Episode 12

298 18 2
                                    

(Sınr 50 oy, 100 yorum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


(Sınr 50 oy, 100 yorum. Sınır tamamlandıktan sonra devam bölümleri gelecek)

Hepinize keyifli okumalar dilerim. ⭐

12.Bölüm: Gözyaşı Senası

Randevu günü.

Aniden alınan kararlardı bizi bu denli güçlü kılan ve yine kararlardı bizi bu kadar zayıf yapan.

Bir karar almıştım, başını sonunu; olacakları düşünmeden. Ve bu kararımın temelinde yalan yatıyordu. Oysaki yalandı temeli sarsan, alınan karar sonunda domino taşı gibi her şeyi teker teker deviren.

Gidiyordum, fakat gittiğim yolun önüme çıkaracağı yokuşlardan bihaberdim.

Güneş, daha kollarını ışığına açmadan yola koyulmuş kolumdaki çantayı her an elimden kayacakmışcasına sıkıca tutmuş önümdeki kaldırım taşlarını sayıyordum.

Artık her gün, özellikle dışarıda kaldığım günden sonra gece saat iki sularında eve varıyor, sabah saat altı civarında da mahalleden ayrılıyordum. O gün, ağabeyimin çıkardığı tatsız olaydan; evde kopan kıyametten sonra annemlerle aram daha da açılmıştı. Öyle ki, artık yüzüme bakmaz, evde kaldığım sürede de benimle aynı sofrada oturmaz olmuşlardı.

Bu davranışları da kendimi, her geçen gün daha da değersizmişim gibi hissettiriyordu. Ki, böyle hissetmediğim saniyeler bile olmuyordu.

Bir haftadır hayatım aynı düzlükte ilerlerken değişen tek şey beni kovalayan acaba sorularıydı. Parktaki adamın Barbaros olmama ve benim haftalarca kandırılmış olma ihtimali günlerdir peşimi bırakmıyor, bırakmadığı gibi de ara sıra rüyalarıma konuk oluyordu.

"Denemen vardı değil mi?" Ağabeyimin sesiyle düşüncelerimin önüne perde çekip, bakışlarımı kaldırım taşından ayırmadan başımı salladım.

"Evet, saat on gibi başlayıp on iki buçukta bitecek," dedim Cemil'in verdiği saat aralığını zihin süzgecinden geçirecek.

"İyi de, sıradan bir devlet kütüphanesinde ki deneme n'olacak? Dahası sana ne katacak ki?" Haklıydı, eğer her saat başı aramayacağını bilseydim böyle bir yalan uydurmazdım. Keza kim olsa ağabeyim gibi düşünürdü.

"Haklısın. Başta oranın yöneticisi de öyle demişti fakat tüm öğrenciler ısrar edince kabul etti. Hatta eğer bu hafta sistemli ve tertipli olursa bundan sonra da aynı şekilde devam edeceklerini söylediler." Dedim yalanı kollarıma alıp, birlikte uzun ve meşakatli yola doğru yol alarak.

Bakışlarım hâlâ yerdeyken dikkat çekmemek adına yüzüme gerçeklikten bi' hâyli uzak gülümseme yerleştirip başımı ağabeyime çevirdim.

"Eğer yorgun değilsen beni dışarıda bekleyebilirsin." Dudaklarımdan dökülenler istediğim değildi, sadece güven aşılamak için söylemiştim bu sözleri. Ki, kalmayacağını da çok iyi biliyorum.

𝕱𝖗𝖊𝖀𝖓𝖉(+18) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin