1

39 11 29
                                    

                                          *Love Is Gone*

     Serin rüzgar insanın içini titretecek kadar vuruyordu... Bu mehtap bugün için mi bu kadar şiddetli. Sanki içimi görüyor duygularımı anlıyor.

"Hayattayken kendime çok yalan söyledim. Hayır! Mutlu değildim. Bir mehtap esmişti sadece. O da aldı götürdü umutlarımı. Ne vardı ki kalsalar, onlara sarılarak, sığınarak uyusam, yaşasam..?
   
     Dayanamadım işte. Gücüm yetmedi. En sonunda ben de pes ettim... Her şey bitmişti... Bugüne kadar ki hayallerim... Hepsi çöp oldu. Şimdi mezarıma uğrayan biri dahi yok. Yaşarken kimsem yoktu. Yorgan gibi inen toprak niye yine üstümde? Nefes alamıyorum. Artık yaşamıyorum. Yaşayamıyorum. Mehtaplı günlerin sabahında sizin yanınızda uyukluyorum. Ama beni görmüyorsunuz. Sadece beni seven ve hisseden kişiler görebilir. Ama beni ne Dünya'da seven vardı ne de varlığımdan bir haber... Orada da yanlızdım, burada da yanlız olmaya mahkumum demek..."

Sanki beni alıp götürecek. Götürsün de. Çok uzaklara... Bilinmeze... Alsın götürsün beni... Bugün kimse bana sormasın, iyi miyim diye. Çünkü iyi değilim. Nasıl olabilirim ki..? Annemi tanımamıştım bile zaten... Babam... Babamı bugün kaybettim. Hem de onun yüzünden. Her şey yalandı demek... Beni seviyor sanmıştım. Babamı benden kopardı... Elimde olsa onu öldürebilirdim. Ama babam bunu istemezdi... Gözlerim yaşlı denizin kenarında deniz kabuklarını topluyordum. Babamla ben küçükken deniz kabukları toplardık... Her bu Mehtap Denizine geldiğimizde... O zamanlar sevmezdim burayı, gelmek istemezdim. Şimdi ise bu benim için çok değerli. Babamdan hatıra... Ona söz vermiştim. En güzel deniz kabuğunu bulmadan ölemezdim. O yüzden buradaydım. Bulduğum deniz kabuğunu da en sevmediğim kişiye verecektim. Ve bu kişiyi eskiden belirleyemiyordum ama şimdi kafamda netti her şey... Acaba babam bunların olacağını düşünmüş müydü?

Bulduğum deniz kabuklarının hepsini cebime koyuyordum. Bir saat sonra dinlenmek için bir kayaya oturdum. Cebimden rastgele çıkarıp kötü ve kırık olanları atıyordum. Taş sektirir gibi atmaya çalışsam da olmuyordu. Aslında babam öğretmeye çalışmıştı ama ben becerememiştim...

Göz yaşlarım Mehtap Deniziyle karışıyordu... Mehtap Denizi dememin sebebi burada hep mehtap olurdu... O saatlerde inerdim zaten kıyıya. Babamı hatırlatırdı bana. O saatler de gelirdik buraya. Hiçbir deniz kabuğu sağlam ya da güzel değildi. Hepsini boşuna toplamıştım...

Geri döndüm ben de... Aslında nerede kalacağım bilmiyordum. Ya bir parkın bankında ya da bir sokak lambasının altında... Babam da yoktu. Çalışan olarak beni almıyorlardı. Nedenini bilmiyorum... Acaba başlarına bela açarım diye mi? Sonuçta babamı öldürmüştü...

Her zamanki sokağıma, yanlızlar sokağıma girdim. Sokak lambasının altında bir bank vardı. Kolumu kafamın altına koyup oraya kıvrıldım.

Sonra bir ıslaklık hissettim. Nefes alamıyordum... Hayır, hayır. Beni de babam gibi Mehtap Denizine gömemezdi. Ölüyordum. Bağırmaya çalıştıkça daha çok su yutuyordum. Neden kimse yoktu? Babamın sözü aklıma geldi. Yerine getirememiştim... Gözümden yaşlar akmaya başladı Mehtap Denizine karışarak... Sonra suyun altında bir deniz kabuğu gördüm. Bu attıklarımdan biriydi. Babamın dediği şey aklıma geldi. "Kötü diye attıklarımız, gün gelir bize mücevher olur..." Hemen deniz kabuğunu aldım. Son nefeslerimde sözümü yerine getirmeliydim. Deniz kabuğunu ona uzattım. Baba seni seviyorum...~ gözümden yaşlar süzüldü... Ne yapmaya çalıştığımı anlamadı. Pes ettiğimin farkındaydı. Acıdı sanırım. Ama hala beni itiyordu. Deniz kabuğunu elimden alıp sinirle suya geri attı. Sonuçta sözümü tutmuştum. Rahat ölebilirdim artık. Kendimi bıraktım. Ve son inlemelerim tüm Mehtap Denizinde yankılandı. Sonra da gözüm karardı...

"Son inlemelerimi hatırladıkça boğazım düğümleniyordu. Buraya gelince babamı, annemi görürüm sanmıştım. Ama yanılmışım. Yanlız kaldım. Ve beni öldüren o katil, ismini anmak istemiyorum, de beni öldürdükten sonra intihar etti. Biz ölünce, üçümüz, Mehtap Denizine insanlar uğrar oldu. Hikayemizi kim buldu, anlattı bilmiyorum ama artık burası hüzünle anılan bir deniz oldu. Çocuklar hiç gelmezdi buraya. Korkarlardı. Tabii onlar da biliyorlar... Son nefesimde yanımda olmayıp şimdi ise hikayemle beni akıllarda hüzünle yaşatıyorlar. Ama beni tanımıyorlar, sevmiyorlar. Sadece acıyorlar. Her gün o mehtapta yine Mehtap Denizine uğradığımı kimse bilmiyordu... Bu yüzden ben bu tarafta da yanlızdım... "

Mehtap DeniziHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin