Kahvaltı

290 37 0
                                    

Nisadan

Sabah belime sarılmış olan eller sayesinde uyandım.Etrafıma baktığımda Barışı görmüştüm çok tatlıydı .Bazen bu kadar iyi bu kadar tatlı ve yakışıklı olmasına rağmen yanında kız olmamasına şaşırıyordum. Bu benim için avantajdı bence en azından aşk acısı çekmemiştim bu iyi bir şeydi. Onu süzdüğümde dudaklarını büzmüş gözlerinin altı uyumaktan ve ağlamaktan kızarmıştı çok tatlı duruyordu. Yerinde rahtsızca kıpırdandığında hızlıca gözlerimi kapattım ve uyumuş taklidi yaptım.

"Lan burası neresi?"

"Aferin Barış bir başka evde uyanmadığın kalmıştı o da oldu Aferin sana"

Kendi kendine konuşmasına gülmemek için zor tutuyordum kendimi daha beni görmemişti bu halinin biraz daha tadını çıkarmak için uyumuş taklidi yapmaya devam ettim.

"Oha Nisa mi bu?"

"Uyurken bu kadar güzel miydi ki bu kız.Sanki her Allah'ın günü kızı uyurken izliyorsun Barış"

Bu haline daha fazla dayanamadım ve kıkırdadım.O sesimi duyup bana doğru baktığında gülümsemişti ah bu gülüşü her sabah görmek için neleri mi vermezdim ki?

"Günaydın Nis"

'Nis' demesi hoşuma gitmişti çünkü bunu sadece yakın çevremdekiler söylerdi bana.Sanırım o istemese bile kendini bana yakın görüyordu.

"Günaydın Baroska"

"Biraz daha iyi misin?"

"Evet iyiyim de umarım sorunlarımla seni boğmamışımdır"

"Hayır hayır aksine bana güvenip sorunlarını anlattın bu çok özel bir şey benim için.Bana güvendiğin için teşekkür ederim Barış"

O ise sessiz kalmıştı ve  ayaklanmıştı ona soran gözlerle baktığımda ise;

"Bütün gece benimle uğraştın daha fazla rahatsızlık vermeyeyim sana"

"Şuan ağır boş yaptın bir daha yapma.Ayrıca ben ve arkadaşlarım olmasa bu duruma düşmezdin."

Ona bakıp bende ayaklanmıştım .Böyle düşünmesini hiç ama hiç sevmiyordum!

"Şimdi Baroska sen otur ve bende bize güzel bir kahvaltı hazırlayayım ne dersin?"

"Gerek yok dedim Nis"

"Gerek var dedim minik zürafa!"

"Ne istersin şöyle bakalım krep,omlet ,menemen hangisi ya da dur ben ben hepsini yapayım" deyip ayaklanmış gidiyordum ki onun beni kolumdan tutmasıyla durdum ve ona soran gözlerle baktım.

"O kadar uğraşma bana bir kahve yapsan yeterli"

"Hayır hiç değil ayrıca kahveyle karın doyar mı hiç?"

" Doyar hem kahvaltı yapmayı sevmiyorum ama ben"

"Bu beni hiç alakadar etmez! Güzel bir kahvaltı yapıcaz bitmiştir!Son sözüm budur hakim bey"

"Memati'misin kızım sen ne bu afralar?"

"Of Baroska kahvaltı yapıcaz dedim bitti!"

"Asıl sana of Nis"

Onu umursamadan önce banyo ya gidip klasik işlerini halledip çıktım odama gidip daha rahat edeceğimi düşündüğüm bir şeyler giyip mutfağa gidecektim ki salona bakıp Barışa ben kahvaltıyı hazırlayana kadar oyalanması için PlayStation ile oynamasını söyleyecektim.Gittiğimde gördüğüm manzara beni gülümsetmeye yetmişti.Koltukta uyuyordu yine Barış uyumayı acayip çok severdi ve her yerde uyuyabilecek bir çocuktu. Bu özelliğine hayrandım çünkü yatağından başka bir yerde yatınca gözlerimi baykuş gibi tavana diker uyumak için bir çok savaş verirdim.Onu kendi haline bırakıp mutfağa gittim güzel bir kahvaltı hazırlayacaktım minik zürafama.

...

Nihayet kahvaltıyı hazırlamıştım masaya dizdiğimde uzunca bir sure masayı süzüp eksik bir şey varmı diye baktım.Her şeyin hazır olduğunu gördüğümde Barışı uyandırmak için salona ilerledim.İçeri girdiğimde dudaklarını büzüp uyumuş  halini görünce gülümsemeden edemedim.Hemen telefonumu alıp fotoğrafını çektim ve ona seslendim.

"Barış?"

"Hıh?"

"Hadi uyan kahvaltı hazır?"

"Yemiyeceğim ben "

"Nasıl yemeyeceksin?O kadar hazırladım ama ben"

"Nisa sen misin?" deyip bir gözünü açıp sonunda bana bakmıştı

"Off Barış başka kim olucak hadi kalk"gözlerini kırpıştırıp etrafa alık alık bakmaya başlamıştı.

"Barış!"bir anda yükselmemle irkilmişti gözlerini duvardan çekip bana baktığında ona gözlerimle ayaklanmasını işaret etmiştim.Durumu anlayıp yavaşça yerinden kalkıp.

"Lavabo nerede Nis?"

"İlerde solda."

Lavaboya doğru ilerlemişti bende o gelene kadar onun uyuduğu pike yi ve yastığı kaldırmıştım.Lavabodan çıkıp yanıma geldiğinde ayaklanıp mutafağa ilerlemiştim o da beni takip ediyordu.Mutfağa girip masayı gösterdiğimde gözlerini büyütüp bana bakmıştı.

"Nis bunların hepsini sen mi yaptın kızım?"

"Ben yaptım tabii ki nasıl olmuş mu?

"Niye bu kadar uğraştın ki bir kahve yapsan yeterdi..."

"Saçmalama ya ne uğraşması zevkle yaptım"masaya gözleri ışıldayarak bakıyordu resmen bu haline buruk bir tebessüm ettim ve ona oturmasını işaret ettim. Yemeye başlamıştı ve gözlerini büyütmesiyle dikkatlice onu süzdüm.

"Off kızım çok güzel olmuş bunlar ya"bunu diyip menemene ekmek bandığında gülümsemeye başlamıştım.

"Beğenmene sevindim Baroska"

"Tabii ki beğenicem kızım böyle güzel menemeni beğenmsesem ayıp etmiş olurum" dediği şeyle gülümsemem daha da büyümüştü.

"Varya sen hep böyle yemek yapıcaksan evlenirim ben senlee" kalbimin arsızca atmasını bir kenara bırakıp Barışı süzdüm onu izlemek bile beni delicesine heycanlandırıken  evlenme düşüncesi beni bulutların üzerine taşımıştı resmen.

"Abartma ya normal kahvaltı işte"

"Senin için normal olabilir ama benim için değil Peri kızı"

"Neyse normali anormali bırakta kahvaltımızı yapalım" bunu dememle birlikte yemeğe gömülmüştü ben onun bu tatlı halini izlemek ile meşgulken o menemene ekmek banıp yiyordu.Tam ısırmalıktı bu tatlı hali.

"Nisa?"

"Nisa!"

"Ay ne oldu be?"

"Bir şey yok, yarım saattir sesleniyorum kahvaltını niye yapmıyorsun kızım!"

"Dalmışım ya bir şey yok"

"Ben doydum ellerine sağlık çok güzel olmuş Peri kızım"

"Afiyet olsun da çok az yemişsin beğenmedin mi yoksa?" bakışlarımı ona yöneltiğimde kafasını olumsuz anlamda sallayıp:

"Hayır hayır çok beğendim hatta hayatımda yediğim en güzel menemen olabilir bu sadece kahvaltı yapmaya çok alışkın değilim ya biraz yadırgadım o kadar "

"Bundan sonra alışacakssın o zaman minik zürafa çünkü seni bırakma gibi bir derdim yok"Bunu söylediğimde yüzünde tatlış bir ifadeyle bana bakmıştı bu bakış erimem için yeterliydi ama her zaman ki egomu ortaya atmıştım.

"Hı tamam o zaman ayrıca tabii ki beğeneceksin ben yaptım çünkü"

"Egon kadar boyun olsaydı şuan A Milli'de Cedi Osman'la birlikte maç yapardın o derece!"

"Haha  Cem Yılmaz mısın sen?"

Biz böyle atışmaya devam ederken benimde kahvaltı bitmişti arada ona da biraz yedirmiştim ne kadar huysuzluk yapsada karşısında bir Nisa Bölükbaşı vardı neticede.Masayı toplamama yardım etmişti ne kadar reddetsem de sonuç olarak masayı birlikte toplamış ve bulaşıkları birlikte yıkayıp birbirimize sataşmıştık.


Oh My Lover(Nisbar)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin