Sızı'ya 5 Kala

35 2 0
                                    


Herkese selam! Bölüm sonuna beklerim 😈🖤

***************

Az önce duyduklarım bir şaka olmalıydı. Evet, evet bir şaka olmalıydı. Ben az önce öz babamın aslında üvey babam olduğunu mu duymuştum? Hem de onun ağzından! Hayır ya bu bir şaka olmalıydı! Hışımla yanına gidip bağırdım.

"Ya sen ne dediğinin farkında mısın? Ne demek ben senin üvey babanım! Yeterince hayatımı mahvettiğin yetmedi mi?!" Dedim, gözlerimdeki yaşlar hala daha süzülürken. Bir cevap vermezken tekrar bağırdım.
"Konuşsana baba! Söylesene! Yalan söyledim de, sana kızdığım için öyle dedim de! Bir şey desene baba!" Dedim. O sıra içeri hemşire girdi ve bana kızdı.

"Hanımefendi napıyorsunuz? Hastanın durumu yeterince kritik. Hastane içinde neden bağırıyorsunuz? Çıkın dışarı!" Dedi. Yoğun bakımdan çıktığımda karşımda duran Bora ve Özgür ile kendimi toparladım. Özgür yanıma gelip,

"Berceste iyi misin güzelim? Ağladın mı sen? Ne oldu içeride?" Dedi, endişe ile. Şaşkındı benim kadar o da. Ardında Bora'nın sesini duydum.

"Lalin babam ne dedi içeride? Sen niye bu kadar delirdin?" Deyince sustum. Ben yıllarca kandırılmışım. Babam sandığım kişi aslında gerçek değilmiş. Ben susmaya devam ederken Bora kollarımdan tutup beni silkeleyerek konuştu.
"Anlatsana Lalin! Niye susuyorsun kızım!?" Dedi. Özgür araya girip Bora'ya kızdı.

"Bora görmüyor musun halini rahat bırak kızı anlatacak o şimdi." Dedi. Beni tanıyordu. Gücümü korumaya çalıştığımı biliyordu. Derin bir nefes alıp konuştum.

"Benim soyadım Ilgaz değilmiş. Ben senin gerçekten üvey kardeşinmişim." Dedim. Şaşırmıştı ve susmuştu. Ellerini sinirle saçlarında dolaştırıp çekiştirdi.

"Ne diyorsun kızım sen? Saçmalama babam niye öyle bir şey desin?" Dedi. Ona cevap vermeden Özgür'e dönüp,

"Lütfen beni eve götürür müsün?" Dedim. Bora itiraz edip beni durdurdu.

"Lalin bekle, babamla konuşup hemen geliyorum." Dedi. İçeri girip pencereden hala bekleyip beklemediğime bakıyordu. Bir süre çıkmasını bekledim. Pencereden ona baktığımda benim gibi sinirlendiğini ve kendini bağırmamak için zor tuttuğunu görebiliyordum. Özgür geldiğinden beri sessizliğini koruyordu. Ayağa kalkıp ellerini tuttum.

"Hadi kalk çıkıp bahçeye nefes alalım. Seni de yordum benimle beraber oradan oraya-" Deyince lafımı kesip beni öptü.

"Nefes almaya gidelim güzelim. Sana en sevdiğin kahvenden alacağım. Türk kahvesi, sade olanından!" Dedi.

Aşağıya kafeteryaya inip kendine çay ve bana kahvemi aldığında hastanenin girişindeki banklardan birine oturduk.
Başımı omuzuna koyup kahvemi yudumlamaya başladım. O da benim gibi sessizce çayını içiyordu. Huzur hakimdi etrafımızda. Hala öğrendiğim şeyin gerçek olmamasını diliyordum. Bu zamana kadar hep sevmiştim onu. Bana ne kadar kötülük yapmış olursa olsun, her ne kadar soyadımı bile değiştirmiş olursam olayım sevmekten hiç vazgeçmemiştim. Şuan öğreniyordum ki hepsi boşunaymış. Telefonumun titremesi ile arayan kişiye baktım. Bora arıyordu. Aramayı yanıtladım.

"Efendim Bora?" Sesi sinirli geliyordu.

"Neredesin sen Lalin? Hani bekleyecektin. Evde misin geliyorum ben konuşmamız gerekiyor." Dedi.

"Hastanenin girişindeki banklardayız gel." Dedim kısaca. Telefonu ardından kapatıp onun gelmesini bekledim.

"Senin bir abin olduğuna hala alışamadım Berceste. Korkmalı mıyım?" Dedi şaka ile karışık. Güldüm. Bora biraz yapısı itibarı ile sert mizaçlı biriydi. O yüzden ona hak veriyordum. Bora geldiğinde Özgür ayağa kalkıp,

BERCESTE 🍁LALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin