sahibiydi. Buna rağmen bununla hiç övünmemiş, kimseyi statüsü ile yargılamamıştı.

Akşamları en sevdiği aktivite az önce yaptığı gibi gitarıyla otelin bahçesinde insanlara şarkı söylemekti. Profesyonel bir şarkıcı değildi ancak insanlar hoş bir sesinin olduğunu söylerdi.

Harry'nin ailesinin yanına geçtiğini fark edince baş ucuyla James ve Lily Potter'a selam verdi. Aynı şekilde karşılık aldığında ise hafifçe gülümsedi.

Etrafın iyice kalabalıklaşması ile biraz nefes almak için sahile doğru yol aldı. Sahilde denize nazır, sürekli oturduğu bir bank vardı. Ne zaman kafa dinlemek istese oraya gider, onun orada olduğunu gören kimse de yanına gelip onu rahatsız etmezdi. Yalnız kalmak istediğini bilirlerdi.

Elleri şortunun cebince, az önce söylediği şarkının bir kısmını mırıldanırken fark ettiği şey ile duraksadı.

O bankta kumral saçları akşam melteminde dalgalanan bir kız vardı. Ellerini dizlerine kapatmış, hıçkıra hıçkıra ağlıyordu.

Draco bu kızı daha önce hiç görmediğine emindi. Yaklaşık onun yaşlarında genç bir kızdı. Üstündeki toprak rengi elbisesi yazlık bir modele sahip olsa da elbisenin kumaşı gündelik amaçla yapılmadığını göze sokuyordu.

Ürkek adımlarla kızın yanına ulaştığında hafifçe mırıldandı. "İyi misiniz hanımefendi?"

Kız aniden gelen ses ile irkilmiş, kendini bankın öbür ucuna taşımıştı bile. ''Amacım sizi korkutmak değildi.'' Kız derin bir nefes alarak ellerini saçlarından geçirdi. ''İyi misiniz?''