1 hafta çabucak geçti. Harry, Hermoine ve Ron hep yanımdalardı.
Bugün ilk defa derslere tekrardan girebilecektim. Mutlulukla ilk derse giderken dersin iptal olduğunu öğrendim. McGonagall önemli bir şey söylemek için bizi çağırmıştı.
Hepimiz salonda toplandık. McGonagall 2 hafta sonra bir balo olduğunu söyledi. Bir bu eksikti.
Harry sorarsa ona ne cevap vereceğimi de bilmiyordum.Hermione ile konuşurken onun Viktor Krum ile gideceğini öğrendim. Galiba aslında Ron ile gitmek istiyordu ama Ron onu davet etmiyordu. Öte yandan Harry hala bana sormamıştı.
Belki onda başkasıyla gider ve ben tek kaldırdım.
Keşke Neville sorduğunda kabul etseydim dedim kendi kendime. Neville'in Luna'yı soracağını ama utanıp bana sorduğunu biliyordum. Çok iyi bir çocuktu şu Neville.İksir dersinde Snape şaşırtmadı. Artık onun bu iğneleyici tavrına alışmıştım. O yüzden Gryffindor'dan puan kırdığında şaşırmıyordum. Ders esnasında kazanlarımızı temizlerken Harry sonunda sordu:
- Hey, Y/N, baloya birlikte gitmeye ne dersin?
Kabul ettim, zaten bana soracak başka biri yoktu. Ve Harry de eğlenceli bir çocuktu.Ders çıkışında hızlıca bitkibilim sınıfına gidiyordum ki arkamdan gelen ayak seslerini duydum. Arkamı döndüm. Draco'ydu bu. "Evet bir sorun mu var?" diyerek biraz ters davranmış olabilirim ama Şahgaga olayından beri onla karşılaşmamaya özen gösteriyordum.
Crab ve Goyle adına özür dilerim, dedi hızlıca.
Tamam önmeli değil, diye geçiştirdim.
"Ve baloya birlikte gidebiliriz yani istersen." dedi Draco.İşte bu çok kötü olmuştu.
"Ee...şey, ben...-
" O KİMSEYLE GİTMİYOR!"
Snape en sert bakışıyla Draco ve arkasında duran, o an yeni fark ettiğim Harry'e bakıyordu.
Ah, olamaz...
Daha kimse ağzını açamadan Dumbledore geldi. Yüzünde alaycı bir gülümseme vardı:
- Ahh... Çok üzgünüm Profesör Snape. Sizi bölüyorum ama Y/N'in Biçim Değiştirme Dersine gitmesi gerekiyor. Profesör Mcgonagall onu arıyor.
İşte bu bir şanstı. Olaylardan kaçmak için son hızla biçim değiştirmeye gittim.
Dumbledore'un yanından geçerken bana: "Harry daha iyidir evlat. Hem o seçilmiş kişi." diyerek göz kırptı.
Sınıfa girdiğimde kimseye bakmadan Hermione'nin yanına oturdum. Hızlıca tüm olayları anlattım. Konuşmayı bitirdiğimde:
- Anlıyorum. Bu gerçekten kötü olmuş. Ama bilirsin ya... Profesör Snape... Nasıl desem kararından vazgeçmez.Hermione bile umutsuz konuşuyorsa yapacak bir şeyim yoktu. Baloya gitmiyordum.
Aslında biraz kafa dinlemek iyi olabilirdi. İksir mahzenini temizlemek o kadar da kötü değildir belki...
Günün devamında Harry'e baloya gidemeyeceğimi söyledim. Anlayışla karşıladı. Zaten Snape'in laflarını duymuştu.
Draco ile hiç konuşmadım. Zaten ortak dersimiz yoktu. Bu oldukça işime geldi.
1 hafta sonra kimse derslere odaklanmıyordu. Çünkü herkesin aklı akşam olacak balodaydı.
Hiç umursamıyordum zaten gitmeyecektim. Ve tüm arkadaşlarımı panik içinde izlerken gitmemekle iyi yapmışım diye düşündüm.
O kargaşayı çekmek yerine iksir mahzenini temizleyip devamında da kitap okuyup derslere çalışacaktım.
Gün ortasında okul bitti. İnsanların hazırlanması için süre verdiler.Ben tüm süreyi Hagrid'in yanında Şahgag'yı besleyerek ve onu temizleyerek geçirdim. Büyü yapılmadığında çok tatlı olabiliyordu.
Hagrid Şahgag'ya binmeme izin verdi.
Hayatında o kadar hızlı uçan birşey görmemiştim. Ama çok keyifliydi.
Birkaç saat orada oyalandım. Sonra bıkkınlıkla iksir mahzeninin yolunu tuttum. Snape beni orada bekliyordu. Elime bez parçası tutuşturdu:
- Ne yani? Büyü yok mu?
- Büyü yok.
- Mugglelar gibi mi?
- Mugglelar gibi.
- Tüm mahzen mi?
- Tüm mahzen.Umutsuzca işe başladım.
Snape'in neden böyle yaptığını anlamıyordum. Ama baloya gitmektense burası daha iyidir diye düşündüm.
Deponun en az 3 saatlik işi vardı ve ben şimdiden yorulmuştum. Biraz kenarda oturmaya karar verdim. Oturken düşüncelere daldım.
Harry'nin Üç Büyücü Turnuvası'nda nasıl savaştığını hatırladım. Aşırı iyiydi. Bir an başaramayacak sanmıştım. Sonra aklıma Harry ile geçirdiğimiz yaz geldi. Birlikte çok eğlenmiştik.
Bir anda pişman olmaya başladım. Harry eğlenceli ve iyi birisiydi. Ben ise onunla birlikte baloda olmak yerine burayı temizliyordum.
İşe dönmek üzere bezi tekrardan elime alırken birden kapı açıldı. Harry, Hermonie ve Ron bana doğru koşuyorlardı.
O an aşırı mutluydum. Hermoine elindeki elbiseyi ve ayakkabıyı bana doğru uzattı, "Sensiz gideceğimizi mi sandın?" dedi.
Aşırı mutluydum ama Snape'e yakalanmaktan korkuyordum. Bu yüzden hızlı olmaya çalıştım.
Giyinip hep birlikte iksir mahzeninden çıktık.
Balo salonuna gittik. Harika gözüküyordu. Ama eşimin olmadığını hatırladım. Kimseye gitmek için sözleşmemiştim. Tek başıma olacağım düşüncesi canımı sıktı.
Hermoine, Ron, Harry ve ben hep birlikte eğlenerek dans ediyorduk. Bir anda yavaş şarkılar çalmaya başladı.
Yanımıza Victor Krum gelip Hermonie'yi aldı. Ron ise ikizlerden birisi Parati ile gitti. Harry ile ben tek kalmıştık.
Harry "Benimle bu dansı lütfermisiniz?" diyip gülmeye başladı. "Tabiki de." diyip gülerek elini tuttum.
Birlikte dans ediyorduk. Eski zamanlardaki gibi...
Göz ucu ile Ron'un eğlendiğinden emin olmak için baktım. Köşede sandalyede oturup somurtuyordu. Hermoine'ye göz ucu ile baktım, Victor Krum ile eğleniyordu.
Ron'un Hermoine ile gitmesini düşünüyordum. Sadece Ron bunu soramayacak kadar korkaktı. Harry ile dansımızı bozmamak için bir şey demedim.
Harry'nin bu kadar kötü dansçı olduğunu bilmiyordum. Bende onun kadar kötüydüm. Birlikte cidden kötü bir dans çifti olmuştuk.
Harry'nin gözlerinin içine bakıyordum. Gözlerinin bu kadar mavi olduğunu hiç fark etmemiştim.
Harry ile dans ederken yanımıza Draco geldi.
"Dansa geleceğini bilmiyordum Y/N." dedi Draco.
"Son anda kararımı değiştirdim." dedim.
"Evet, bunu görebiliyorum. Çaresiz Pottah ile gelmişsin." dedi Draco.
Harry hakkında böyle konuşmasından nefret ediyordum.
"İşine bak Draco." diyip Harry ile oradan uzaklaştık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Y/N Snape
FanfictionSeverus Snape'in çocuğu Hogwarts'a geldi. Peki o Hogwarts'ın üstesinden gelebilecek kadar güçlü mü? • • • • • • •Hikayemizi beğenirseniz paylaşmayı unutmayın!! •🥳