DALYA

14 6 3
                                    

                 "" 2 YIL SONRA ""

"Fatmam, bir tabak daha verir misin?"
Yengem hemen mutfağa gidip bir tabak daha çorba doldurmaya gitti. Abim yengeme aşkla, sevgiylen, Fatmam diyerek hep konuşur bende böyle bir huzurlu yuva isterim. Allah'ım bana hayırlı bir eş hayırlı bir yuva nasip et yarabbim Amin.
Yemek yedikten sonra yengeme bulaşıklarda yardım ettikten sonra öpücük yollayıp , odaya abimin hemen yanı başında oturup sohbet etmeye başladık. Genelde akşamları abimin yanına gittiğimde hemen yanına çağırıp Efendimiz(sav)'den başlar günümüze kadar sohbetler ederiz ve zamanın nasıl uçup gittiğini farkına varmiyorum bı ara arkama döndüğümde yengemin koltukta uyuya kaldığını fark ettik o kadar masum tatlı ki insan kendini ona bakmakta alikoyamiyor .
İzin izteyip eve gitmek için kalktım tabiki her zamanki gibi abim arabaylan bıraktı eve , evet abimden ayrı yaşıyorum onlara dert olmak istemem hem zaten yeni evliler yalnız kalmaları daha uygun benim açımdan. Annem ve babamlarda neden kalmadigimi merak ediyorsunuzdur , bende merak ediyorum abimin demesi ile ben daha iki yaşında iken abim o zamanlar 10 yaşındaydi, babamız bizi gecenin bir köründe ormana bırakıp gitmiş yani abim bu olayı ayrıntılı bir şekilde hiç anlatmadi uzulmeyeyim diye fakat anlattığı kadar size anlatayım , abim ne kadar uğraşsada ne yapabilirdi ki daha küçüktü gücü yetmez ki babanın peşinde epeyce koşmuş taa ki benim çığlığıma kadar önümü göremeyince yere düşmüşüm sağ diz kapagimi fena yaralamisim şu yaşıma kadar o yara izi halen var gitmedi sanki o güne dair bir hatıra olarak kaldı hep bende, abimin demesi ile sabaha kadar bir ağacın altında kaldık sabah olduğunda ana yola çıkarak birinin yardım etmesini bekledigimizi sonra çocuk esirgeme kurumuna verildigimizi şimdi de şuan burdayiz diyor bu kadar anlatıyor annemin nasıl biri olduğunu, nasıl koktuğunu , anneme mi yoksa babama çektiğimi söylemiyor, babamın neden biraktigini, bizi yolda kimin aldığını söylemiyor sadece İMTİHAN diyor.
Bu arada ben kendimi tanitmadim sizlere Benim adım DALYA aslında adım Yıldız ama birgün yurt sahibi yani hepimiz ona anne derdik birgün yanıma geldiğinde saksıda  olan yıldız çiçeklerin yanında oturup ağlıyordum annemi babamı düşünüyordum o zamanlar 12 yaşındaydım abimde 18 yaşını doldurduğu için yurttan ayrılmıştı benimde 18'i doldurmami bekliyordu yanına alacaktı neyse konuya döneyim . Annemiz yani müdüre hanım onun adı Sultan'di, neden agladigimi sordu bende saksıdaki küçük yıldız çiçeğinin daha büyümeden koptuğunu söyledim o da ailesinden koptu bizim gibi dediğimde bana sarıldığını hiç unutmam bir annenin evladına sarillisi gibi heralde dimi hiç tatmadigim için öyle hissettim sadece neyse o günden hep yıldız çiçeklerin yanına gelip konuşurdum onlarla ve o günden hep beni Dalya olarak çağırdılar çünkü dalya'nin anlamı yıldız çiçeği demek. Bende bu ismi sevmem ile, o günden beri Dalya ismini kullandım abim de dahil kullanıyor.
Bana ait küçük bir çiçekçi dukkanim var şuan onunlan meşgul oluyorum ama çoğunlukla bütün günümü kursta geçiyorum bizim küçük yavrucaklara kuran dersini veriyorum imam hatip mezunu değilim fakat kuran dersini vermeyi de çok istediğimden yengem sağolsun öğrencilerine ders vermemi izin verdi benim yengemin cami imamı olduğunu, hatta Kur'an'ı okumayı da ondan öğrendim ve sizlere  söylemeyi unuttum galiba ☺️
....
Gecenin yorgunluğundan mi ne kendimi direk yatağa attım attığım gibi de uyumuşum.
Evim iş yerime yakın olduğundan sabah spor niyetine yürürüm yani yurumeyede ihtiyacım yok ama olsun  has kilomu merak ediyorsanız soyluyeyim kilom 62 boyunda 1.75  boyuma göre kilomu orantılı buluyorum ben siz nasıl buldunuz bilmem onu bana göre orantılı dimi, gözlerimin rengi ise masmavi abim ile göz rengimiz farklı onu ki ela kaçan bir renk arada da değişiyor saçlarımızın rengi ise aynı sarışınız abim benden 10 santim uzun .
Bu sabah uzun kahve renginde eteğimi , beyaz gömleğimi onlara uygun parlak şalimi da taktiktan sonra çıktım .

Dukkana yaklaştığımda dükkanın önündeki kalabalık dikkatimi çekti 'birşey mi oldu acaba umarım kötü birşey yoktur

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Dukkana yaklaştığımda dükkanın önündeki kalabalık dikkatimi çekti 'birşey mi oldu acaba umarım kötü birşey yoktur.' 
Yaklaştigimda bir kaç takım elbiseli adamların 'Yıldız AK burda mı?' diye söylediklerini duydum .
"Benim, bı sorun mu var ?" Dedim fakat adamların yüzlerine fazla bakmamak için elimden geleni yaptım.
"Biraz konuşmamız gerek! Biz KUTLUOĞLU holdingden  geliyoruz "
Konu anlaşılmıştır .
"Beyfendi kaç kere dicem ben burayı satmıyorum anlata bildim mi acaba kendimi satmıyorum ve bu insanlarında haklarına girmenize izin vermicem anlıyor musunuz!!!!"
Çok sinirlenmiştim ofkeme sahip çıkamadım Allah'ım affet beni. Kaç defa geldiler biz küçük iş yerleriyiz gücümüz yetmez bunlara buraları yıkıp büyük alışveriş yeri yapacaklar ben burayı satamam ki hem  ben satarsam bu insanlar ne yapar tek umutları benim onlar mecburen kabul dediler çünkü ailelerini tehdit edip durdular üzülerek evet dediler ama bır yandan umutları var çünkü benim Allah'tan başka kimseden korkum yok her tehditleri boşa gitti.
Onları umursamayip dükkanı acacigim sırada takım elbiseli adamlardan biri kolumdan tutup beni yere itmesi bir oldu, neye uğradığımi şaşırdım avuç iclerim kanamaya başladı beni böyle gören esnaf amcalarım ahh amcalarım hemen adamları dövmeye başladılar, kendimde zor bela güç bulunca
"Durun! Lütfen durun, Hasan amca , Gül ablacım , Ahmet abi yapmayın "
Dememlen durdular etraf sakinlesince konuşmaya devam ettim
" Onlar bize kötülükle gelseler dahi biz iyilikle gidicez bizler onlar gibi olmucaz Şeytana uymucaz lütfen dursun herkes."
Bizim esnafların en sevdiğim taraf bu söz konusu dinimiz olduğunda Rabbimiz olduğunda sus pus oluruz başka söz çıkmaz bizden , adamlar hemen geldikleri arabaya atlayıp gittiler.

"Dalya'm kızım iyi misin?"
"İyiyim Gül ablacım elimi yüzümü yıkayim hiçbir şeyim kalmaz"
"Ben demiştim sizlere bunlar durmucak diye bak gözümüzün önünde sana ne ettiler ya bir yerde tek yakaladılar o zaman .. o zaman ne olacak aman kızım dikkat et kendine"
Gül ablaya yaklaşıp onun elinden tutup oturdum sandalyenin üzerine
"Ablacım üzülme ben kendimi Rabbime emanet ettim , sen üzülme Rabbim hayırlısını verir inşallah ha ben yinede dikkat ederim kendime "
"Neyse kızım ben gideyim ocağın üzerinde yemek vardı olay olunca öylece geldim ben kaçayım hemen hayde Allah'a emanet ol kızım"
"Sende"
Gül abla hemen sokağın başındaki restorantin sahibi o ile eşi ve çocukları ile beraber islşletiyorlar.

Elimi yüzümü yıkadım tam sonra elim sizlamaya başladı ama geçer küçük yaralar bunlar ,
Biraz dinlendikten sonra işe koyuldum Rabbim çalışanları sever. Çiçeklerimlen her sabah konuşurum tek tek özenlen sohbetler ederim bu alışkanlık mi bilmem ama hep yaparım en çok da Yıldız çiçeklerimlen onların yeri bende hep ayrı oldu ...
İşlerimi bitirdikten sonra kendime bı yorgunluk kahvesini yaptım tam bir yudum alacağım sırada kapının açılmasıylan yarıda kaldı icemedim.
Gelen kişi biraz ürküttü beni fazla bakamadım ama baktığım kadar bana yetti artti bile , gözlerinde koyu bir karanlık simsiyah takım elbisesi saçları özenlen yapılmış takım elbisesi bir kırışık dahi yok her adım attığında ruhum karanlığa çekiliyormus gibi oluyorum .
"Hoşgeldiniz beyfendi"
"Bana buranın seni için en anlamlı çiçeğini istiyorum"
"Ne?"
"Şey yani kusuruma bakmayın ben anlayamadım tam olarak hangi çiçeği vermemi istediniz?"
" Senin en sevdiğin çiçek !"
Öyle bir şekilde söyledi ki tüylerim diken diken oldu sesini yükseltmedi fakat yukseltseydi bu kadar urkmezdim heralde, hemen çiçeği verip gitmesi için hızlandım benim için en anlamlı çiçekler Dalya(yildiz çiçeği)  idi  güzel bir şekilde bağlayıp teslim ettim
"Not ister misiniz? "
"Evet "
Kalem ve küçük notu önüne bıraktım zarfa koyduktan sonra
"İsim ne yazayım" dedim fakat kafamı kaldırıp ne yaptığını gormemiyorum ama şuan bana dik dik baktığını gormesemde hissediyorum çok rahatsız olmaya başladım ,
Gördüğüm seylen kafamı aniden kaldırdım adam verdiğim yıldız çiçeklerini yere atıp ayağı ile ezmeye başladı ben ne olduğunu anlamadan
"Senin sevdiğin herşeyini böyle ayağımın altında ezecem, bu arada nota AZER adını yaz"
Ona tek diyebildigim şey "NEDEN" oldu ve sen kimsin?

DALYAMMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin