'Cemre'!

37 1 0
                                    

Herkese selam! Bölüm sonuna beklerim 😈🖤

*****************

Arkamda oturan ikiliye baktığımda gülmeden edemedim. Yusuf ve Mehmet yemek yüzünden kavga ediyorlardı. Yusuf doyduğunu söylüyor, Mehmet ise inatla onun ağzına yemek yedirmeye çalışıyordu. Olaya el atmam gerektiğini düşünüp onlara seslendim.

"Hey siz ikiniz yeter ama! Mehmet rahat bıraksana çocuğu yemek istemiyor işte. Al sen ye!" Dedim. Mehmet susup eski haline dönerken Yusuf bana teşekkür etti. Önüme dönüp baktığımda İzmir tabelasını görmemle gülümsedim.

"Yusuf bakın geldik! Yarım saate evde oluruz." Dedim. Yusuf heyecanla camdan bakarken Mehmet konuştu.

"Lalin, Yaprak nine beni dövmez değil mi?" Dedi. Güldüm. Geçen sefer geldiğinde ninemin gelen misafirler yaptığı yemekleri yediğinden ninem çok kızmış ve kaçarken bir terlik fırlatıp tam isabet başına denk getirmişti. Ondandı bu korkusu.

"Yok canım niye dövsün seni. Ben oradayken özledim keratayı demişti. Sen gittiğinde sana bir sürü yemek yapar." Dedim. Özgür gülerken bende ona katıldım.

"Merak etme hacım emin senden çok ben diken üstünde olacağım. İzmir'e ne sıfatla gittiğim belli sonuçta. Gül teyze neyse de Yaprak nine korkutuyor beni." Dedi. Sessiz kaldım.

"Berceste niye sustun? Bir şey mi oldu?" Dedi tekrar. Başımı iki yana salladım.

"Hayır canım bir sorun yok ama anneannemle geçen konuştuğumuzda sessiz kalmıştı. Ardına seni çağırması biraz şüphelendim açıkçası. Umarım kötü bir şey olmaz." Dedim sıkıntıyla.
Elimi tutup öptü sonra da o şekilde arabayı sürmeye devam etti.

"İyi günde de, kötü günde de beraberiz. Hiç kimse bizi ayıramaz unutma bunu." Dedi. Arkadan Mehmet ve Yusuf 'oo'larken utanıp başımı cama çevirdim.

Umarım anneannem beni yanıltır ve sorunsuz bir şekilde İstanbul'a geri dönerdik. Eve yaklaşırken annemin ve anneannemin sevdiği tatlılardan alsak iyi olur diye düşündüm ve Özgür'e döndüm.

"Özgür canım, hemen şurada bir tatlıcı var oradan tatlı alıp öyle gitsek? Hem benim de canım çikolata çekti alayım." Dedim. Mehmet bana bakıp,

"Aaa! Ben sana çikolata vermedim mi? Tüh unutmuşum ya!" Dedi. Gözlerimi kısıp ona baktım. Koluna vurdum.

"Aç ayı ya! İnsan bir tane verirdi be!" Dedim. O sıra da Özgür arabayı durdurduğunda beraber inip tatlıcıya giderken Mehmet ve Yusuf arabada kalmıştı. Özgür elimi tutarken beraber tatlıcıya girdik. Ne alacağımıza bakarken arkadan bir ses geldi.

"İnanamıyorum! Cellat ve Berceste burada! Allah'ım çok tatlılar!" Dedi biri. Gülümseyerek arkamı dönerken yanındaki de bize zoraki gülümseyip arkadaşına,

"Hiçte bile Cemoş ile daha çok yakışıyorlar. Berceste aralarına girdi. Kara kedi!" Dedi ve arkadaşını çekiştirerek tatlıcıdan çıktılar. Tatlıları seçip paketlendikten sonra beraber çıkarken Özgür elimi tutmak istedi ben geri çekip arabaya doğru önden gittim. Arabaya bindiğimizde Özgür bana,

"Ne oldu Berceste? Neden elini tutmama izin vermedin?" Dedi. Ona cevap vermedim. Bir daha sorunca mecbur içimdekini attım dışa.

"Tatlıcı da olanı görmedin mi? Resmen herkes bana kara kedi muamelesi yapıyor! Hala senin Cemre ile olmanı istiyorlar. Ben gerçekten kara kedi miyim Deniz?" Dedim.

Mehmet ve Yusuf aynı anda,

"Ne kara kedisi ya? Tatlıcı da kara kedi mi varmış? Ne oluyor?" Dedi. Özgür onlara sinirle bakıp bana döndü.

BERCESTE 🍁LALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin